geçtiğimiz hafta içerisinde ihsan eliaçık tarafından dile getirilmiş, başbakan tarafından jet cevabı çabucak verilmiş olan beyandır.
başımızın bakanı geçmiş zaman bir açıklama yaptı "din(i)dar nesil yetiştirmek amacımız" diyerek. ama işin garibi "demokratik hukuk devleti" dediğiniz(hani her fırsatta bu anlamda ciddi geliştiğinizi belirttiğiniz) bir devlet yapısı içerisinde böyle bir şey söz konusu olamaz.
ihsan hoca da biraz bundan dem vuruyor, üniversitelerde yoksul öğrencilerin eğitimleri anlamında zorlandıklarından dem vuruyor, deyim yerindeyse içindeki ebuzer'i konuşyuruyor.
"dün mücahit olanlar, bugün müteahhit oldular" diyerek.
normal durumdur. yolları bozup bozup yalanlar taşeronlukla vurdu geçti parayı. bir de öyle bir olay ki örneğin 100 km bir yolu 2'ye 3'e bölüm parça parça veriyorlar. böylece hepsi vuruyor parayı. galiba bu dönemin diğer dönemlerden en büyük farkı bu. adeletli vurgun yapıyorlar böylece kimse ses çıkartmıyor...
iktidara hiç gelmemiş ve dolayısı ile iktidarı kaybetmemiş, ilahiyatçı ihsan eliaçık tarafından dile getirilmiş, içi bayağı bayağı çimento, demir ve bildiğin moloz(moloz burada gerçek anlamıyla kullanılmıştır) dolu kelamdır.
merak etmeyin böyle sözleri söyleyenler de gün gelir müteahhit olur.
edit: bu arada ebuzer demişken aklıma hakan albayrak geldi. o da coştururdu içindeki ebuzer' i ama o da malum kişinin önünde " boynumuz kıldan ince" tavırlarına büründü. benim için ebuzer şu anda sadece onun kitabının ismidir.
doğruya doğru. bir insan müteahhit iken de mücahitliği sürebilir, hayrını da yapar. yalnız, mücahit iken müteahhit olmuş ve menfaatleri kendisine yön vermeye başlamış insanlar varsa allah ıslah etsin. eskisi gibi dindar iş adamlarının dışlanmadığı bir ortam oluşması ise kimisini rahatsız ediyor anlaşılan.