Gözlerimi kapattığımda, ruhumun bedenimden çıkıp karadeniz ormanlarında gezintiye çıkmasını sağlayan ezgi. Ondan sonra türkü dinleyenlere kıro der kimileri. Gel küfür etme be sözlük.
sözlerini anlamayan birinin bile yüreğine değen, yüreğini delen bir ağıt. müziği kulaklara ulaştığı anda anlaşılıyor bir ağıt olduğu, göz açıp kapamaya vakit kalmadan dökülüveriyor yaşlar yanaklara doğru. bilmediğin bir dilin, ilk kez duyduğun ağıdına hıçkıra hıçkıra ağlamak... yüreğin ısınırken buz kesmesi... hepsi bir anda yaşanıyor.
Diğeri de adamın esas oğlana dönüp dalağuni sikeyim demesidir.
He bir de tulum sesi.
Bir de dalgalı deniz.
Bir de şey vardı. Ulan çok şey var aslında ama sekans sekans. Genelde alıp giden bir konu var ama başarılı bir yönetmenlik yoktu hatırladığım kadarıyla.
öncesinde inceden bir sigara dumanı misali kulaklara tüten tulumun sesi,ardından bilinmeyen sözlerin tarif edilemez derinlikte verdiği acı...adamı verem edebilme potansiyeli yüksek hemşince ağıt.