ülkeyi yönetenlerde bu kafa varken kaçınılmaz olan durumdur. görevlendirin abicim, polisi de görevlendirin, daha çok ölüm olsun, daha çok kan aksın. oluk oluk aksın ki, her şey bombok olsun.. boyumuzu kadar kana bulanalım ki, nefret aklı galebe çalsın, barış huzur imkanı hepten berhava olsun e mi! devam, aynen bu kafa devam. sonra analar ağlamasın diye makara yapacaksın çıkıp... peh!
ulan öcalan'la görüşülüyor denilip duruyor aylardır. ne konuşuluyor merak ediyorum. en başta masaya yatırılması gereken temel konu militanların sınır dışına çıkması askerlerin de kışlaya dönüp operasyonları durdurması ve süresiz ateşkes ilan edilmesi olması gerekirken harbiden ne konuşuluyor çok ama çok merak ediyorum. insanlar sapır sapır ölürken neyin müzekeresi ediliyor, kamuoyu barışa bu şekilde mi hazırlanacak?
eli silahlı insanlar... kırsalda, askerler operasyonda, militanlar eylemde... elbetteki karşı karşıya gelecekler. sıcak temas olacak. ölümler yaşanacak. bir an önce bu 90'ların başına dönüş durdurulmalı, siyasi basiretsizlikler giderilmelidir. yoksa daha çok şehit haberi yapılacak.
bu ülkede en ucuz şey insan hayatı olmaya devam ettikçe maalesef doğru olmaya devam edecek tespittir. israil'e sözümona posta koyan başbakan, 45 günlük sürede şehit edilen 33 askere karşın ne yapmaktadır? hiç! neden mi hiç? çünkü ölen çocuklar sayesinde anayasa çalışmalarını istediği şekle sokabilecektir, ölen çocuklar sayesinde milliyetçi-muhafazakar insanları daha rahat ajite edebilecektir.
devleti yönetenler bu kadar geniş, vatandaş da bu kadar koyun olursa kaçamayacağımız gerçek.
sokaklar teröristlerin değil bizim sokaklarımız. vatandaş teröre karşı tepkisini kararlı bir şekilde göstermeli ki koltuğun başındaki uyuşuk hımbıl sünepe adamlar kendilerini mücadele etmeye mecbur hissetsin.
askerimiz geçmişte, orada kutsal bir amaç uğruna mücadele verdiğini düşünürdü. acaba şimdi de durum aynı mı? umarım kendilerini çaresiz görmüyorlardır.