Hayatı boyunca hiçbir zaman, dağdaki bir çobanla aynı kadrajın içine girmemiş ablamızın kendi saçmalama rekorunu egale ettiği polemik konusudur. Buradan dudaklarını büzüştürüp,ısırıp veyahut adını koyamadığım şekillere sokarak seksi, şirin veyahut sevimli olmaya çalışan ablamıza sesleniyorum sen gel dağlara ben sana 200 keçi vereyim, onları akşam eksiksiz olarak o dağlardan geri getir benim oy hakkımı da sana devredeceğim.
Aysun kayacı ilk defa doğru bir söz söylemiş. Helal olsun. Zira, Aysun Kayacı gibi birinin oyu, bir çobanki ile nasıl eşit olabilir ki? Onun oyu eşit olsa olsa çobanın sürüsündeki koyunlarından birininkine eşittir.
öhöy öhöy... hem oy kullanmak, hem demokrasi, hem oyun eşit olmaması ve bunların hepsi aynı cümle içerisinde. bu nasıl bir çelişki aysuncuk. bak şimdi farkettim "aysuncuk"daki "cuk" eki nasıl da yakıştı senin beyin"cik"inle alakalı bu konuya. hey be...bu nasıl bir kavram karmaşasıdır. canım benim. senin "şekersiz maksimum tat"tan kan şekerin düşmüş, beynin sulanmış. git azıcık dağdaki çobanların dağındaki meyvelerden ye de vitamin al aklın başına gelsin. hem zaten "beyincik"ini böyle siyasetle falan da yorma. sana "starbucks'a giderken ne giyerim, akşam hangi mekanda kimlere 'oy' 'oy' dedirtirim" sorunsalını yaşamak, oy kullanma işlerini düşünmketen daha çok yakışıyor.
verengülün işi apaçık ortadadır, fakat bu ablanınki mankenliktir. işte bunun o işi yapan kadınla bir farkı * varsa , çobanlada var gibi görünür yada bu şekildeki var gibi yapmaya çalışır.
(bkz: bırakın kendini kandırsın)
mükkkkemmel laftır. en azından içindekini dışarı akıtmıştır. ben yapamadım lan bunu bunca sene. "nöhöhöhö şarışön o salak o" diyen amcık ağızlılar, karı isen önce bir aynaya bak, senin çatıııır çatır güzelliği ile ağzına sıçar, erkeksen sana bir şey demiyeceğim uludağ abazası, ossbir çek.
şu an sadaka kültürüyle beslenmeye başlamış köylü tipine edilecek laftır.aysun kayacı nın bunu söylemiş olmasından dolayı haksızlık payı yoktur demek sözün özüne haksızlık olur.bilinçli bir şekilde köreltilmiş insan modelleri tabiki bu ülkeye zarar veriyor.sürü psikolojisi içinde yaşamaya devam edildiği sürecede zararda verecektir.yine de her ne şekilde olursa olsun genelleme yapılması doğru değildir.çünkü bütün çobanlar sürüye dahil olmayabilir.
zekasından şüphe edilen birisinden duyulduğu için panik yapılmaması gereken sözler bütünü.
edit yapan masum çoban: aslında bir yandan da haklı olabilir kendisi zira bir çobanın oyu on tane aysun kayacı gibilerinin oyuna eşit olursa bu yolla da demokrasimiz adına iyi gelişmeler sağlanabilir.
sezar'ın hakkı sezar'a diyerekten bir olayı hatırlatmayı borç bilirim.
demokrat parti seçimi ezici çoğunlukla kazandığında ismet inönü "oylar sayılmayıp tartılsaydı, biz kazanırdık" demişti. (hatam varsa uyarın, düzelteyim)
bunu diyen ve kendini çobanla kıyaslayan aysun kayacı olunca bu kadar tepki çekmesi normal tabii. ama 'durmuş saat günde iki kez doğru zamanı gösterirmiş' lafını doğrularcasına bir tespit yaptığı da aşikardır. neticede demokrasi boktan bir sistemdir, kelle hesabıyla iş yapar.
bu konuda nacizane (bkz: #2860001)
-hişş.. tayyip abi; benim dağdaki çobanla oyum eşit olamaz.
-o vakit, aşçıyla,terzinin oyu da eşit olmamalı.ayrıca hizmetçiyi kim zkti?(konudan alakasız)
-o değilde bir berberin oyu,bir fırıncının oyunun iki katı ise, hamamdaki tellağın oyu kaç kasap oyuna denk gelir.
