Börekçide bir güzel börekleri yalayıp yutup, üstüne iki bardak limonatayı devirip bir çayla süsleyip sonra da hesabı ödemeden çantayı alıp gayet emin adımlarla çıkıp gitmek.
babam tarafından uykumdan uyandırılıp arabaya birkaç şey götürmem istenir, uyku sersemliğiyle t-shirt giymeyi unutup evden kimsenin de farketmemesiyle ertesi gün pazar kurulacak olduğu için üst sokağa parkedilmiş arabaya altta şort, üst çıplak şekilde gidip araba camlarında yansımamı görmemle koşa koşa arabaya gidip yine koşa koşa eve dönmem. 2 hafta içinde 2 kere mecburen çıplak şekilde sokakları dolaşmış oldum, öbüründe de denizden caminin tuvaletine gitmeye kalkıp camiyi bulamamamla aynı şey olmuştu.
Antalyada tekne turuna gitmiştik. Teknenin barında duran sonradan kaptanın kızı olduğunu öğrendiğim 1.60 boylarında çok güzel olmayan ama şirin bir kızla kesişiyordum. Tur bitti tekneden inerken koluma dokunup '' şey bana bilekliğini verebilirmisin? '' demiş. Bende onu " biletinizi alabilirmiyim " anladım. Bileti girişte vemiştim dedim, bi gülüştük falan olaydan sonra ama yerin dibine girdim be.
isyerine çektiğim servis aracına bakım yaptıktan sonra fren tellerini gevşek bağlayıp ilk ışıkta önde duran x6'ya vurmamak için yaptığım manevra sonucu arabayı şarampole yatırmam, içinde bulunan bir teyzenin yaralanması sonucu kocasının kalp krizi geçirmesi, IKISININ aynı hastaneye kaldırılması sonucu hastaneye ziyarete gelen oğullarının kendilerini içeri almayan güvenliklerle kavga etmeleri sonucu gözaltına alınmaları ve götürüldükleri karakolda kendilerine hasım olan kişileri gördükten sonra birinin polisten beylik tabancasını alıp karşı tarafı kursuna dizmesi başıma gelen en küçük hatalar silsilesinin sonucudur.
telefondan dizi izlerken, "telefonum caldi mi acaba?" dusuncesi ile diger odaya, telefona bakmaya gitmek ya da telefonun genelde durdugu yerde el yordami ile telefonu aramak. (bu arada gozler telefonda izlenen diziden de ayrilmiyor.) bir hafta icinde iki kez basima gelince, korkmadim dersem yalan olur.
dolmuşçuya "müsait bir yerde indirir misiniz" demek yerine "müsait bir yerde iner misiniz" demek ve dolmuşçunun değişik bakışları ile karşı karşıya kalmak.
halı saha maçına çöp poşeti ile gitmek. asıl spor poşetini konteynıra atmak. soyunma odasında mal gibi mandalina kabuklarına ve balık kılçıklarına bakmak. sonra ha siktirrr diye çığlık atmak.
geçen lale soğanı diyolar lale tohumunu uyku sersemi arpaçık soğanı sanıp yedim burnumuzda tıkalı koku alamıyoruz güzelce yedim nasıl yaptım anlamadım, ötekini de yiyecektim de altındaki çimlenmiş fidanı görüp olayı çaktım. sonra gülüşmeler falan oldu anlamadım gittim tekrar uyudum.