kafamı çok fazla kurcalayan sorunsaldır.
orman yürüyüşümü bitirmiş, çikolata sosuna batırttığım 4 top dondurmamı yiyor bir yandan da etrafta dolaşıyordum... yürürken kırmızı bir kamyon gördüm, yanında da 15 yaşlarında bir çocuk... büyük ihtimal roman idi. ne yaptığını anlamak için yürümeye devam edip kamyonu geçtim ve o manzarayla karşılaştım... çöpten yemek yiyordu. o an kendimden ve elimdeki dondurmadan utandım. lanet ettim dünyanın bu adaletsizliğine. oncacık çocuk oradan yemek yemeyi gerçekten hak ediyor muydu? köpeklere bile 50 milyonluk mamalar alınan bu dünya bu çocuğun çöpten yedikleriyle karnını doyurmasına nasıl izin veriyordu? bu düzenden nefret ettiğimi bir kez daha anlayıp yoluma devam ettim. yapabileceğim hiçbirşey yoktu çünkü ona yardım edebilecek durumda değildim.
keşke çok zengin olsaydım dedim, ama benim gibiler zengin olmaz ki... gider ali ağaoğlu zengin olur. ya arkadaş bir kere de bir site yaptır hepsini evsizlere karşılıksız bağışla. ama yok, hırstan gözü dönmüş hiçbir parababasının yapmayacağı bir iş bu. servetlerine servet katma peşinde koşarlarken ne faydaları dokunmuş olacak bu dünyaya? hiç... o çocuk oradan yemeğini yemeğe, ali ağaoğlu servetini arttırmaya devam edecek.
sadece ufak bir nebze olacak olsa da; basit ihtiyaçlarınızı bim, şok, dia gibi marketler zincirlerinden tedarik etmek yerine mahallenizin bakkalına uğrayın.
bazıları çikolata sosuna batırılmış 4 top dondurma yerken, bazılarının da akşam eve ekmek dahi götüremediğinden dolayı çözüm bulunamayacak sorunsaldır.