bomboş bir kumsala oturup, sahile vuran dalgaları, bir parça huzurun içe dolması için, seyretmek.
kulağa mp3 çalardan slow şarkılar akarken, o görüntü gözler önündeyken, gülümsememek imkansız gibidir.
yaşamı bir metro vatmanı gibi yaşayabiliriz. nereye gittiğimizi ve yolun ne olduğunu kesinlikle bilerek... ya da bir sörfçü gibi yaşarız dalgaları izleriz.
sana dalgaları izlemeyi öneriyorum...
yaşam önceden kestirilmesi olanaksız ince bir denge. sadece kendini dalgaya bırakmak da yetmez. her dalganın sörf yapmaya uygun olmadığını da bilmek gerekir. sörf yapabilmek için beklemediğin şeylerle karşılaşmaya da hazır olmak gerek. kimse dalganın nasıl geleceğini bilemez. kimse sörf yapmayı bilerek doğmayacağı gibi, risk almaya hazır olmak, düşüp ıslanmanın ya da her tarafın morarmış bir durumda sonraki dalgaya hazırlayacağını da bilmek gerek.
sadece hayaller, illüzyonlar yetmez ama onlar da olmalı dalgaları izlemek ve sörfe başlamak için.
