Saygısız, sevmediğimiz işleri yapan elemanlardır.
- ...'dan ayrıldım.
+ O kızla bende konuştum arkadaş olduğumuz için benim teklifi kabul etmedi.
(+ = Dalyarak.)
orta asya'nın türk-moğol kökenli askerleri tarafından kendilerini betimlemek için kullandıkları 'dalyarak' sözcüğü, yeniçeriler başta olmak üzere, onlara göre kendilerini pek bir alımlı-çalımlı gören osmanlı askerleri tarafından bir küçümseme, hatta hakir görmek ifadesine dönüştürülmüş ve günümüz türkçesi'ne de aynı şekliyle yerleşmiştir.
- günümüz anadolu türkçesi'nde anlam olarak; 'hem salak hem de patavatsız insan hali'ni betimler.
toplumda tamamen ya hakaret olarak ya da
arkadaş çevresinde bir samimiyet göstergesi
olarak kullanılsa da; bu güzide kelimenin bir o kadar da güzide bir
manası vardır. osmanlı zamanında padişah
kapısında bekleyen iri yarı muhafızlara
dalyarak denilirmiş efenim. düşünsenize vezir geliyor padişahın
huzuruna : - padişahım padişahım dalyaraklar isyan
çıkardı.
+ vay dalyaraklar vay
Dal genel anlamda ağacın kolları demek
Dalyarak ta dal gibi narin ince kırılabilir yarak anlamında (bkz: bamya)
Bide bunun kuzeni var bizim oralarda
(bkz: gamayarak).
7-8 yaşlarımda bütün yaz tatilleri mi dedem ve babaannem ile birlikte yaylada kalırdım. komşu tarlada ise o dönem en yakın arkadaşım olan ahmet, dedesi ve babaannesi olurdu. tabi dedeler yakın yaşlarda hep birlikte takılıyorlar nasıl diyeyim namazlar, çaylar ve kendi elleriyle sardıkları sigaralar falan hep birlikteler. ahmet le bende bebeyiz ya ormanda odunlardan silah yapıp dıkşın dıkşın koşuyoruz. bir sakarlık yaparsak bir yaramazlık yaparsak ahmet'in dedesinden dalyarak sıfatı isimlerimizin önüne yerleşiyordu. şimdi bu kelimeyi her duyduğumda her karşılaştığımda o amcanın yüzünü hatırlarım. tuhaf ismini çıkartamıyorum. mekanı cennet olsun. dedemin de onunda.
bilinenin aksine her zaman densizlik yapan insana söylenen sözdür.
yani densiz demek kısaca.
ve bu durumda aslında gönül rahatlığı ile söylenebilecek bir sıfat iken gelde söyle !