dabbe 2

entry82 galeri3 video1
    26.
  1. bu filme giden herkes sinema sektörüne ihanet ediyordur. bu kadar net konuşuyorum arkadaş.

    hasan karacadağ gibi türk sinemasının gelmiş geçmiş en yeteneksiz yönetmenlerinden birine bile böyle bütçe veriliyorken kendini göstermek için para arayan genç yönetmenlerimize yazık arkadaş.
    3 ...
  2. 27.
  3. musallat'ı geçerse iyidir ama imkansız gibi gözüküyor fragmanlarından.

    hadi filmi korkunç yapamadın, başaramadın, neyse. niye gidip yıllardır güldüğümüz, ''nerdesin lan it'' repliğiyle ayağını karıştıran babasından zırt pırt sopa yiyen erdal kömürcü tiplemesini çok korkunçmuş gibi filmlerinde oynatıp duruyorsun?

    yani biz illa korkmakla gülmek arasında bir ''ama'' pozisyonunda kalmalı mıyız?

    yazıktır efendim, yazık. ha siktir.
    1 ...
  4. 28.
  5. bir hasan karacadağ filmi.
    * *
    5 ...
  6. 29.
  7. türk sinema tarihinde kara bir lekedir. ilk filmi izlemedim ama herhangi bir film bile bu filmden daha iyidir. rezil oyunculuk, abartılı ses efektleri, saçma görsel efektler... daha sayılamayacak kadar rezalet. ayrıca senaryosunu 15 yaşında bir ergenin yazdığına inanıyorum. arka tarafımda esneyen insanlar yüzünden bi ara benim de göz kapaklarım ağırlaştı fakat bir umut filmi izlemeye devam ettim. keşke etmeseydim. uykusuzdum zaten.
    daha da fazla söylenecek söz yok. yazı çok uzun oldu diyenler için; zaman kaybı.

    --spoiler--
    inkar etmemek gerekir ki filmin başı güzel başlıyor. hasan karacadağ başta uyarı da yapmış etkilenebilirsiniz falan demiş. insan hafiften tırsıyor. güzel bir film olduğu beklentisi içinde izlemeye başlıyor. fakat sonraları senaryonun gidişatı ve oyuncuların rezilliği hemen o etkiden kurtulmanızı sağlıyor. kulağı rahatsız eden ses efektleri başlıyor sonra. daha filmden çıkalı yarım saat olmadı hala kulağım çınlıyor. yan rollerdeki adını bilmediğim ve öğrenmek istemediğim erkek oyuncunun tepkilerini izlerken, sinemadaki diğer insanları rahatsız etmemek adına, gülmemek için kendimi zor tuttum. şu siyah duman meselesine gelince. sanırım görsel efektleri yapan arkadaşlar fazla uğraşmamak için direk lost taki black smoke u arak yapmışlar. şimşekleri eksikti içinde o kadar. onu da silmek zor değildir herhalde.

    diyalogların saçmalığını da araya katayım da tam olsun. evin içindeki insanlar sabahtan beri acaip siyah dumanların hareket ettiğini görüyor, evden sesler geldiğini duyuyor fakat aralarında geçen diyalog şu: " belki de nükleer bir saldırı olmuştur." " savaş da çıkmış olabilir.". gel de gülme.

    filmin güzel yerleri yok muydu, vardı. ama toplasan 1-2 dakikayı geçmez. görsel açıdan tatmin olunacak tek sahne, istanbul' a uyarlanan kıyamet tasviriydi. camilerin yanarak minarelerinin yıkılması, köprünün yıkılması, sokakların alev alması, her yerden çığlıklar yükselmesi falan biraz etkiliyor insanı.
    --spoiler--

    son olarak burdan hasan karacadağ' a seslenmek istiyorum umarım okur. lütfen artık film yapma. yapacaksan da korku filmi yapma. ha illa yapacam diyorsan da, senaryo üzerinde biraz çalış bari. görseli falan geçtik bari doğru düzgün bir konu olsun.
    1 ...
  8. 30.
  9. film öncesi salonun önünde mısır yiyip arkadaşlarla sohbet ettiğim bi sıra arkama döndüğümde afişini gördüğüm film. afişi bilenler anlamıştır o anki duygularımı.

