Bunu yapan kişiye Allah bir ağız vermiş gerisini koyvermiştir. 19 kiloluk şişeyi kaldırıp yarıçapı rahat 4 santimetre olan ucundan su içmek herkesin yapacağı iş değildir.
güç kuvvet gerektiren hadisedir ama onun zevki hiçbir şeye değişilmez. şey gibidir -kaçımız yapmıştır bilmiyorum- lavaboda bardak durur ama siz ağzınızı musluğa dayarsınız. bolluğun tadıdır, zevkidir.
sabah susuzluktan kırılarak uyanırsın. gözlerin yarı açık yarı kapalı, buzdolabını açarsın. o da nesi! kola yoktur. meyve suyu yoktur. ulaaaaaaaaaaaaann! su bile yoktur! damacanaya yönelirsin. pompaya basarsın, ama pompa osurur gibi sesler çıkartmanın ötesine geçmemektedir. dilinde damağında çıkan yangınların verdiği sinirle pompayı bir kenara fırlatıp içi boş olan damacanayı kucaklar, kana kana suyu içersin.
sonu kötüdür, son damlasına kadar içmemekte fayda vardır. hakarete uğramamak için pompa geri takılmalıdır.
bu hareketle kız arkadaşa gövde gösterisi de yapılabilir. hem koca damacanayı tek hamlede kaldırıp içerek gücünüzü gösterirsiniz hem de gövdenize doğru süzülen sularla seksi bir imaj çizersiniz.
(bkz: imaj hiçbir şeydir susuzluk her şey)
90 dakika bir maç veya antremandan geldiyseniz o susuzluk ile gözünde hiçte büyütülmücek olay yalnız çok abanmamak lazim bogulmak tehlikeside var çok büyük çünkü agzı .
resmen ayılık gibi gözükse ve su seviyesine bağlı olarak yapılması güç gerektirse de, o sucuyu çağırdıktan sonraki 15 dakika var ya hani, dipte kalan suyu boş sürahiye doldurmak için kullanıla o süre... işte orada, etrafta kimse olmadığından emin olunursa yapılır hani, içerken bir ''nasıl bir ayıyım yahu ben?'' düşünceleri beyinde uçuşur, bir yandan da boğazdan inen o soğuk suyun * ferahlatan etkisi insanı bütünüyle sarar... içilir yani...
üç beş kişi toplaşır tabir-i caizse eşşek gibi içersiniz bir akşam, sızıp kaldığın kanepede tüm yorgunluğuna rağmen herkesten once uyanırsın, yattığın yerde "yok ulan yok, bu meret bana dokunuyo. kokudan belli" diyerek osurup duruken üşenirsin kalkıp su içmeye ama zaten susuzluktan uyanmışsındır a yavrum, dilden damaktan mideye uzanan yol alev alev yanmaktadır, vücuttaki hararet yanaklarda ve kulaklarda yoğun bir şekilde hissedilmektedir.
bu lanet olası, piç kurusu yangına daha fazla tahammül edemeyen bünye kalkar, damacanın dibindeki takriben 5-6 bardaklık suya bakıp acımasızca, bencilce, açık konuşayım karaktersizce pompayı söker suyu pompalarken çıkan "possuk possuk" sesini ele duyurmamak için.
"hoh" diyip ağzını silerken zerre suçluluk hissetmez bu insan. buna damacanayı kafaya dikmek denir. olaydan bir süre sonra uyanan diğerleri susuzluktan kırılır şekilde dolanırken, senin omuzlardaki böğürdeki ıslaklık gözlerinden kaçmaz, boş damacana senin kafaya bir gider bir gelir aynen "dup dup dup" sesleriyle. buna da damacanayla kafa sikmek denir.
