deprem acısı, terör saldırısı travması gibi çok acı olayları yaşamasına rağmen enerjisinden bir şey kaybetmeyen, yazdıkları yazılarda değindiği konular, yaptığı tespitlerle etkilemiş sinema yazarı.
vefat haberi çok çok üzmüştür.
allah rahmet eylesin.
eleştiri dilini en çok sevdiğim sinema eleştirmenleriyden biriydi. bir trafik kazasında yaşamını yitirmiş, çok yazık. ablasını bir terör saldırısında kaybetmesinin yanı sıra yine beklenmedik kayıplarla dolu çok dramatik bir hayatı olduğunu bu vesileyle öğrendim. oysa sinema ve diğer konulardaki yazıları hiç de bu dramı yansıtmayan son derece hayat dolu yazılardı. hayatla sorunu vardı ama bir o kadar da barışıktı hayatla ve kendiyle. ne diyeyim, ülkenin bin türlü sorunu yetmezmiş gibi başımızda bir de bu trafik belası var. nurlar içinde yatsın.
woody allen 'ın blue jasmine filmiyle ilişkili eleştirisinde filmden çok allen'ın yaşamını sorgulamış yazardır.
yönetmenin yaşamı sana uyar uymaz ama film eleştirisi yapacağım deyip filmden üstün körü bahsedip özel yaşamın gizliliğine ve hassaslığına aldırmaksızın sayfalarca yazıp mevzuyu bireyselleştirmek çirkin oluyor.
kendisini ve iştahlı sinema yazılarını severim. ama şunu bilmeli cüneyt: başarılı yazarlar, sinemacılar, müziyenler içinde bulunduğu yaşam serüvenini belli bir kalıba sokarak yaşamayabilirler. yani, hayatın belli bir sıradanlığı olduğu kadar kendi iç dinamikleri de vardır. bu dinamikler söz gelimi yapılan sanat eserini etkileyebilir. işin bu kısmında haklılık söz konusu olabilir ama bir yerde başarı varsa arıza da mevcut olabiliyor. kubrick az mı arızalıydı? o tarz mükemmeliyetçi bir tavır ancak arızadan beslenebilirdi. aynısı bergman için de geçerli. woody allen'de ilişki ve kadın-erkek dünyasıyla ilişkili etkileşimlere fazlaca kafa yorduğundan sinemasının özünü de bu etki-tepki oluşturduğundan anlayışla karşılanmalı bence. özel yaşam ayrı bir mevzu. ünlülerin özellerine girersek işin içinden çıkamayabiliriz. yalnız şu denebilir: sinemasını çok yeterli bulmuyorum. veya bahsettiği argümanlar konusunda benim bilgim ve görgüm ondan aşağı değil. saygı duyarım ama film eleştirisinin 3/4'ünü özel yaşama ayırmak bana fazlaca uzak.
film değerlendirmelerinde filmi yiyip bitirmesiyle ünlü bir sinema yazarı. en son gloria 'yı değerlemiş ve o kadar kaptırmış ki kendisini en sonunda birlikte dans ediyoruz zannettim. hele filmi hable con ella 'ya bağlaması yok mu daha da merak uyandırdı.
sonuçta, son derece iştahlı film analizleri yapıyor. işini bu denli heyecan duyarak yapan insan dolayısıyla keyifte veriyor.