-yaw ziktiret bunları biz en iyisi mac yapalım. ama, 3 korner bir penaltı olsun. maksat yeni paradokslar yaratalım kendimize, yapay gündemimiz olsun. arada sosyal güvenlik reformuda geydiriliversin.
elitistliğin getirdiği büyüklük hissi, enaniyet, kibirin tezahürüdür. çoban insan değil, ben insanım mı demek istiyor acaba. ha dersen ben memleketime o kadar katkıda bulunuyorum, nasıl eşit olsun benim oyum çobanla? haklı değilsin kardeşim, değilsin. memleketim dediğin ne senin? bu vatan ve üzerinde yaşayan kardeşlerimiz değil mi memleket?
bi tarafı kaşınan keçi çobanın değneğine sürtermiş. olay bundan ibaret... şimdi ben ameleyim buna göre benim oy hakkım aysun bacı'nın oy hakkı ile eşit olamaz, çünkü ben kadın değilim ve benim hiç prodüktör, futbolcu, ferrari sahibi sevgilim olmadı.. bi tarafımla para kazanmadım. inşaatlarda türkü, çığırıp harç kararak, askılı t-short'ümle güneşlenerek (bkz: amele yanığı) para kazandım.ne haddime aysun bacımla eşit oy hakkı! bana düşen akşam şantiye yatakhanesinde aysunu seyrederek otuz bir çekmek...
demokrasi insanların rasyonel oldukları gerçeği üzerine kurulmuş bir sistemdir. insanların kendi iyilikleriyle birlikte ülke refahını da savunacaklarını düşünerek kurulmuştur. din, dil, ırk ayrımlarının, eğitim farklılıklarının, töre, yarı-feodal düzenin etkisi görmezden gelinerek kurulmuş bir sistemdir.
bu noktadan sonra aysun kayacının sözüne gelirsek;
bir ağanın sözüyle oy veren yığınların, erzak yardımları için oyunu verenlerin varlığı bir gerçektir ve dönem dönem iktidarlar insanların zaaflarını demokrasinin verdiği hakla birlikte kullanmışlardır.
bu sözün çıkış noktası bu farklılıklar ise;
hanımefendi haklıdır. bu insanlarla düşünerek oyunu veren kişilerin oyları eşit olmamalıdır.
ancak gözden kaçan bir nokta; imkanlar açısından da bu insanlar elit kesim olarak adlandırılanlarla eşit değildir. aynı okumuşluk, aynı medeni haklar, aynı maddi olanaklara sahip olamamışlardır. bu eksiklikler ise sadece oy verme hakkıyla eşitleniyormuş gibi görülmektedir.
eğer her imkanımız eşitken oyunu yine 1 altına satan olursa; onun oy hakkının benimkiyle aynı olmamasını ben de istiyorum.
bunun yerine ''kömürünü alanla oyum eşit değil.'' deseydi başına bu kadar büyük bir bela açmayacaktı aysun kayacı. biliyoruz ki, iktidar partimiz zamanında kömür dağıtarak oyunu toplamıştı bunun için söyleseydi keşke...
kaldı ki köylüyü beğenmemek de nedir? doğru ya artık markete gittiğinde bile ithal mallardan yiyen hanımefediler köylünün ne yetiştirdiğinden habersiz.
Katılmadığım önermedir, şöyleki; baktım da haftalardır tartışılıyor, kimi haklı profosörle eşit olabilir mi dağdaki çobanın oyu diyor kimi haksız aysun kayacı kim, IQ'su kaç bunlarla uğraşıyor. Beni şahsen bu tartışmayı ortaya atanın kimliği hiç ilgilendirmiyor, aziz nesin olsa bile, benim dikkat çekmek istediğim nokta ise şu, iki kesimde o çobanın gözünden bakmıyor olaya, sonuçta bu ülke hepimizin ve hepimiz birşeyler bekliyoruz bu ülkeden, benim çoban olmam ne isteklerimi ne ihtiyaçlarımı engellemiyor ki, ben çoban da olsam, anayasa profosörü de olsam kendi şahsi refahım için ve ülkemin geleceği için oy veriyorum, sonuçta devletin görevlerinden birisi benim huzur ve refahımı sağlamak değil midir? Partinin yaptığının doğruluğunu kabul etmiyorum ama bir parti kömür dağıtıyorsa ve sırf o kömür için birisi oy veriyorsa ona bu iki tarafta şahsi refahlarına ve mutluluklarına erişmiş demek değil midir? Yani çoban olsun, köylü olsun devletten isteği kömür, gıda yardımı vb. şeylerse ve devlet bunu karşılıyorsa neden o şahıs eleştirilir ki? Neden belki onları elde etmesinin tek yolu olan bir tek oy kullanma hakkı da elinden alınmaya çalışılır ki? Bir profosörün istekleri, devletten bekledikleri, bir çobanınkinden daha mı önemlidir, daha mı kutsaldır ki ondan fazla oy kullanma hakkı olsun?
alnının teriyle ekmeğini kazanan çobanın oyunu sorgulatamayacak kadar saçma söz öbeği...ona sorulmalıdır ki parasını kazanmak nerelerden geçiyor, ne yapması gerekiyor?
dagdaki çobanla aysun kayacı'nın oyu bir değil,
aysun kayacı ile benim oyum bir değil,
benim oyum ile daha akıllı birinin oyu bir değil,
daha akıllı biri ile prof.ların oyu bir değil(profların oyuda kendi arasında bir değil)...
diye uzayıp gidebilecek manyak kişi söylemidir.
örnek vermek gerekirse;
şimdi bu entrye eksi oy verenler ile artı oy verenler arasında ne fark var?
