Gözlerimi kapattığımda, ruhumun bedenimden çıkıp karadeniz ormanlarında gezintiye çıkmasını sağlayan ezgi. Ondan sonra türkü dinleyenlere kıro der kimileri. Gel küfür etme be sözlük.
sözlerini anlamayan birinin bile yüreğine değen, yüreğini delen bir ağıt. müziği kulaklara ulaştığı anda anlaşılıyor bir ağıt olduğu, göz açıp kapamaya vakit kalmadan dökülüveriyor yaşlar yanaklara doğru. bilmediğin bir dilin, ilk kez duyduğun ağıdına hıçkıra hıçkıra ağlamak... yüreğin ısınırken buz kesmesi... hepsi bir anda yaşanıyor.
öncesinde inceden bir sigara dumanı misali kulaklara tüten tulumun sesi,ardından bilinmeyen sözlerin tarif edilemez derinlikte verdiği acı...adamı verem edebilme potansiyeli yüksek hemşince ağıt.
bir film.adı sonbahar.yalın, sakin ve düşük tempolu.
filmin bütünü kimileri için sıkıcı gelebilir. kimileri için bir anlam ifade etmeyebilir.
ama final sahnesi tek kelime ile mükemmeldir.
film biterken gerilerden bir tulum sesi duyulur, ardından sözlerini anlamayan birinin bile yüreğine değen,
hüzün veren, göz yaşartan
o *
9 dakikalık ağıt başlar.
hiç bitmese dediğiniz anlardandır.
sonbahar filminin sonunda söylenen ve yüreğinizde sonbahar havası yaşatan müthiş ötesi hemşince ağıt. tek kelime anlamazsınız ama tüm derde ortak olursunuz.
"yüreğin mi hastalandı oğul" der ya, sanki oğlunun yüreğindeki hastalık artık sizin kalbinize işler. sonra da her kalp sancısında bu ağıdı dinlersiniz; tekrar tekrar...
'yüreğine kurban olayım oğul.
gel oğlum yusufum gel.'
sanki bir oğlum olmuş, oğlum uzaklara gitmiş. tutsak düşmüş. yıllarca onu beklemişim. hiç offlamadan. sonra çıkıp gelmiş birgün oğlum. onu sarmışım, sarmalamışım. sakınmışım gözümden. sonra oğlum sonbaharını da yaşayıp göçüp gitmiş. yüreğim sızlamış. ben de ölmüşüm ardından.
'oha be prekazi!' diyorum ve bunu neden eksilediğini cidden ama cidden merak ediyorum.
ağıtın bana hissettirdiklerini yazdım. ordaki sanki'ler seni yanılttıysa , hani 'sanki bi oğlum olmuş da hıh. ne biçim, kaka . hiç de etkilenmedim ki.' dediğimi sandıysan söyleyeyim . öyle değil. bu açıklamayı yapıyorum . zira anlattıklarımı anlamamış olacaksın ki eksilemişsin sevgili süzük.
edit : diğer entrylerimi eksilesen bu kadar kırılmazdım lan.. ama bu çok içten yazdığım bir şeydi. valla be.
ya allaşkına eksileyen arkadaş, mesaj at. içime oturdu resmen yav! iki gözüm önüme aksın ki içim parçalanıyor kötü entrylerde görünce bu entrymi. uff ya! çok kötüymüşün be arkadaş.
Sonbahar filminin sonunda çalan, giren tulum sesiyle tüyleri diken diken eden, insanın kalbini sıkıştıran, ayşenur kolivar tarafından seslendirilen ve son olarak, tamamını dinlememe izin vermemesinden dolayı, Kanal d'ye küfür etmeme sebep olan hemşince ağıt.
Dinlediginizde caniniz yanar, yureginizin daraldigini hissesersin. Elin kapatmaya gitmek ister ama bir yaniniz o aciyi hissetmek ister.. Dilini anlayan sanirim azdir, lakin muhim olan soylenenleri anlamak degil, bunun yuregi yanan bi ana tarafindan soylendigi ve hislerini anlamaktir..
sonbahar filminin sonunda yürekleri dağlayan ağıttır. müziğin dili olmadığının en büyük kanıtlarındandır. ağıtta geçen hiçbir şeyi anlamadığımız halde gözlerimizden akan yaşlar aslında her şeyi anlatıyor.
bu da videosu: