1988 ve öncesinde doğmuş nesildir. öyle hemen internetten bulmaz ödevini. hazırcı değildir. gider adam gibi kütüphaneden kaynağı bulur ve onu elle kağıda yazar. yazarken de çok şey öğrenir...
fotokopi için ansiklopedilerin dışarı çıkarılmasına izin verilmiyordu, deli gibi sayfalarca yazardık,sonra temize çekerdik.en sonunda kolay yolu bulmuştuk,din kültürü yada beden dersinden dönem ödevi alıp yırtardık.
kütüphanede bulduğu kaynaklardan, ilk önce müsvetteye hızla yazan daha sonra evde dolmakalem ile çizgisiz kağıda geçiren, çizgisiz kağıdın altına çizgili kağıt iliştirerek dümdüz cillop gibi yazmaya çalışan ve her seferinde mutlaka alttaki çizgili kağıdı kaydıran nesildir. çok çektik olm biz şimdiki gençler çok şanslı çoook. bizim zamanımızda bu imkanlar olacaktı ohooo kesin profösör olurduk biz. *
merak, bilimsel araştırma ve özgün çalışma konusunda sonraki nesillere fark atmış nesillerdir. Şu an bile internetten kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlanan ödevlerden kat be kat alasını hazırlamışlardır.
liseli değildir, hatta üniversiteli bile olması durumunda şaşırılacak nesildir.
dönem ödevi zamanlarında ilçe kütüphaneleri önlerinde yüzlerce kişi kuyruk olurdu, aradığınız ansiklopedi başka birinin önünde olurdu, fotokopi makinası denilen şey yokkken hızlı hızlı saman kağıtlara yazıcam diye ananız ağlardı, fotkopi makinası çıktı, ilçe kütüphanelerine de geldi ortalık biraz rahatladı.
şimdi kütüphanelerin önlerinden geçerken bomboş görüp üzülüyorum hüzün kaplıyor içimi. (bkz: karşıyaka hoca mithat kütüphanesi)
ne kalabalık olurdu o kütüphanaler. şimdi ise bomboş. koca koca ansiklopedilerin kopyasını alırdık. internet yok tabi nerdee. çok lükstü. hele ödevi türkçeden aldınız mı yandınız. bir de hoca kılsa tamam. o beyaz kağıda ellerim titreye titreye el yazısıyla yazardık. peh! şimdi ki gençler çok şanslı. çıkarsınlar printerdan bitti.
fotokopinin lüks olduğu yıllarda "o kadar para vereceğine otur yaz" kafasıyla sayfalarca ödevi deftere geçirip,sonra o defterdekileri tek tek dosya kağıdına temize geçiren nesildir. ki fotokopiye paranız olsa bile, bazen kütüphane görevlisinin "kitabın cildi ayrılır" diye fotokopisini çekmemesine şahit olunmuştur. o zaman eziyet gibi gelse de bugün özlenen anılardır.
en son on beş yıl kadar önce görüldü bu nesil.tarih kitaplarında inanması bir hayli güç olan efsanevi varlıklar sınıfına girmektedir.öyle ki bu neslin kütüphanelerde günde 3-4 saat vakit geçirdiği hatta bazen bir araya gelip toplu olarak araştırmalar yaptıkları rivayet edilir.inanması güçtür.eğer şimdi böyle birilerini görüyorsanız lütfen kültür bakanlığı tarihi eserleri koruma müdürlüğüne haber veriniz.bildiğim kadarıyla doğru ihbarlara ödül veriyorlar varlığın ederinin %25 i civarında.