vakit dolmadan... ölüm seni bulmadan... allaha dön!
kur'an ve sünnete uy!
yalanı ve adına çapkınlık dediğin fuhşu bırak...
eşe dosta kıyak yapıyorum ayağına paramı eziyorum hesabıyla milletin günahına sebep olmaktan kurtul!
kucaktan kucağa dolaşan ve'' hızlı kaşardır o'' olarak anılan bacına sahip çık!
ananı yaşadığı pişmanlığı ve babanın alınterini hesabına kat!
yazmaya tekrar başla... kitaba, edebiyata ve şiire geri dön.
''keyfim gıcır, takılıyorum kafama göre'' sağda solda millete sözde hayıflanarak caka satmanın seni sadece küçülttüğünü bil.
''senin yerin bende çok başka'' ayağını artık yemediğimi de unutma.
inceden gönül koyuyormuşşun bana da haberim var!
bendeki kredinin bitmesine ramak var ve bu gidişle üstünü çizicem, seni de yok sayıcam, bunu da bil!
(boksörün kardeşine sahici sitemdi-r)
12.05.2025- yağmurcu
bu mesajı sana çok uzaklardan yazıyorum. seninle ilişkimi tamamen bitirme kararı aldım çünkü Rıfat ile çok güzel bir ilişkiye başladık ve buna zarar vermeni istemiyorum. Lütfen bir daha bana mesaj atma, hatta bu mesaja bile cevap verme. Neyse kendine iyi bak, öptüm by.
Beni bekleme ve kendi hayatına devam et. Çünkü ben geçmişten tamamen kopamıyorum. Kafamın içinde devamlı öyle yapmasaydım, böyle davranmasaydım diye kendi içimde savaşlar veriyorum. Seni sevmedim dersem hislerime haksızlık etmiş olurum. Ben seni sevdim fakat senin istediğin şekilde tüm hatalarına ve yanlışlarınla değil. Ne ben o masallardaki prensim, ne de sen o masallardaki prensessin. Ben seni ailemden öğrendiğim sevgi kadar sevdim. Eksiklerimizle, yanlışlarımızla ya da kusurlarımızla sevilmeyi ben öğrenmedim, görmedim. Biz her zaman kusursuz, hatasız ve yanlışsız bir evlat olmalıydık ve öyle de oldum. Hiçbir zaman dağıtmadım, kendimden geçmedim, yanlışlar yapmadım. Ben hep hatasız biri oldum ve hayatımı hep böyle yaşadım. Arkadaşlık ve sevgili ilişkilerimde ise hep mükemmel birini aradım. insanları idare etmeyi değil en küçük sevmediğim bir davranışlarını gördüğümde uzaklaşmayı öğrendim. 30 yaşına geldim ve bu yaşıma kadar hayatımdan çıkardığım binlerce insan oldu. Kimseyi çekmedim, kimseye tahammül etmedim. Ben hayatım boyunca hep o okuduğum masallardaki kusursuz prensesi ve arkadaşlıkları aradım. Seni ilk gördüğüm gün kafamda kurduğum o prensese seni yerleştirdim. Seni tanımadan, nasıl biri olduğunu, nasıl bir hayat yaşadığını bilmeden bunu yaptım. Aradığım kişiyi bulduğumu sandım ve bu yüzden sana ilk zamanlar sonsuz ilgi gösterdim. Zamanla seni tanıdıkça ve yaşam tarzını gördükçe kafamdaki kişiyle yakından uzaktan alakan olmadığını gördüm ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Hayal kırıklığımı atlattıktan sonra ise senden uzaklaştım fakat diğer insanlara yaptığım gibi, arkadaşlarıma yaptığım gibi seni direkt kesip atamadım. Uzaklaşsam bile aklım sende kaldı. ilk defa birisini uzaktan hatalarıyla, geçmişiyle sevmeye devam ettim. Çünkü senin gözlerindeki o aileden alamadığın sevgi eksikliğini gördüm. Egonun altındaki ilgi bekleyen küçük kız çocuğunu gördüm ve bu sebeple seni kolayca unutamadım, silemedim. Hiçbir şey yapmadan sadece zamana bırakmak istedim. Aradan birkaç sene geçti ve ben senin geçmişini aşamıyorum, kabul edemiyorum, sindiremiyorum. Anladım ki zamana bırakmak bir çözüm değilmiş. Sadece gerçeklerden kaçmak için kullandığım bir yolmuş. Ben daha fazla kimseyi oyalamak, kimseye ümit vermek istemiyorum. Ben senin geçmişini kabul edemiyorum ve aradan ne kadar zaman geçerse geçsin ya da sen ne kadar değişirsen değiş kabul edemeyeceğimi anladım o yüzden beni bekleme ve yoluna devam et. Yeni insanlarla tanış ve onlarla sadece anlık takılma. Onlardan birine şans ver çünkü benden hiçbir zaman sana karşı öyle beklediğin gibi bir adım gelmeyecek. Ben yalnızların insanıyım. Yalnızlığı seviyorum. Masallarda inandığım o prensesi aramayı bıraktım. Anladım ki hayat ne o masallardaki kadar toz pembe ne de o insanlar gerçek hayatta var.
