cyrano de bergerac

entry60 galeri0
    35.
  1. ankara devlet tiyatrosu'nun bu sezon sahnelediği oyun. cüneyt gökçer sahnesi'nde izledik ve oyunu çok beğendik. durukan ordu'nun performansı başarılıydı. fazla edebi, sanatsal olsa da oyun; bize kelimenin tam anlamıyla bir görsel şölen yaşattı. ışıl ışıl kostümler, şahane bir dekor, güzel ışıklandırma, güzel bir mizansen mevcuttu. kostümlere ve dekora ekstradan bayıldım. öyle güzel bir dekor kurmuşlar ki güzel bir tiyatro venue'sü bir anda dev bir ağaca dönüştü; kah fırın oldu, kah seranada müsait bir eve dönüştü. tiyatronun hayatı kutlamak için güzel bir fırsat olduğunu düşünenler bu oyunu izlemeliler. ilk perdenin 2 saat sürmesi de sizleri yanıltmasın. oyun 4 saat sürmüyor. 15.00'da başlayan oyun 18.15'te sonlandı. ilk perdenin uzun sürmesi hasebiyle oyuna girmeden ihtiyaçlarınızı hallediniz.
    0 ...
  2. 34.
  3. 2012-2013 sezonunda ankara cüneyt gökçer'de sahne almaya başlayacak oyun. durukan ordu'yu, rab şeytana dedi ki'den sonra tekrar izlemek için gün saydırmaya vesile olmuştur.
    0 ...
  4. 33.
  5. Kullanıcı adımı kendisinden aldığım kahraman.
    Ayar ustasu.
    Burunu kadar zekası da kocaman bir romantik.
    imkansız aşklar için yaratılmış, ''seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli'' şarkısını mırıldayan bir şair
    Kılıcı da en az sözleri kadar keskin bir silahşör
    Ve benim kadar Hıncal Uluç'un da baş ucu kitabı ve kahramanı imiş iyi mi?
    0 ...
  6. 32.
  7. türkçe dublajının arandığı filmdir...
    0 ...
  8. 31.
  9. 1990 yılında filme alınmıştır.
    bir şiir olsun. Gözlerimize, kalbimize, kulaklarımıza, kısacası tüm duyularımıza hitap etsin.
    işte bu film öyle bir filmdir.
    görüntülü şiirdir.
    yahu, uzatmaya ne gerek var.

    --spoiler--
    no, merci. no, merci
    --spoiler--
    0 ...
  10. 30.
  11. rüştü asyalı'nın seslendirmesiyle, gerard'ı döktürdüğü sahne için:

    http://www.vidivodo.com/3...rac-_-istemem-eksik-olsun
    0 ...
  12. 29.
  13. 28.
  14. Edmond Rostand'ın uzun burunlu kahramanlı meşhur oyunu.
    0 ...
  15. 27.
  16. edmond rostand tarafindan kaleme alinan oyunu yillar önce okudugumda a$ik oldugum nüktedan, cenebaz, düellocu, büyük burnuyla her daim basi dertte olan ancak basi hep dik duran, gururlu oyun kahramani.

    ege üniversitesi tiyatro toplulugunun (eütt) 2008de muhtesem bir sekilde sahneye koydugu, afisi hala duvarimda asili olan, defalarce izlesem bikmayacagim oyun. haklarini teslim etmek gerek, özellikle de cyrano karakterine can veren kisinin. buyrun bu da eütt nin web sayfasindan alinti:

    --oyun hakkinda--

    cyrano de bergerac düşünen ve düşündüklerini yazan, söyleyen bir insan. görmezden gelinenleri, bilip de sustuklarımızı anlatma hevesiyle yaşayan, sağlam dayılara sırtını dayamayan. cyrano de bergerac ifade ettikleriyle bizi de kıskacına almış dönen çarklara çomak soktuğu için öldürülmüş bir insan.

    aklımıza bir soru düştü: düşünmenin, düşündüğünü anlatmanın, özgürce üretmenin ödülü sürgünler, hapisler, suikastlar ve de ölüm müdür? gazete sayfalarının altına itilen gerçeklerden geriye tek bir yanıt kalıyor; faili: meçhul.

    ararken gerçeği biz, bir rüzgar eser; tarihin tozlu raflarında yıllanmış bir cilt arasında kaybolmaya yüz tutmuş sarı yapraklar ardı sıra açılmaya başlar; kelimeler kafiyelerle dans etmeye, hayaller ezgiye dönüşmeye, en temiz duygular coşa gelip dillenmeye başlar. Yaşama sevdasını aşkında bulan, kocaman burnuyla herkesin karşısında dimdik duran bu özgür şair girdiğinden beri hayatımıza; anlatılması gereken bir şiirimiz var. adı: cyrano de bergerac.

    http://www.eutt.org/box/oyun.asp?id=4
    2 ...
  17. 26.
  18. 17. yüzyılda yaşamış paris' li şair savinien cyrano de bergarac' ın hayatından esinlenilerek fransız yazar edmond rostand tarafından kaleme alınmış tiyatro eseridir. ayrıca edmond rostand' ın diğer hiçbir eseri bu kadar başarılı olmamıştır. birçok kez sinema ya da uyarlansa da tiyatro daki coşkuyu tam olarak yansıtamamıştır beyaz perde de.
    0 ...
  19. 25.
  20. burun tiradının oyunculuk eğitimi alanlara işkence amacıyla yazıldığı düşünülen güzel oyun.

    ne burunmuş arkada.*
    0 ...
  21. 24.
  22. klasisizm akımına tepki olarak, aydınlanma çağında yazılmış neo-romantik eserin ve eserin baş kahramanının ismidir.

    christian adlı karakterle birleştiğinde mükemmel insanı oluşturan kahramandır.
    0 ...
  23. 23.
  24. burnu çok önemlidir ve oyunda bir kaç yerde tasvip edilmiştir. gerard depardieu ne kadar önemli bir oyuncu olsa da burnu ve fransız olması yüzünden filminde oynaması çok yerinde bir seçenektir.
    0 ...
  25. 22.
  26. gerard depardieu'nün üstün performansıyla şenlendirdiği bir fransız filmidir.

    aynı zamanda fransa tarihinden gerçek bir karakterdir.zaten film de onun hikayesini anlatmaktadır. kendisi bir libertindir. ve bu yüzden bir suikasta kurban gitmiştir.

    edit:imla hatası
    0 ...
  27. 21.
  28. sabri esat siyavuşgil tarafından 1941' de türkçeye çevrilmiş eserdir.
    2 ...
  29. 20.
  30. insanın beynine beynine işleyen cümlelerle dolu filmdir.
    Bir çok sahneden durdurup durdurup tekrar izledim söylediklerini daha iyi anlayabilmek için.
    Haa bi de filmi izledikten sonra çirkin olası geliyor insanın

    **

    Roxane: hayatını beyhude tehlikeye atmasın söz verin bana.
    Cyrano: deneyeceğim.
    Roxane: O korkunç yerde kendini üşütmesin
    Cyrano: Elimden geleni yapacağım.
    Roxane: Sadık kalsın bana.
    Cyrano: Süphesiz..
    Roxane: Sık sık yazsın bana.
    Cyrano: işte bunun için söz veririm size.

    **

    (bkz: gururum)
    3 ...
  31. 19.
  32. edmond rostand ın eseridir. E.ü.t.t 2008 de boğaziçi ve istanbul üniversitesinde sahnelemiştir,beni ve tiyatrodaki bütün herkesi de hıçkırıklarla ağlatmıştır.tiyatrosunu seyredenler kendilerini şanslı hissedeceklerdir.

    william shakespeare in bütün eserlerini okumuş olup ve çoğunun da tiyatrosunu seyretmişimdir, ancak kanımca "Cyrano de bergerac" dünyanın en büyük dramasıdır.

    cyrano: kalbimdedir aşkın, her nefes alışımda ismini fısıldar.

    ve son sözü "Gururum" olmuştur.
    1 ...
  33. 18.
  34. Film. Edmond Rostand'ın ilk kez 1887'de sahnelenen bu oyunu , o zaman için şaşırtıcı bir başarı kazanmıştı. Çünkü, oyun önceki yüzyılın anlayışı ile, şiir biçiminde, uyaklı olarak yazılmıştı. Ama, oyun tutuldu ve o günden beri yüzlerce oyuncu sahnede bir yandan kılıç, bir yandan da hüzünlü sözcükler savurarak izleyicileri mutlu etti. Sinemanın da böyle çekici bir konuya ilgisiz kalması düşünülemezdi. 50'ye yakın uyarlama yapıldı. Ama Rappeeneau'nunki şimdilik sonuncu olmasa bile en akılda kalıcı olanı. Ama, depardieu'dan sonra bu role soyunmak cesaret ister doğrusu.

    Küçük rollerle sinemaya başlayan Gerard Depardieu, 1970'li yılların ikinci yarısından sonra yükselişe geçmiş, Fransız Sineması'nın Jean Paul Belmondo, Alain Delon, Yves Montand, Philippe Noiret gibi simge isimlerinden biri olmuştu. Alain Corneau, Alain resnais, François Truffaut, Maurice Pialat, Claude Miller gibi ülkesinin önde gelen yönetmenleriyle yaptığı filmler, popüler sinemanın klasikleri arasına girdi. Uluslararası ustalarla da ilişkiye geçen oyuncu Ridley Scott'la "Keşif" ve Peter Weir ile de "Yeşil Kart" gibi ilgi gören çalışmalar yapmıştı. depardieu, tıpkı Belmondo ve Montand gibi fazla çekici bir dış görünüşü olmayan, hatta çirkin denilebilecek fiziği ile, sinemadaki "yakışıklı adam" imgesini yıkmayı başaran kişilerdendir. Bu üç sanatçı da kendi kendilerini var etmiş, yoksul sınıftan insanların da "dehalarını pırtlatarak" kendilerini gerçekleştirebileceğini göstermişlerdi.

