Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır? Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. (RUM/8)
Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez." (NiSA/77)
Ey Muhammed! Sen onlara dünya hayatının misalini ver. Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri (her renk ve çiçekten) birbirine karışmış, nihayet bir çöp kırıntısı olmuştur. Rüzgarlar onu savurur gider. Allah her şeye muktedirdir. (KEHF/45)
Dünya hayatının misali şöyledir: Gökten indirdiğimiz su ile, insanların ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü süslerini takınıp süslendiği ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandıkları bir sırada, geceleyin veya gündüzün, ona emrimiz gelivermiştir, ansızın ona öyle bir tırpan atıvermişiz de sanki bir gün önce orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluvermiştir. Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız. (YUNUS/24) citation
koca koca hayatımızda yer etmiş tüm biriktirilmeye çalışılan paraları, ödemek için perişan olduğumuz ev-araba kredilerini, küstüğümüz insanları, ettiğimiz kavgaları, gecelere kadar süren mesaileri, koltuk kavgalarını, daha iyiye daha lükse sahip olma hırslarını tek bir kibritle küle dönüştüren gerçektir.
Bilesiniz ki dünya hayatı bir oyun, eğlence, süs, aranızda övünme, para ve çocuk çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, inkarcıların hoşuna giden bir bitkiyi yetiştiren bir yağmura benzer. Ne var ki daha sonra o bitki kurur, sararır ve sonunda çerçöp olur. Ahirette ise ALLAH'tan çetin bir azap, bir bağışlanma ve hoşnutluk vardır. Dünya hayatı, kandıran, geçici bir zevkten ibarettir.
fakat kaçımız bu hakikate göre yaşıyor? asıl mesele bu. "ben müslümanım" diyen yetişkin her ferdin kendini bir çek etmesi icap eder. ağalar, çok ağır bir hakikat bu aslında. biz dalgaya alıyoruz, boş yorumlar yapıyoruz ama cidden çok sıkıntılı bir durum. yani bu hayat ölüm ile son buluyor. ölüm. sonra değişik bir hayat başlıyor kıyamete kadar, diriliş gününe kadar. ondan sonrası artık vahim mi yoksa selamet mi orasını işte burada belirliyoruz. ipler buradayken bizim elimizde. ta ki ölüm gününe kadar. ölümle şoför koltuğundan kaldırılıyoruz. çok değişik. hani sanki hiç gelemeyecek gibi. "yav he he"'ler falan. hayırlısı be. içlendim gene.
hepimiz için birkaç anahtar söz:
çok tövbe.
içten tövbe.
samimi ibadet.
zararın neresinden dönersek kardır.
hiçbir zaman geç değildir.
yanlış hesap bağdat'tan döner.
o'ndan hiçbir zaman ümit kesme.
her zaman bir sebep vardır.
tevekkül.
sabır.
sadece ve sadece allah rızası.
ve tabi ki verilene de verilmeyene de şükür.
nasıl olsa öleceğiz. yani fazla takılmamak lazım. bak şuan mesela su ücretsiz falan oksijende. belki 100 (yüz) yıl sonra oksijen bile parayla satılacak.
çok güzel olandır. zaten ben 200 yıl yaşasam intihar ederim. gerek yok. okul bitse de, evlensek de, emekli olsak ta, her şeyi bilsek te, zengin olsak ta öleceğiz. hatta bazılarımız çok erken ölecek. o yüzden tat vermiyor böyle bakınca. ölmeyecekmiş gibi yaşamak ta zor olacağından, en güzeli rahat yaşamak.
dünya hayatının geçici olması sadece dini çıkarımlar yapmaya yaramaz, madem hayat geçici her anını değerlendirmeliyim, sulu kuru karıştırıp alemden aleme sekmeliyim çıkarımı da yapılabilir mesela.