gelinlik çağına gelmiş kızlarımızın sergilenmeye başlandığı mekan. anneleri sırf düğün için onları öyle giyindirmemişlerdir, çünkü müstakbel kaynanaları da oradadır. bir de etrafta dolanan hınzır veletlerin çığlıkları düğüne ayrı bir renk katmaktadır. belki de sadece bizim kültürümüzde böyle şeyler var: para takmak vs...
artık evliliğin olmazsa olmazlarından olmuş binlerce para yatırılıp terlendiği, apış arası kokusu içerinde çok eğleniyormuş taklidi yapılıp dansların edildiği, sonradan peydah olma.
nefret ettiğim bi mekan.bi kere oraya çok saçma bi nedenden dolayı toplanır insanlar.iki insan evlenecek diye o kadar süslenip,püslenip manyak gibi oynamak niye?bunun mantığı nedir allah aşkına ya.düğün şarkıcısının söylediği hiçbir şarkı anlaşılmaz, sadece bi gürültü hakimdir salona.herkeste gereksiz bi mutluluk vardır.kızlar erkekleri,erkekler kızları keser durur.sizi zorla piste kaldıran bikaç piskopat vardır.sırf bu iş için görevlendirilmiştir.hayatımda bir kere gittim düğün salonuna bi daha da gitmek nasip olmasın bana...
amcaları , dayıları tarafından tekel e içki almaya gönderilen cocuğun götünün kalktığı yerdir . ee ne olsa olsa az önce pistte arkadaşlarıyla balon peşinde koşturan çocuk şimdi tekelde para üstü alıyor.
çöpçatanlığın en yaygın olduğu salonlardan birisidir. şökle ki;
evde evlenecek yaşa gelmiş erkek varsa anne hemen düğün salonunda alır soluğu. gözler oğluna kız bakmaktadır. daha da ileri giderek yakınlarına haber gönderir onların da bakmaları için.
+ kız etrafına iyi bak şöyle bir alıcı gözle. bizim oğlana bişeyler buluruz belki.
yav teyze pazardan elbise mi seçiyorsun ?
- tabi kız tabi bakalım. yaşı da ilerledi, evlilik çağı geldi de geçiyor bile.
+ valla şöyle iyice bir süz etrafı. eli ayağı düzgün olsun, güzel de olsun.
teyze evladına sorsa bi evlenecek mi diye ?
- bak bak nasıl şu kız ?
+ hangisi hangisi ?
ohooho!!! heyecan başlamış bile.
- ya bak işte şu.
+ tanıyor musun onu ?
- karşı mahallede oturuyorlar. pek de marifetli diyorlar.
.
.
.
böyle sürer gider. ta ki birinde karar verilinceye kadar.
Org seslerinin eksik olmadığı, Ankara havalarıyla elinde balonla saniye başı ezilme tehlikesi geçiren gelinlikli küçük kız çocuklarıyla standart ötesi olmuş türk geleneğidir. Tepki olması açısından düğünde orgsuz ve ankara müziksiz hipop müziğiyle oynama, Rnb ile coşma, Mozartla dansetme zorunluluğu olan bir düğün tertiplenecektir tarafımdan. *
Çin'de kesinlikle olmayan kültür. Düğüne bu kadar önem veren bir milletin bu tarz bir özelleşmeye gitmemesi, düğüne aynı önemi ve değeri veren Türkleri bir hayli şaşırtır.
çocukların hediye gelen çelenklerden tahta saplı çiçek almak, takı merasiminden sonra takı kutularını almak için birbirlerini ezdikleri, meyve suyu için garson amcaların paçasına yapıştıkları mekanlar.
genellikle ses sistemi olmayan ya da bozuk olan, kenarda "oooo hatice hanım'lar da gelmiş" diyen bir müzisyenin olduğu, ikramda kuru pasta ve limonatadan öteye gidemeyen, evliliğin ilk başladığı mekan.
içinden sıyrılarak kendi düğünümü nasıl yapabileceğimin düşüncesinde olduğum yerdir. rutin sıkıcıdır; pasta, gazoz, gürültü; insan bir kere evlenecekse bu olay sıkıcı veya rutin olmamalıdır. Tüm düğün salonları aynı manzaralarla dolu gibidir; son dönemlerde bir de gazino-pavyon artıkları düğünlerde sahne almaya başlamıştır, fenadır.
GELiN VE DAMATIN BÜTÜN AiLESiNiN,TANIDIKLARININ TOPLANARAK ÇiFTiN O MUTLU GÜNÜNÜ KUTLADIKLARI DAVUL ZURNA YADA PiYANiST EŞLiĞiNDE OYNADIKLARI,GÖBEK ATTIKLARI,HALAY ÇEKERKEN BiRBiRLERiNi EZDiKLERi,KAPALI,DÜĞÜNÜN iLERLEYEN SAATLERiNDE HAVASIZLIKTAN DURULMAYAN HERKESiN ŞIKLIK YARIŞINDA OLDUĞU SÜSLÜ MEKANLARDIR.
GENELDE BU SALONLAR Bi SABAH Bi AKŞAM OLMAK ÜZERE GÜNDE 2 KERE DÜĞÜN YAPARAK PARAYI GÖTÜRÜRLER.