    hocam o nasıl bi afiştir öyle. sonuçta çoluğu var çocuğu var o sinemaya girip çıkan. en öndeki adamın yüzü kafama kazındı şerefsizim !

    film biraz saçma ama afiş fena.*
    (bkz: hocam altıma sıçıyordum yanii)
    3 ...
  10. 31.
  11. türkçe korku üzerine dünyada klasikleşen din olgusundan yola çıkan ve bunu müslüman bir ülkede olduğıundan islamiyet üzerinden yansıtmaya çalışan serinin ikinci halkası.fakat sığ bir kurguya sahip olduğu gibi çok hacı hocanın danışmanlığında yapıldığı aşikardır.
    0 ...
  12. 32.
  13. tam da bugün izlediğim korku(!) filmi.

    aslında kahkahalarla izledim. sadece yüksek ses ile ani bağırmalarda biraz kalbim hızlansa da 1. bölümünden daha az korkunçtur. çünkü film çok kısa,saçma ve anlaşılmaz. 1. bölüm daha korkunçtur.
    0 ...
  14. 33.
  15. tek kelimeyle dandük! ilk film de kötüydü ama kötünün de kötüsü varmış; 2. daha beter. filmin başında " bu olay tamamen kurgudur, olağanüstü varlıklar anlayışım bazı psikolojiler üzerinde etki yapabilir" yazısı beni baştan kopardı zaten.
    cin,ruh vs. diye gösterilen şey tamamen siyah bi toz yığını;bulut gibi bi şey. bu mu lan psikoloji bozan anlayışın, eti cin koysaydın daha korkunç olurdu film.~bide eti cin le çekmek lazım bu filmi
    ne konusu ne amacı olmayan, bir anafikri olmayan, olay akışı olmayan,tekdüze
    sakınlıkla gidilmemesi gereken bi film.
    2 ...
  16. 34.
  17. güldüren korku filmi. hasan karacadağ bırak bu işleri.
    0 ...
  18. 35.
  19. insanı korkudan altına sıçırtan efsane filmin ısrarlar üzerine çekilen 2. si.
    1 ...
  20. 36.
  21. 5 kişilik film kadrosuyla tamamen evde çekilerek masraftan kaçınılan saçma ötesi film. efektleri bilgisayarda yapıldıgını varsayarsak maliyeti 200-250 tl yi geçmeyecek film olmuştur. sinemada izlenmemesi gereken 10 tl ye yazık edilmemesi gereken filmdir.
    1 ...
  22. 37.
  23. --spoiler--
    Kıyamet Saati Yaklaşıyor… internet yoluyla tüm dünyaya hızla yayılan ve her eve giren Dabbe, ona eşlik eden Cinler ve bilinmeyen gölge varlıklar dünyadaki tüm elektromanyetik sistemleri ve interneti ele geçirerek son saldırı için göklerden gelecek bir işareti beklemektedirler. Huzursuz ve tedirgin edici bir istanbul şafağında göklerde beliren garip ve siyah bulut kümeleri ağır ağır açılırken arkalarına saklanmış olan “DUHAN” az sonra başlayacak kara istilanın ilk işaretidir. Kuran’da Duhan suresinde belirtilen ve aniden göklerden inecek olan ürkütücü kıyamet alameti DUHAN artık yeryüzüne doğru hareket etmeye başlamıştır. istanbul’da son saatin yaklaştığından habersiz ve kendi dünyalarında sessizce yaşayan bir grup insan, kara bir felaketin arkasına gizlenmiş, sır varlıklarla karşılaşmanın dehşetini yaşayacaklardır. Kıyametin en korkunç alameti olan DUHAN’dan bir kaçış yolu var mıdır?
    --spoiler--
    0 ...
  24. 38.
  25. 3.'sünü çekmemesi için hasan karacadağ'a yalvarttırabilecek seviyeye getiren filmsi .
    1 ...
  26. 39.
  27. sadece fragmanına bakılarak bile en az birincisi kadar berbat olduğu çıkarımında bulunulabilecek film.
    0 ...
  28. 40.
  29. 41.
  30. geçen haftasonu gitmiş bulunduğum film.

