adam döverken ve ağlarken öne düşen saçların titrediğinden dolayı ekstra bir ileri-geri oynaması.
adam dövmeden önce anında karate pozisyonu alması.
döveceği adamın üzerine zıplayarak bacaklarını adamın boynuna geçirip onu alaşağı etmesi(bu olmazsa olmaz hareketidir).
filmlerde mutlaka cüneyt arkın'ın babası da cüneyt arkın'dır.
Handa roma askerleri bi dansöze bakıp hunharca kahkahalar atarak üzüm yer ve tahta kupadan şarap içerler, o askerlerin arasında hepsinden daha hunharca gülen bi tane ayı vardır bu hep keldir, kürklü yelek, don ve kürklü kocaman ayakkabılar giyer, bu ayı hep "yok mu lan benim karşıma çıkıcak" naralarıyla dolaşır, bu esnada da elinde şarap fıçısı vardır arada kafasına filan da döker.
Cünety abimizin başına işkence eseri bişeyler gelmişse bunu mutlaka ağır bi bedel sonucu iyileştirebilecek bi hekim - şifacı filan çıkar, bu iyileşme sonrasında da hep eskisinden de daha canavar olur abimiz.
Bir tokatla düşmanlar kan revan içinde taklalar ata ata ölürler.
Bu düşmanlar hep siyah üzerine kırmızı haçlı elbise giyerler.
Nöbetçi askerler basit borularla oskestra müziği yapabilerler, müzik de hep aynıdır; "di di di di dot döt deeet dada dadadat daaat dadadadadadadaaat dadaat" şeklinde gider, dikkatli olanlarınız okuyarak hatırlayabilirsiniz : D.
düşmana mavi flamalı mızrak fırlatması ama düşmana giren mızrağın yeşil flamalı olması.
yine, düşmana giren mızrağın arka tarafının yukarı aşağı sallanırken, ön tarafının sağa sola sallanması.
at üzerinde ne tarafa gidileceğini işaret parmağıyla gösteren Zat'ın atını bir türlü zaptedemeyip fıldır fıldır dönmesi yüzünden, ne tarafa doğru gidileceğinin bir türlü netlik kazanamaması.
afet bir hatun. kimi zaman türkmen prensesi olur, kimi zaman bizanslı bir dilber. ama her filmde illaki cüneyt arkın'ın peşinden koşan bir hanım ablamız vardır. cüneyt arkın'ın peşinde o kadar koşmasına rağmen, cüneyt arkın yine onun değil düşmanlarının peşinden koşar.