zira kişisel tecrübem var bu konuda. kendimi fransız ihtilalinin olduğu dönemde pazarlıyordum hipokrat ve çirkef burjuvazilere. çoğu zaman bir ekmek parası karşılığı oral seks yapıyordum. biraz para veren ise her türlü sapıklığını genç ve körpe bedenim üzerinde giderirdi. çocuk yaşta çocuk sahibi olduğumdan başka seçeneğim de yoktu. çoğu zaman da ayyaş ihtilalciler, monarşi karşıtları beni duvara yaslayıp, krala küfrederlerken arkadan yaparlardı o işi. artık kendi bedenime yabancılaşmıştım. yine de yaşamaya gayret ediyordum. taa kii cinsel uzuvlarımdaki o yaraları fark edene kadar. bebeğimle beraber büyüdü o yaralar. içimdekiler de cabası. neyseki onlar sayesinde bu dünyayı kendi çocuğumun etini sattığını göremeden terk etmek zorunda kaldım. çok şükür.
şimdi erkek halimle o eski hayatı hatırlayınca içim bi tuhaf oluyor. alt tarafta kıpırdanmalar gerçekleşiyor. anında duvara yaslanmış halimi düşünüp otuz ve bir çekerken buluyorum kendimi. hatta hızımı alamadığım zamanlar duvara yaslıyorum bir kaç körpeyi ve işimi görürken küfrediyorum kutsal değerlere. evet bir ikisininin de içine akıttım menilerimi uyarılarına rağmen. sırf onların da çocukları olsun aynısı yaşasınlar istedim. bu düşünce daha bile tahrik ediyor beni. kimbilir belki de benim soyumdur duvarda öttürdüğüm gençlik. olabilir mi dersiniz?