nerede düşürmüş olabileceğini düşünen bir ruh halidir. tabi aynı anlarda göt, 3.5 atmaya başlar. hadi para neyse de kredi kartı, ve çeşitli kimliklerin gitmesi adamı bitirir moralmen.
surat hafiften kızarır aceleyle çanta tepeden aşşağı boşaltılır içindekiler sağa sola fırlatılır ve bunu görüp gülen arkadaşların aslında cüzdanı sakladığı anlaşılır ondan sonrası kişiye göre değişirdir.
eğer bu kişi öğrenci ise üzülecek pek bir durumu yoktur çünkü içi boştur.
sadece kredi kartı varsa biraz heyecan yapar onu da bankayı arayıp ihbar edebilir.
diğer kalan kartlar nüfus cüzdanı okul kimliği gibi ıvır zıvır şeyler olduğundan tekrar çıkartması pek sorun olmaz.
ben bu eylemi geçen sene bu aralar gerçekleştirdim. allahdan bir hayırlı vatandaş bulup okuluma bırakmıştı. ve içine ciddi para vardı. buradan ona saygılar sevgiler.
kısacası otobusun arka koltuğunda sikilmiş ve atılmış gibi hissetmiştim.
eskişehir'de yaptım ben bu düşüğü. pek kanamalı olmadı ve fakat yüzümdeki kan rengi kızıllık uçup gitti, beyaz saraya kondu. bana dair her türlü resmi evrak (nüfus cüzdanı,öğrenci kimliği,ehliyet,kredi kartı vs. ne varsa) içindeydi. 3 aylık topluca yatan öğrenim kredim ve başbakanlık bursum üstelik el değmemiş bir şekilde aynı bölmede sıkı fıkı dururken. arkadaşın evine gelince farkettim durumu. yorgundum ve hemen koltuğa çöktüm. kıçımın sağ yanağında koca bir eksik vardı. sol yanak pek oralı olmazken, ona paralel, daha yukarılarda bulunan kalbim cızz etti. eskişehir'de, evimden uzak, beş parasız ve dımdızlak ben diyeyim George Orwell'ın Paris ve Londra'daki beş parasız hali, siz deyin Açlık'taki Knut Hamsun'ın ruhu.
pekala, abartmayalım. kısa ve geçici bir süreydi çektiklerim. cüzdan taşımıyorum artık.
düştüğünü fakettiğin halde en az elli kere aynı cebe elini sokarsın. geldiğin yollardan defalarca geçersin, baktığın ağaç diplerine kuytulara bir daha bakarsın. ayrılamazsın oradan sanki sen gidince bir başkası bulacak diye.