    Dünya sinema tarihinde heralde ilk perdenin sonuna kadar tek kelime diyaloğun olmadığı tek filmdir. Film izleyiciyi, dijital aletlerin seslerini * yükseltip alçaltarak, çığlıklarla vede dumanla korkutmaya çalışmış.

    Okul filmi gibi heralde bu filminde gösterimden 2 hafta sonra türü ibaresine korku'nun yanına komedi'yide iliştirir.
    0 ...
  31. 42.
  32. hasan karacadağ'ın en zayıf filmidir. sanmayın ki hasan karacadağ'ı sevmiyorum. herkes dabbe yi yerden yere vururken ben bayılmıştım. dabbe yüzeysel, kötü oynanmış bir filmdi kabul ama tam bir b movieydi ve seyirciyi gerçekten germeyi becerebiliyordu. b movie kurallarını sonuna kadar kullanan film kült olma noktasına varabilecek kadar absürd bir yapımdı ki karacadağ çay içen karakterlerini trenin tepesine çıkartıp orada diyalog sahnesi çekerek bunun farkında olduğunu gösteriyordu. semum ise karacadağ'ın işi daha ciddiye aldığı ama o amatör ve b tadını sonuna kadar yaşattığı filmiydi. dabbe 2 ise izlemeden süresi, görselleri ve fragmanlarıyla çok şey vaad ederken, en azından derli toplu olmayı mesela, ikinci yarısında öyle bir tuzağa düşmüşki dabbe 2 yi sarsan tamamen filmin ikinci yarısı olmuş. oyunculuklara kötü demeyeceğim çünkü bu tarz filmler için gereken oyunculuk bu filmde vardı, bence kafi. tabi daha repliğini söylerken rlerde takılıp kalmak yerine yor değilde yo diye repliği bitiremeyip oyuncuyum diye nasıl bir cesaretle rol alırlar hemde sinema filminde bilmem böyle bir iki can sıkıcı yapaylık göze battı. ilk yarı süperdi, bir dakika bile nefes almadım, fena heyecanlandım, işte bu karacadağ'ın en iyi filmi, en iyi türk korku filmi diye coşkuyla çıktım film arasına lakin ikinci yarı başlayınca sorunlarda başladı, efendim süper bir duhan yapmışlar filmde ama karacadağ diğer filmlerinde düşmediği hataya burda düşüyor, duhan görünüp görünüp kayboluyor, vurup vurup kaçıyor! ama birşey yapmıyor ve bu sahnelerin temeli ilk yarıda atıldığından dabbe 2 2. yarısında kulak sağır edecek ses efektleri ve sürekli tekrarlanan bu vurdu kaçtı sahneleriyle kendini feci düşürüyor, kaldı ki ilk yarıda başarıyla kurgulanan sekanslardan ikinci yarıda hiç yok, duman geliyor herkes birarada, bahçeye çıkıyorlar herkes bir arada, cinler hatunları deforme etmeye başlıyor ama hatunlar hiçkimseye zarar vermiyorlar ve duman sayısız derecede çok tekrarlandığı için etkisiz eleman gibi kalıyor. karacadağ kurgudan gerçekten anlayan bir insan olmasına rağmen kıyamet sahnelerini finale koymayınca boş ve etkisiz olan final cidden çok boş kalıyor ve dabbe 2 sonlanıyor. efektler müthiş, cidden sinemada deneyimlenmeli, görseller ve yıldıracak şekilde yüklenilse de ses efektleri de şukela. b tipi korku filmlerinden hoşlanırsanız izleyin derim belki çok seversiniz, belki nefret edersiniz bilemem ama ben hasan karacadağ dan çok daha fazlasını beklediğim için orta karar olan bu film beni pek kesmedi doğrusu, yinede görselliğe ve emeğe saygı duyuyorum. türk sineması bazı arkadaşlar inanmasa da bu tarz filmlerdeki başarımızla kurtulacaktır, denemeye devam. 10/6
    1 ...
  33. 43.
  34. oyuncularda 1 - 2 tanıdık sima olmasa, yönetmen akrabalarını oynatmış cümlesinin cuk! oturacağı bir film.
    film boyunca kahkahalar eksik olmadı. Yazık hangi zihniyetle çekildi bu film. Ya da film çekildi, vizyona girmeden önce izleyip sonra yayınlasaydınız.
    rezalet yahuu!