    Gerard Depardieu "Cyrano de Bergerac" filmine tam anlamıyla damgasını basmış. "Hüzünlü romantik güldürü" lerin ustası Jean Paul Rappeneau belki de en iyi "Cyrano" uyarlamasını gerçekleştiriyor, ama her şeyden önce bir Depardieu filmi. Hantal bedeni, çirkin suratı ve iri burnuyla o doğuştan Cyrano idi. Belki de öteki filmleri hep bu rolün bir alıştırmasıydı. iri burnun simgelediği aşağılık duygusunu yenemeyen adam, günümüz insanına ne kadar da tanıdık geliyor.

    Cyrano, güzel ama gerizekalı yeğenine umutsuzca aşıktır. Çirkin olduğunu düşündüğü için duygularını itiraf etmeye çekinmektedir.
    Aşkını açıklamak için yakışıklı ama boş Christian'ı kullanır. Roxanne, Christian'ın ağzından duyduğu sözcüklerin ve ondan gelen mektupların aslında Cyrano'ya ait olduğunu öğrenecektir, ama neden sonra. Genç kız, sonunda Christian'da sevdiği şeyin, Cyrano'nun kişiliği olduğunu anlayacaktır.

    Yönetmen : Jean Paul Rappeneau
    Senaryo : Jean - Claude Carrierre
    Görüntü Yönetmeni : Pierre Lhomme
    Oyuncular : Gerard Depardieu, Anne Brochet, Vincent perez, Jacques weber

    1990 Fransa Yapımı, 135 dakika
    4 ...
  35. 17.
  36. sözlüğün en iyi yorum olarak okuyacağı ve üzerine bir daha pek te yorum yapamayacağı; nihat genç'in edebiyat derslerine giriş kitabında kusursuz bir şekilde tahlil ettiği şaheser.
    ..yapraklar
    ve
    ..gurur
    4 ...
  37. 16.
  38. muhteşem bir aşk hikayesi. mizahın ve ihtirasların tavana vurduğu, duyguların harika bir şekilde kelimelere döküldüğü gururlu eser.

    (bkz: gururum)
    2 ...
  39. 15.
  40. sabri esat siyavuşgil'in çevirisini türkçe sözlükle okumanızda fayda var.bir çok kelimeyi anlamayabilirsiniz.*
    -kafasının içi kafasının dışı kadar güzel mi?
    0 ...
  41. 14.
  42. başucu kitabım. kahramanım.
    1 ...
  43. 13.
  44. rüştü asyalı'nın dublajı ile zihinlere kazınan denk gelinse izlense kulakların pası silinse diye iç çektirten -jose ferrer yorumu olacak siyah beyaz- tiyatro oyunudur. realizm akımına gark olmuş dünyada romantizmin son sinyali olan eseri dilimize ilk defa -yanılmıyorsam- 1947 yılında sabri esat siyavuşgil cevirmiştir.
    1 ...
  45. 12.
  46. izlenebilecek en güzel oyunlardan biridir. yer yer epik bir havası vardır. en güzel aşk sözcükleri söylenir oyunda.

    ayrıca ege üniversitesi 2008 bahar şenlikleri kapsamında ege üniversitesi tiyatro topluluğu tarafından dün gece mükemmel oynanmıştır ve 14 mayıs günü tekrar oynanacaktır.
    1 ...
  47. 11.
  48. "- Ne yapmak gerek peki?
    Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
    Onu mu bellemeliyim?
    Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
    Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
    Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
    istemem!
    Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
    Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
    Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
    Taklalar mı atmalıyım?
    istemem! Eksik olsun!
    Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
    Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
    Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
    istemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
    Eksik olsun!
    Ciğeri beş para etmezlere mi "yetenekli" demeli?
    Eleştiriden mi çekinmeli?
    "Adım Mercuré dergisinde geçse" diye mi sayıklamalı?
    istemem!
    istemem! Eksik olsun!
    Korkmak, tükenmek, bitmek...
    Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
    Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
    istemem! Eksik olsun!
    istemem! Eksik olsun!
    Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
    Tek başına...
    Özgür olmak...
    Dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
    Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
    Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
    Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
    isteyince Ay'a bile gidebilmek.
    Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

    Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
    Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
    Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

    - Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini.
    - Sus..."

    Cyrano De Bergerac'tan... Unutulmaz "istemem eksik olsun" tiradı.
    Edmond Rostand
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük