abbasiler zamanı zuhur etmiştir. hak birdir. dört olmaz. Yüce Allah, kuran'da bölünmememiz gerektiğini beyan etmiştir. Bu yüzden ehli sünnet ve şia kuran'a karşı gelmiştir. Hamdullah çelebi bu durumu şöyle izah eder:
-Kadı Efendi Hazretleri, birincisi dört hak mezhep de hak olmaz. Hak birdir, iki de denmez, dört de denilmez. Semavi. Dinlere mezhep diyeceksiniz Hz. Musanın Tevratında ahkamı vardır. Hz. Davudun Zeburun da ise ahkam vardır. Kuran-ı Keriminde islam ahkamı vardır. Dört semavi kitapta üç mezhep vardır. Allahın vahyettiği ecdadım Hz. Muhammedin bizlere tebliğ ettiği islamın bir tek mezhebi vardır. O da islam ve Müslüman ahkamıdır. Hz. Peygamberin Alinin evladına işlenen cinayetlerle kanını döken katilleri asla Müslüman kabul edemeyiz. Suçsuz yere kan dökenler islam olamazlar.
Senin dört mezhep dediğin ne Peygamberin yüzünü görmüştür, ne meclisinde bulunmuştur, ne soyu sopu sulbünden gelmişlerdir. Dinimizde bir mezhep vardır, o da islamdır. Mensubu olduğum Güruh-u Naci toplumu olan bizler islam umdelerini yerine kusursuz olarak getiriyoruz.
Hz. Peygamberin Alinin evladının, Ehl-i Beytinin kanını döküp katil olan kişiler kendilerine islam adını, Müslüman adını bile yakıştıramamışlar da biz Sünniyiz demişlerdir. Efendim bu da gerçektir. Suçsuz yere ahalinin kanını dökmek islamiyetle ilişkisini kesmek demektir. Benim savunmam budur. Kabul etmek etmemek siz efendime aittir.
mezhep ayrılığı müslimler sorun yapmazken siz mi dert ettiniz.size birkaç misal vereyim.peygamber birgün namaz kılarken alnı taşa geliyor ve kaniyor. sonra aişe geliyor kani siliyor. sonra peygamber tekrar abdest aliyor. sonra mezhep kurucularindan biri abdest alma sebebini kana bağlarken diğeri kadın eline bağlıyor.her ikisi de doğru olabilir. ve mezhep kolaylıktır bazen safiilerin goruslerini de uygulayabiliriz.
Said Nursi de güzel bir cevap veriyor bununla ilgili.Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre beş hüküm alır. Önemli miktarda su kaybeden bir hastaya su içmesi vaciptir, şarttır. Yeni ameliyattan çıkmış bir hastaya zehir gibi zararlıdır. Tıbben ona haramdır. Diğer bir hastaya kısmen zararlıdır; su içmek ona tıbben mekruhtur. Diğer birisine zararsız menfaat verir, tıbben ona sünnettir. Diğer birisine de ne zarardır ne de menfaattır. Tıbben ona mübahtır afiyetle içsin... işte burada hak taaddüt etti, birden fazla oldu. Beşi de haktır. Su yalnız ilaçtır, yalnız vaciptir, başka hükmü yoktur. denilebilir mi?
Sen sağcısin çok gotsun, sen solcusun daha gotsun diyen insanların fikhi mezheplerin cografik, sosyolojik, mevsimsel etkenlerden kaynaklanan ve gayet de dogal olan ictihatlarindan ayrımcılık değerlendirmesi yapacak gotluge ulaşması kadar sacma değildir. Ha başındaki hak vurgusu evet sacmalik.
inancın uygulanmasinda toplumun dini icraa ederken takip edilmesi gereken görüştür.
Bu sayede bütün toplumun birbirine uyum sağlayarak hareket etmesidir.
Tanımının adı da görüş olduğu için illa tabi olunacak diye bir kural yok...
Kurandan anladığını uygulayabilmelidir insan...
Daha uzman kaynaklardan arastirarak isin kronolojisine bakmak gerekir.