tüplü dalış, yeterli bilgi birikimi, gerekli önlemlerin alınması ve kurallara uyulması durumunda kaldırımda yürümekten daha tehlikesizdir.* tüplü dalış yaparken dikkat edilmesi gereken hususların atlanması halinde ise maalesef kalıcı sakatlıklar ve hatta ölümle sonuçlanacak problemler doğabilir.
dalış sporları yapılan bazı istatistiklere göre bowlingden daha az tehlikelidir. bunun sebebi kurallarının açık olması, ve sualtına inecek herkesin, ister acemi olsun ister en iyi derecen eğitmen, bu kurallara uymasıdır.
ancak kurallara uyulmadığı takdirde dalıcı rahatsızlanabilir. sualtında ilk kural yalnız dalmamaktır ve bu kurala uysa bile kişi, başka bir kuralı ihlal ederse, önce kendi sonra da grup arkadaşlarının canını tehlikeye atmış olur.
su altı hastalıkları sırasıyla;
sıkışma : basınç su altında, önce kulaklarımızı sonra ekipmanlarımızı ve en son da tüm vücudumuzu skıştırmaya başlar. bu sıkışmanın sebebi vucudumuzun 4te 3'ünün su'dan oluşmuş olmasıdır. sivinin siviya basinci olmaz.bu nedenle vucut genel olarak bu basinçtan etkilenmez. ama vucutta bulunan hava bosluklari ya da kullandigimiz ekipmanlarin bünyesindeki hava bosluklari, kismen de olsa bu basinç degisikliginden etkilenirler.
en önemlisi kulak, akciğer ve ekipman sıkışmalarıdır.
kulaklarımıza karada 1a yani 1 atmosfer basınç uygulanır, ancak sualtında her 10m de 1a basınç artacağı için, ilk suya girişte sinüslerimizde 1a olan atmosfer basıncı direk iki katına çıkar ve dışardaki 2a, içerdeki 1a yı sıkıştırır. o an dalgıç burnunu eliyle sıkıştırıp dışarı hava vermeye çalışarak, içe bükülen kulak zarlarını dışarı ittirir ve sinüs basıncını, ortam basıncına dengeler. kişi bu basıncı hissedeceği için canı acımadan önlemini alırsa sorun olmaz..
akciğer sıkışması; basınç altında akciğerler büzülecektir ve dalıcı nefesini tutuyorsa kulaklarını pompalamak için ihtiyacı olacak havayı akciğerlerinden alır, bu rezerv havayı doğru kullanmayan bir dalıcının sıkışan akciğeri onu sualtında istemsiz nefes almaya zorlayabilir. bu da su yutmak ile sonuçlanır.
ekipman basıncı en çok maskede olur, maskenin yüze yapışması, gözlerin dışarı pörtlemesine sebep olabilir, yukardaki yöntemle burundan verilecek hava bu durumu da engelleyecektir.
hipoxia ve anoxia: oksijen azalması, oksijen bitmesi: serbest dalışlarda görülür, normal hava alan bir insanda beyin eğer 4dk hava almazsa anoxia olacak ve ölecektir, ancak serbest dalıcılar nefes alma teknikleri ile bu süreyi uzatabilirler fakat dalışlarının sonuna doğru oksijenleri azalacak ve bir dakika içinde çıkmazlarsa bitecek, bayılacak veya ölecektir.
hipoxia azalması, anoxia bitmesi demektir.
oksijen zehirlenmesi: normal koşullarda bir insanın 2lt hava aldığını düşünelim. bu rakam sualtınaki basıncın artması ve ciğerlerin sıkışıp küçülmesi sebebi ile artan basınçla doğru orantılı bir şekilde artar. bu da vücuda alınan oksijen miktarını arttıracak, ve derin dalışlarda kişi haddinden fazla oksijeni beyninde göreceği için sarhoş veya zehirlenmiş olacaktır. bunu engellemek için 70metreden sonraki dalışlar karışım gazlar ve özel ekipmanlarla yapılır.
hava ve damar embolisi: basınç altında nefes almış dalgıç, nefesini tutarak derinlik değiştirirse, ciğerlerinde bulunan oksijen genleşerek akciğerlerinin patlamasına veya şekil bozukluğuna uğramasına sebep olacaktır.
üç türü vardır, mediastinel amfizem:mediastinel bölgeye; yani kalp ve karin bölgesine havanin toplanmasidir.
subkutam amfizemi:beyin ve omuz kismina havanin toplanmasidir.
pnömotorax:cigerlerin balon gibi sönmesidir.nefes alindiginda, hava bosluga dolar ve kalbi sikistirir.kalp durmasi olusur.kana hava karisir, agizdan kanli köpük gelir.kalp ritmi bozulur;cilt altindan çitirdama sesi gelir.ayrica kesik kesik öksürük ve nefes almama hali basgösterir. o2 tedavisi ve basınç odası tedavisi uygulanır.
azot narkozu: normal ve antrenmansız bir insanda 30 mtden sonra etkili olabilir. oksijen sarhoşluğu ile aynı sebeptendir. bu sefer azot miktarı çoğaldığı için kişi fazla cesur olabilir. yorgun, ilaçlı, alkollü dalınmamalı, 30 metreyi geçecek dalışlarda antrenman yapılarak gidilmelidir.
dekompresyon ( vurgun ): azot narkozu olabilecek kadar suda uzun durulduysa, (hissedilmese de azot kanda çoğalacaktır ve vucuda nufus edecektir) öncelikle ininen derinlikte belirlenen vakitten uzun durulmamalı, durulduysa da vucuttan n2 atılmadan yukarı çıkmaya başlanmamalıdır, aksi halde vucutta basınçtan çoğalmış ve sıvı hale geçmiş azot, derinlik değiştirmeyle birlikte gaz hale geçecek ve kişinin felç, bayılma gibi durumlara gelmesine sebep olacaktır.
deride kizarikliklar, kasinti, ellerde ve ayaklarda uyusmalar ve karincalanmalar, eklemlerde agrilar, eger beyinde kabarcik olustuysa duyularda bozulma meydana gelir.
tedavisi: iki adet aspirin ve bolca su içirilir ( kanin sulandirilip, azot kabarciklarinin takilmasini önlemek için). saf o2 tedavisi uygulanir ve deniz seviyesinden basinç odasi sevk edilir.
önlem olarak dekomprasyon tablosuna göre, çıkarken belirlenen duraklarda belirlenen zaman aralığı kadar durulur. durulmadıysa bile her dalis sonrasinda emniyet dekosu olarak 3 de 1 dak. deko yapilir.ayrica eskiden uygulanan hasta su yüzeyine çiktiktan sonra, tekrar dibe indirme yöntemi olan rekompresyon tedavisi uygulanmaz.