empire total war'da osmanlı'yı oynarken bile sıkıştığında diğer devletlere rahatça toprak veren yandaştır (#26891962). aynı oyunu yüksek zorluk seviyesinde ben de oynadım ve zor anlar geçirmeme rağmen kimseye toprak filan vermedim.
diyeceksiniz ki "alt tarafı oyundur. sıkıştığında toprak verebilirsin. kuralları böyle..."
kesin bir şey diyemem tabi... ama bana göre mesele oyun da olsa, gerçek hayat da insan tıynetine uyanı yapar. kuvva-i milliyeci için oyunda bile toprak vermek zordur ama hürriyet ve itilafçı, değil oyunda, gerçek hayatta bile vatan toprakları konusunda teröristlerle pazarlık edenleri hoş görür, destekler. yandaşlık işte böyle bir şey...
(#26871409)
rabbimin güzel ayetini örnek vermiş, ama bir konuyu yanlış anlamış yazardır.
tasavvufçular şeyhinden himmet istiyebilir elbette. öncelikle himmet, allah'ın rahmetidir. himmet ehli seçilmiş kullardır. kulların ihtiyaçlarını görmekle görevlidirler. cenâbı hak onlar vasıtasıyla dilediklerine yardım edip, müşkillerini çözer. aslında kuluna destek veren ve müşkilini çözen yüce allah'tır.
"himmet şeyhim!" diyen kimse, "ey şeyhim bu isteğimi yarat." demez. bunun manası, şu ihtiyacımı gidermesi için benim adıma allah'a duada bulun, demektir.
daha iyi anlamanız için: doktorlar da bu şekildedir. onlar da fiziksel tedavi uygular. biz doktora gidince şirke mi giriyoruz? ondan yardım istiyoruz sadece, allah'ın ona verdiği ilimle bizim hastalıklarımıza çare bulmaya çalışması için. doktor fiziksel tedavide yardım ediyorsa, himmet ehli kişilerde ruhsal tedavi de yardımcı olurlar.
daha da anlamayanlar için: yapacak bir şey yok artık geçmiş olsun.
tipik cehapeli pembe solcularla muhattap olmak zorunda kalan yazar.
Yok amk beşiktaşlıymış o vekiller, siyahın hatrına yürümüşler.
Lan birinde açık açık soykırım tanınıyor, ötekini sen kendi kafanda yorumlayıp zorlama tespitler yapıyorsun. Kemalist kişilik bozukluğu diye buna diyoruz işte. Dün sırrı abeeeeey derler bu gün vatan partisi, yarın da başka kıyılara savrulur işte böyle omurgasızlar.
"Je suis charlie" deyince "hepimiz islam'la dalga geçiyoruz" denildiğini zannedenlerce, hala ısrarla çelişkili olduğu iddia edilen yazar. Orada teröre mi tepki verilmiş napılmış hiç önemli değildir tabi.
Charlie hebdo saldırısı içimin yağlarını eriten bir saldırıdır veya değildir. O bende gizlidir. Lakin sırf ypg'ye yardım etmedik diye teröre destek veren ülke olarak lanse edilmeye çalışıldığımız esnada atılan en mantıklı adımdır o yürüyüşte yer almak.
yüzüne vurulan çelişkili tutumunu anlamazlıktan gelmeye devam eden yazardır.
mesele ahmet davutoğlu'nun ne olup olmadığı değil, iki sakıncalı pankarttan birinin ardından yürüyenler örnek gösterilerek o partiyi destekleyenler haklı olarak eleştirilirken, diğer sakıncalı pankartın ne arkasında yürüyenin, ne de ona destek verenlerin eleştirilmemesidir.
biz o pankartın ardında yürüyen y-chp'nin genel başkanı değil, bir kaç milletvekili olduğu halde y-chp'den desteğimizi çektik. ya siz neden aynısını yapmıyorsunuz? üstelik pankartın ardındaki akp'nin genel başkanıydı.
Ahmet Davutoğlu'nu islam'ın yılmaz savunucusu, halife falan zannedenlerce yine sidik yarışına tabi tutulan yazar.