Bak kral. Bak güzelim. Seni siktim diye sana iyi davranmayacağım. Çünkü sen sadece beni tatmin etmek için varsın benim gözümde. Ben seni sadece yatakta seviyorum.
Seni çok seviyorum ama artık bu aşkın sana zarar verdiğini düşünüyorum.
Son günlerde Çok açık ettim yıllardır süren platonik aşkımı. Tüm sosyal medya hesaplarımda aynı şiiri paylaştım. Oysa bu aşkın gizlisi, baş ağrıtmayanı, zarar vermeyeni makbuldü.
Seni sevmek beni iyi bir insan yaptı. çiçekleri, mevsimleri, hayvanları, hayatı, şiiri, müziği, sanatı, dünya'yı, evreni, kadınları, çocukları daha doğrusu insanları ve canlıları daha çok sevmeye başladım.
Bir daha senin hakkında bir şey yazmayacağım. Her şeyi içimde yaşayacağım.
hem düzeltmeye çabalamak istiyorsun hem de saçmalamaya tekrar başladın. gerçekten böyle devam ederse sana olan saygımın son kırıntısını da alacaksın kendi ellerinle.
Zaman yolculuğuna çıktım bu akşam.
Kulağımda sesin,
eski günlerdeki gibi.
Sigara üstüne sigara yakıyorum.
Bir martı getiriyor seni bana.
Martının kanadında geliyorsun yanıma,
karşımdaki sandalyeye kuruluyorsun,
kuş tüyü kadar hafif vücudunla...
O güzel kokun bürüyor ortamı.
Sonra bir mektup bırakıyorsun masaya,
üstünde 5 eylül 2022 yazıyor.
Bir mesaj geliyor telefonuma,
yazan bir başkası.
Şarkıcının dediği gibi,
"Sevdiğim başka, sevenim başka."
"Bugün doğmadı güneşimiz" diyorsun,
sebebini biliyorum.
Bu bir sır aramızda.
Louis Armstrong'dan bir şarkı açıyorum,
La vie en rose...
Her biri ayrı bir gezegen olan gözlerinde kayboluyorum.
Bir noktaya dönüşüyorum karşında,
mavi soluk nokta...
Carl Sagan anılıyor masamızda,
ve Platon, sonra Sokrates ve Schopenhauer...
Hepsi seninle anlam buluyor.
Baş Öğretmenim de sensin
Büyük Önderim de.
2 Temmuz 2020'ye gidiyorum,
Lanet olası Corona günleri...
Pandemi, umutsuzluk, bunalım,
depresyon, yalnız bırakılmışlık, yok sayılmışlık.
Ve radyodaki umut veren sesin...
Corona günlerinde aşk ancak böyle olur...
Ah, Kavaklar şarkısı çalıyor bak,
bunun bir anlamı var.
Bu bir sır değil,
Metin Altıok'un Sezen Aksu'ya sattığı şiirinin bestesi
Ki buzdolabı almış o parayla...
2 Temmuz'larda yasımız var bizim,
Unutmadım aklımda.
Hiç şair yakılır mı?
Alçakça yakmışlar işte Sivas'ta.
Mektubu açıyorum, tek kelime yazıyor,
Delisin...
Tüm soru işaretleri siliniyor beynimden.
Bu bir sır aramızda.
Böyle şiir mi olur kardeşim?
Bu ne saçmalık?
Baylar, siz değil miydiniz Garip akımını dışlayan?
Belki biz de ruh hastaları olarak
Deli akımı başlatırız.
Belli mi olur?