    (bkz: Dumanı dövmeye çalışan adam)
    4 ...
  35. 44.
  36. film arasında seyircilerden birinin ''la maaamutt sen evdeki müzüük aletlerinle ses yapsaydın daha iyiydi'' demesiyle aradığım tanımın bu olduğunu anladığım film.
    cimriliğim tutmasaydı sonuna kadar izlemezdim. hoş yine dayanamadım çıkıyordum ama allahtan o arada bitti.

    (bkz: dabbe 37)
    1 ...
  37. 45.
  38. sadece fragmanından söyleyebilirim ki birincisinden daha rezil olduğu kesin olan filmdir. o boğaz köprüsü nası yıkılıyo yav 1 sn de çotank diye? ayrıca oyunculuğun da rezalet olduğu gözden kaçmıyor. insan böyle fragman yayınlarmı yav.
    1 ...
  39. 46.
  40. --spoiler--

    herşeyden önce ağır bir eleştiriyi hakeden filmdir.

    şimdi efendim, insanlar neden bir şeyin devamını getirmek isterler? ilkinden daha güzel olsun diye. ilkinden daha güzel olmayacaksa denemenin anlamı var mıdır? yoktur. denenmişin denenmişi olur mu? olmaz.

    hasan karacadağ'ın herkes tarafından bilinen bir iyi niyeti, bir sinema neferi havası var. bildiğiniz bütün sözlüklerde, filmleri ve kendisiyle ilgili bütün entryleri okudum, biraz vikipediye göz attım, tabi ki filmlerini de izledim. etüt etmeye değer gördüm yani. çünkü ortada sonuçları gerçekten kötü olsa da bir takım çabalar var.

    gelgelelim hasan karacadağ ya bu işi çözemedi, ya da ısrarla kötü film yapıyor sonradan bir film yapacak, aklımızı alacak ve tam anlamıyla cenneti de, cehennemi de gösterdim tribine girecek. tabi bu şuan çok olası durmuyor.

    soru şu: hasan karacadağ dabbe gibi bir deneme tahtasıyla sinemadan en anlamayan adamların bile açık açık yüzüne vurduğu, vurabildiği hataları neden gidermek yerine daha da çok yaptı? neden bile bile lades dedi?

    kötü oyunculuk, kötü diyaloglar, korkutmak yerine gereksiz baş ağrısına sebep olan ses efektleri ve üstüne üstlük, diğer filmde olmamasına rağmen bu filmde eklenmiş saçma sapan özel efektler.

    hepsinden en kötüsü de ilk çektiği filmden bu yana gelen bilindik korku filmlerinden kolaj alışkanlığı.