Ahmet Davutoğlu seküler bir ülkenin babakanıdır. Ha bunlara hadi hakkın indirdiği ile hükmedelim desen adın şeriatçı, gerici yobaz olur. Bu islami emir dahi olsa seküler fikirlerinden taviz vermezler.
kıvırırken yakında belini kırması muhtemel olan yazardır.
tutmuş bana soykırım pankartının ardında yürümenin ne olduğunu anlatıyor!... bizler o pankartın ardından yürümenin ne demek olduğunu sizden öğrenecek değiliz. bizlerden öğrendiklerinizi bize satmaya çalışıyorsunuz. bizler kemalistler olarak o pankartın ardından yürüyenlerden desteğimizi çektik.
peki "charlie hebdo" pankartının ardından yürümek neden sakıncalı değilmiş? "türkiye'nin egemenlik haklarına zarar vermediği" için... el hak doğrudur. doğrudur ama bizim eleştirimizin o olmadığını dansöz yazar pekala biliyor. biliyor ama anlamazlıktan geliyor veya geri zekalı... hangisi emin değilim.
yahu "hepimiz charlie'yiz" pankartının ardından yürümenin sakıncalı olması için illa "milli egemenliğimize zarar" mı vermesi lazım? dine zarar vermiyor mu? bir müslüman nasıl peygamberle alay edenlerle kendisinin aynı olduğunu yazan bir pankartın ardından yürür?
madem insanların, yine tekrarlıyorum, pek haklı olarak, soykırım pankartının ardından yürüyenlere destek vermemesi gerekiyorsa (ki dansözün, tekraren, haklı iddiasıdır), aynı zamanda "hepimiz charlie'yiz" pankartının ardından yürüyenlere de destek vermemesi gerekmez mi?
Beyni boşa almayı geçtim, komple buzlukta saklayan işçi partili komünistlerce saldırıya uğrayan yazar.
Belli ki damarlarına basıp kudurtmuş bunları. Kudurtmuş ki iki alakasız olayla ilgili bağ kurmaya çalışıyorlar. Çaresiz kalmışlar.
Charlie hebdo için yürümek türkiye'nin egemenlik haklarına zarar vermez. Lakin Sözde soykırım için yürüyüşler düzenlemek vatana ihanettir, aymazlıktır. Milletten utanmamaktır.
"hepimiz charlie'yiz" pankartının arkasında yürümeyi "efendim, öyle yapmazsak bizi vahşi, medeniyetsiz sanırlar" diye savunan yandaştır.
oldu güzelim... o zaman "soykırımı tanı" pankartının arkasında yürüyen y-chp'lilere neden laf ediyorsun? belki onlar da senin gibi "vahşi, medeniyetsiz" görünmemek için yürüyorlardır!.. ne de olsa aynı özde aynı kafanın insanları onlar da...
Lan pembe solcum benim, böyle organizasyonlara tek bir islam devleti katılmazsa islam'ı tabi vahşi görür adamlar. Zurna, üç kuruşluk aklınla neyin politikasını yapıyorsun?
"hepimiz charlie'yiz" sloganını benimsemiş müslüman (!) yandaştır.
bu sonuca nereden varıyorum? işte entrysi (#26800504)
görüleceği üzere, yetkililerinin münasebetsiz pankartlar ardından yürümesini desteklenen partiden destek çekmek için yeterli neden olarak görüyor pek haklı olarak.
ne var ki, öyle üç beş milletvekili değil, kendi partisinin başkanı "hepimiz charlie'yiz" pankartı ardından yürüdüğü halde, bırakın akp'den desteğini çekmeyi, eleştirmiş bile değil. demek kendisi "hepimiz charlie'yiz" şiarına sahip çıkan bir şahıs.
güncel iktidar hatalarını tarihin tozlu raflarındaki farklı hatalarla örtmeye çalışan troll.
siz ülkenizin vatan toprağını kaybetmesinden söz ederken aniden araya girip milattan önce 3. yüzyılda göktürklerin kırgızlar karşısında gerilemesini öne sürerek kendince mantıklı bir açıklama yapması an meselesidir.
Hala viyanadan Polatlı ya kadar olan topraklarını kaybeden Osmanlıyı savunan yazar. Ulan sevr i kabul eden bir devletten sonra kazanılan her çakıl kardır, övünçtür. Osmanlı zamanında istila edilen Koca memleketi işgalden kurtarmak kolay ve önemsiz bir iş zaten.
La biz 1897 Türk yunan savaşını kazanıp Atina önlerine gittiğimiz halde masa başında koca bir Girit i kaybettik. (bak bu da 2.Abdülhamit dönemi)
Kazanılan her toprağA "ufff amma ne mücadele " kaybedilen her toprağa "osmanlı kaybetmiş olm napak" diyen zihniyete gülen yazar. Nasıl bıraktınız musul'u kerkük'ü 12 ada'yı?