Dünya derken ihtimal türkiyeyi dışında tutup avrupanın yaptığı adaletsizliğinden bahsediyordur, kendi dönemindeki yolsuzluk fetöye tüm devlet imkanlarının seferber edilmesinden bahsetmiyordur elbet.
Düşünüyorum da Erdoğan acaba bu kitabı yazarken neler hissetti? Ömrünü adadığı siyasi günleri tek tek gözlerinin önünden geçti, belki de gözlerinden yaşlar süzülerek yazdı bu kitabı. Kâh ağladı, kâh duygulandı belki de.
bence tam tersi hayatında hiç eğlenmediği kadar eğlenip 1100 odalı sarayının kral süitinde kilosu 10000 lira olan beyaz çayını içerken kahkahalar atarak yazmıştır. ben reyizin yerinde olsam öyle yapardım. düşünsene 25 sene önce parmağımdaki tek yüzük ile yola çıkıp 25 sene sonra dünyanın en zengin siyasetçisi oluyorsun. ne yaparsan yap arkanda milyonlarca insan seni alkışlıyor. bu kadar zenginleştiğin ve halkın yoksullukla kıvranırken kalkıp böyle bir kitap yazıyorsun ve biliyorsun ki sen zenginleşirken daha da fakirleşen bu insanlar bu kitabı da alkışlayacak ve övecek.
biri, 57 yıllık hayatının neredeyse 30 yılını cephede geçirmiş, gencine yaşlısına, kadınına erkeğine, büyüğüne küçüğüne devletin ve milletin önemini anlatmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra gençlere öğüt vermeyi amaçlamış Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleme aldığı Nutuk,
diğeri de işte geri dönüştürülemeyen 300-400 tane kağıdın bir araya getirilip çevre kirliliğine neden olacak paçavra.