    ya bu herşeyden evvel ayıp bir şey. dabbe'ye bakıyorsun, pulse'un islam inancı makyajlı yeni kasası gibi. semum'a bakıyorsun, maşallah abim öyle bir film yapmış ki hem constantine'i, hem the exorcist'i, %10 kadar da semum muhabbetini aynı anda izliyorsun. ki anlattığın şeyin de dabbeyle uzaktan yakından alakası yok, diğer bütün sahiplendiğin temalarda olduğu gibi. dabbe 2'ye bakıyorsun, blair witch, ve the ring çok açık, çok bariz.
    antrparantez ben şahsen lost'u da alet etmiş diyenlere katılmıyorum, sonuçta kara duman muhabbeti kuran'da olan bir şey ve adam bunu istediği gibi kullanır. kendi konseptiyle ilgili. belki de lost'u yazanlar kuran'dan feyz aldılar, bilemiycem.

    toparlarsak yine bir kılıfçılık, bir araklama havası var. çok rahatsız edici ki hasan karacadağ'ın bana göre en büyük hatasıdır.

    ve senaryo, senaryo bir felaket. cidden felaket. güzel kardeşim bütün film neden bir evde geçiyor? bana bunu bir izah etsenize. sitcom mu çekiyorsunuz, ne biçim iş bu?

    dabbe'de hiç değilse farklı mekanlar, farklı tipler, farklı olaylar ve korku öğeleri vardı. iyi kötü bir olay örgüsü vardı. korkutma potansiyeli de vardı.

    ama şimdi sen gelmişsin benim bir gelip, bir giden bir dumandan korkmamı bekliyorsun? bu nedir ki şimdi?

    girizgah güzel. insan bir tribe giriyor. anlattığın olayın bir miti var, ilgi çekici bir tarafı var. ki o giriş kısmı sadece ilgilendirdi beni, anlatıcı en başta kim olduğunu söylemişti ama tuhaf bir isimdi unuttum, hatırlatan olursa mutlu olurum.

    neyse, sen hikayeye mistik bir giriş yaptın, tamam. şimdi ben kıyametin kopmasını izlemek istiyorum, insanların kaçışmasını istiyorum, açı çekmelerini istiyorum, metafizik öğeleri görmek istiyorum, onların bizle dalga geçer gibi kıyameti getirdiğini görmek istiyorum, tanrı artık bizle değil düşüncesini hissetmek istiyorum. ben korkarsam, bundan korkarım. filmin çekilme amacı budur.

    sen napıyorsun? bir evin içinde beş tane gerizekalı karakterle vodvil gibi bir şey çekiyorsun.

    bu nasıl bir yönetmenlik güzel kardeşim, sana film çekmeyi kim öğretti? hem ben senden en ağır sanat filmini istemiyorum ya, biraz tırtır beni pop corn tadında. bu kadar zor değil ki bu.

    dışarda madem kopan bir kıyamet var neden onları resmetmiyorsun da maksimum 1 dakikalık uyduruk bir televizyon görüntüsüyle beni korkutmaya çalışıyorsun?

    senin bütün olayın inancımdan beni vurmakken sen telefonları falan titretiyorsun. nesinden korkucam ki ben bunun?

    mesela içine cin giren bir kız bir yandan ayetel kürsi okusun, bir yandan latince konuşsun veya ne bileyim antik yunanca konuşsun, bizim millet bundan tırsar.

    zaten bunu ayrıca değerlendirmemiz gerek.

    bir kere dabbe nedir? dabbe büyük kıyamet alametlerinden biridir. devasa bir yaratık olduğu yazar kuran'da. bir elinde bir peygamberin asasını, bir elinde başka bir peygamberin mührünü taşır.

    bu figür biraz yaratıcı olan bir insanın beyninde belki 150 şekilde tasvir olunabilecek bir şey. gayet güzel malzeme.

    birinci filmde hadi yavaştan kıyamet kopuyor havası verdin, bilgisayar dedin, virüs dedin. tamam biz bunu yemiş olduk.

    eee hani kıyamet? 4 senedir bekletiyorsun bizi, kıyametten anladığın duman mı sadece? neymiş efendim dumanların içinde cinler varmış, pirana gibi milleti saldırıp yerlermişş...

