4 kişi binilen minibüste - kişi başı 1.2 lira olan cinsten - şoföre uzatıldığı takdirde çoförün "bozuk yok mu abi?" şeklindeki sorusuna artistik yapmak isteyen ergenin "bozuk yoksa kalsın üstü" demesiyle faciaya dönüşebilecek hededir.
çok fena bir hayal kırıklığı ile sonuçlanan bir durumdur.ama daha kötüsü vardır. birgün hiç paranız olmadığı zaman eski montları,pantolonları karıştırısınız para bulabilmek için. aklınıza kullanmadığınız öbür cüzdan gelir ve son umut olarak ona bakarsınız. hafifce aralarsınız cüzdanın o para konulan yerini. bir anda gözleriniz aydınlanır. çünkü orada katlanamış altın sarısı bir para görürsüz. aklınıza ilk gelen 50 tldir. sonra o parayı elinize alıp açtığınızda görürsünüzki tedavülden kalkan yüzbin liradan başkası değildir.
ve o gün onu odanızın en mühim köşesine asarsınız.birdaha hiç unutmamak için. torunlarınıza anlatmak için. 'işte ben böyle zengin oldum' diye sonlanan hikayeleri.
(bkz: beterin beteri var)
cebinin hesabını bilmeyen adamların yaşayacağı olaydır. sevindirici olduğu sanılsa da cebinin hesabını bilmeyen adamdan birşey olmayacağından hoş karşılanmaz çoğu çevrelerce.
5 lirayı katlayıp bozuk paraların yanına koymak basit bir çözümüdür. evet, para bu sefer çabuk yıpranıyor. ama bunu da paraları tasarlatmak için bir dolu para harcayan devlet düşünmeliydi.
ayrıca birinci tanım saçmalıktan ibaret. çünkü bir öğrencinin elli lirası varsa onu en güzel yerlerde muhafaza eder ve aklından çıkarmaz.*
(bkz: 5 lirayı 50 lira zannetmek)
her şeyden habersiz kantine girilir. param bitmiş lan of para yattımı acaba baloncukları dolaşırken başın etrafında cüzdan açılır ve o tarifsiz mutluluk başlar; parayla göz göze gelinir, sıfır insana ilk kez bu kadar anlamlı gelir, harcarsın parayı sanki her şey bedavaymış gibi alırsın ne istersen ,kendi parasıyla insanın en mutlu olduğu andır.