belli bir seviyede olmasaydı Cüneyt Çakır'ın üst kademe hakem olmasına engel olabilecek seviyedir. telaffuzu dünyanın her yerinden insanın anlayabileceği sadeliktedir. sırf gösteriş olsun diye ingiliz ya da amerikan aksanına kaymaması takdir edilesi bir durumdur.
birçokları tarafından british yada american a sahip olmadığı için taşlanan ingilizcedir. ancak bu elekştiri yapan uuser ların bilemediği nokta dünyanın globalleştiği gerçeğidir. lingua franca bütün milletler tarafından genel geçerliliği olan ve bu yüzden de iletişim veyahut ticaret dili olarak kullanılan dil demektir. günümüzün lingua franca sı ise ingilizcedir, ve bu yüzden dünya üzerinde sayısızca milletten insan bu dili konuşmaktadır, dolayısıyla insanlar kendi dillerinin ses rengini yansıtmaktadırlar ancak bu durum türk milleti için pek söz konusu değildir çünkü türkçenin sesletim yapsıından dolayı gırtlak tonlamaları vs. gibi şeylere rastlanmaz ve bu da ingilizce konuşan türklere belirgin bir aksan katmamaktadır. cüneyt çakır da ortalama bir türk gibi bir ingilizce ile konuşmuştur ve iyi de yapmıştır ki bir çokları onun yuttuğu seslere yada gırtlak tonlamalarına şahit olmadan anlayabilecektir.
bildiğin gayet iyi bir ingilizcedir. ben de "this is tabeleya" falan dedi zannettim amk. adam döktürmüş. iki ingiliz gelip de "kebap güuzeel, deniz ço guze" diyince saygı duruşuna geçen ibneleri rahatsız etmiştir. finale yakışan harika bir hakem olacaktır.
fransız, rus ve ispanyolların ingilizcesini gördükten sonra iyi bir ingilizcem olmasına rağmen rahat rahat cüneyt çakır gibi konuşuyorum yıllardır. adamlar nasıl ben go to sultanahmet diyor. sen kansas aksanı yapmaya çalışıyosun. fransızlar jui go tu justavul (we go to istanbul) şeklinde konuşuyor. sonra biz bbc gibi spikeri gibi konuşmaya çalışıyoruz hıammına. hepimiz cüneytiz. en azından benim.