    yaa bu dabbe dediğin, böyle bir şey değil ya? ne alakası var bu anlattığınla? ben bir müslüman olarak hayali bir şey anlattığını biliyorum zaten ve ne görsel olarak, ne psikolojik olarak sarsmıyor beni. umrumda olmuyor. ve kötü oyunculukla da salonda artık sigara yakasım geliyor.

    he dersen ki bu benim yaptığım bir atıftır, tefsirdir bir nevi, o zaman filmin adı dabbe olmasın. neden dabbe?

    en son nette deccal'ı okudum biraz, hasan bey ona da el atıcakmış. dedim nedir, ne değildir. kimisi stalin deccaldır diyor, kimisi 40 tane deccal var diyor, kimisi george bush diyor vs.

    ama aslında bir deccal var ve bu bir hilkat kitaba göre.

    hasan karacadağ'ın yapması gereken bana göre kitabın yazdığını tasvir etmek. o herkesin yaptığını yaparak, şudur budur herhalde diyerek sıradanlaşıyor.

    şunu merak ediyorum...

    hasan karacadağ acaba kendi filmlerini izliyor mu? hiç izledi mi? izlerken korktu mu? veya şu korkunçtur diyebileceği bir şey var mı?

    eğer bu entry'yi okursa bir gün mutlaka bana ulaşsın, ben bir sinemaseverim, bana bunların cevabını bir versin. üzerine film yaptığı allah'ın hakkı üzerine kendisinden rica ediyorum.

    yoksa kusura bakmasın, ben bu saatten sonra hakkımı helal edemeyeceğim kendisine. bu kadar insanı bir beklentiye sokup sonra izlediğimiz filmleri birebir hatırlatan görüntülerle harmanlanmış kötü performansları bize izletmeye hakkı yok.

    bununla beraber bir umut deccal'a da gideceğim. biraz türk sinemasının, biraz okültizmin hatrına.

    ama bu kafayla olmaz, açık söyleyeyim. verilen emeğe de yazık, izleyicinin parasına ve vaktine de yazık.

    --spoiler--
    5 ...
  41. 47.
  42. avatar ı izleme maksatlı gidip de, biletlerin tükendiğini öğrendiğimizde yanlışlıkla girip izleme gafletine düştüğümüz, verilen ilk arada filmi terkeden birçok insan kadar basiretli olamayıp ta, "yönetmen filmi ha toparladı, ha toparlayacak" diye sonuna kadar izlediğimiz, yer yer korku filmi olduğunu unutup, diğer seyircilerle birlikte kahkaha krizine girdiğimiz filmcik.
    2 ...
  43. 48.
  44. birincisinden daha kötü olan komik korku filmi. filmin yönetmeni korku filmi yapmakla boşa zaman harcamasa, komedi filmi yapsa çok daha başarılı olur.
    0 ...
  45. 49.
  46. dün itibariyle şans verdiğim diyeyim hani bu kadar kötü yorumları okuyup, işittikten sonra bile ya ne olur ne olmaz bir de ben göreyim dediğim iğrençlik harikuladesi bir film. ya adam bence bu filmi çekerken başka bir filmi çekiyordu ki bu kadar iğrenç, anlamsız, korkuyla uzaktan yakından alakası olmayan bir film ortaya çıkmış. konusundan tutun da oyuncuların bir ilkokul piyesinden fırlamış olmalarına kadar berbat bir film. ya ilkokul piyesindeki çocuğa, çocuk dersin zaten adı üstünde. arkadaş sen bildiğin ciddi ciddi film çektiğini iddia eden bir adamsan, biraz özeneceksin ya. adam resmen dalga geçmiş. insan hakları mahkemesine şikayet etsem, çok net kazanırım.
    (bkz: benden günah gitti)
    6 ...
  47. 50.
  48. ilki tutmayınca ikincisi çekilen film *
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük