düğüne geç kalmamak için yapılan yanlış harekettir. zira türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı olarak sayın gül, insanların haklarına saygılı olmak zorundadır. aslında bu sadece abdullah gül için değil, herkes için geçerlidir.
sadece türkiye de görülebilecek olaylara örnek olabilecek bir durumdur.
hasta, yaşlı, bebekli, çocuklu bir çok insanı, uzun yol şoförlerini velhasıl kendi halkını 30 küsur derece sıcağın altında, sırf kendi zevki ve keyfi için bekleten, türkiye cumhurbaşkanının sergilememesi gereken bir davranıştır.
olayı sorgulayan ve durumu öğrenmek isteyen kişilere ise eli coplu polisin yanıtı ise; " hayırdır hesap mı soruyorsun" şeklinde olmuştur.
bu ülke de hakkını aramak ve sorgulamak ne kadar gereksiz bir kez daha görüyoruz. sıradan bir vatandaşsanız ne hakkınızı arıyabilirsiniz ne de birilerini sorgulayabilirsiniz.
şimdi, cumhurbaşkanı bu devletin bir numarası. bir numara olmanın da getirdiği sorumluluklar var. hadi vatandaşına saygıyı falan geçtik öncelikle makamı gereği kendine dikkat etmeli.
kameraların bile kaydedemediği bir hızla bir konvoyda gitmek an be an kazaya davetiye çıkarmaktır.
madem olay bu kadar sorumsuzluk taşıyor, onaca korumaya, onca önlem aramaya ne gerek var? bu ülkenin cumhurbaşkanı bir düğüne yetişmek için kendini ve konvoyunu bu kadar riske atabiliyorsa,dışarıdan tehdit beklemenin gereği mi var?
bir saygısızlık örneğidir.otobanda gideceği yere yetişmeye çalışan sürücüleri hiçe saymadır, insanları kendinden küçük görmedir.hele bunu o ülkenin cumhurbaşkan'ı yapıyor ise durum daha vahimdir.bu ülkeden sorumlu olan en yetkili kişinin yaptığı bu davranış, ülkenin içindeki insanları zamanı geldiğinde kendi çıkarları doğrultusunda hiç düşünmeden kullanabileceğini gösterir.ayakkabısını silip sonra attığı mendil gibi.evet, ben bir mendilim.siz de bir mendilsiniz sözlük yazarları.istediğiniz kadar didinin üniversiteye girmek için ebeniz sikilsin, sonra üniversite mezunu olarak güzel bir işe girin ama siz yine bir mendilsinizdir.belki tuvalet kağıdı.işiniz, sifon çekilene kadardır.