cyrano de bergerac

    9.
  1. Oyunun bir yerinde Cyrano'ya sorarlar:

    - Okudunuz mu hiç Don Quijote'u?
    - Okumak ne kelime, yaşadım o büyük romanı...
    -13.Bölüm değirmenler bölümünü hatırlayın, yeldeğirmenlerine saldırıyorsunuz.
    - Ben sadece rüzgara ayak uyduranlara saldırıyorum...

    Soylulardan kendini beğenmiş bir soylu olan Valvert, Cyrano'yu küçük düşürmek ister. Ama ne becerikli biridir ne de kültürlü. Cyrano'yu küçük düşürmek için aklına gelen tek söz "Sizin burnunuz çok büyük" tür.

    - Siz! Sizin burnunuz... burnunuz...çok büyük. Çok.
    - Hepsi bu mu?
    - Evet.
    - Bu kadarı az delikanlı.Halbuki neler neler bulunmaz söyleyecek.

    Asıl iş edada.

    Mesela,
    Hoyratça: Burnum böyle olsaydı, mösyö, mutlaka dibinden kestirirdim.
    Dostça: Yana yatmaz mı,senden evvel davranıp kadehine batmaz mı?
    Tarifle: Burun değil bir kere, coğrafyada böylesine dağ denir. Dağ değil bir yarımada.
    Meraklı: Acaba neye yarar bu alet? Makas kutusu mudur, divit midir izah et?
    Zarifane: Kuşları sevdiğiniz besbelli! Yorulmasınlar diye yavrucaklar, temelli bir tünek kurmuşsunuz.
    Pür neşe: Birader, şu koskocaman burnunla tütün içince komşu "yangın var" demiyor mu?
    Uyarıcı: Aman yavrum, bu ağırlıkla yere düşmenden korkuyorum.
    Müşfik: Yaptırın ona küçücük bir şemsiye yazın fazla güneşten rengi solmasın diye!
    Alimane: Aristophanesin hippocampelephantocamelos dediği hayvanın burnu böyle değilmiş derler.
    Hazin: Bir de kanarsa olur Kızıldeniz, ne bela!
    Hayran: Lavantacıya ne mükemmel tabela!
    Lirik: Bu bir mühre boncuğu,siz de bir Triton musunuz?
    Safiyane: Bu abide hangi günler gezilir?
    Askeri: Süvarilere nişan alın!
    Sivri akıllı: Onu piyangoya koymaz mısınız? Kesinlikle bu büyük bir ödül olurdu.

    Ve hıçkıra hıçkıra nihayet, Pyriame gibi: Böyle berbat edip de yüzünü sahibinin şimdi de utancından kızarıyor, bak hain..

    (bkz: burnu büyük olmak)
    7 ...
  2. 17.
  3. sözlüğün en iyi yorum olarak okuyacağı ve üzerine bir daha pek te yorum yapamayacağı; nihat genç'in edebiyat derslerine giriş kitabında kusursuz bir şekilde tahlil ettiği şaheser.
    ..yapraklar
    ve
    ..gurur
    4 ...
  4. 3.
  5. 8.
  6. tüm zamanların en iyi oyunlarından biri.
    müthiş replikler, şiirsel metinler. oyunu izlemek şansı olmasa da kitabı alıp okunmalı.
    ayrıca cyrano bildiğim en iyi ayar ustasıdır.
    4 ...
  7. 18.
  8. Film. Edmond Rostand'ın ilk kez 1887'de sahnelenen bu oyunu , o zaman için şaşırtıcı bir başarı kazanmıştı. Çünkü, oyun önceki yüzyılın anlayışı ile, şiir biçiminde, uyaklı olarak yazılmıştı. Ama, oyun tutuldu ve o günden beri yüzlerce oyuncu sahnede bir yandan kılıç, bir yandan da hüzünlü sözcükler savurarak izleyicileri mutlu etti. Sinemanın da böyle çekici bir konuya ilgisiz kalması düşünülemezdi. 50'ye yakın uyarlama yapıldı. Ama Rappeeneau'nunki şimdilik sonuncu olmasa bile en akılda kalıcı olanı. Ama, depardieu'dan sonra bu role soyunmak cesaret ister doğrusu.

    Küçük rollerle sinemaya başlayan Gerard Depardieu, 1970'li yılların ikinci yarısından sonra yükselişe geçmiş, Fransız Sineması'nın Jean Paul Belmondo, Alain Delon, Yves Montand, Philippe Noiret gibi simge isimlerinden biri olmuştu. Alain Corneau, Alain resnais, François Truffaut, Maurice Pialat, Claude Miller gibi ülkesinin önde gelen yönetmenleriyle yaptığı filmler, popüler sinemanın klasikleri arasına girdi. Uluslararası ustalarla da ilişkiye geçen oyuncu Ridley Scott'la "Keşif" ve Peter Weir ile de "Yeşil Kart" gibi ilgi gören çalışmalar yapmıştı. depardieu, tıpkı Belmondo ve Montand gibi fazla çekici bir dış görünüşü olmayan, hatta çirkin denilebilecek fiziği ile, sinemadaki "yakışıklı adam" imgesini yıkmayı başaran kişilerdendir. Bu üç sanatçı da kendi kendilerini var etmiş, yoksul sınıftan insanların da "dehalarını pırtlatarak" kendilerini gerçekleştirebileceğini göstermişlerdi.

    Gerard Depardieu "Cyrano de Bergerac" filmine tam anlamıyla damgasını basmış. "Hüzünlü romantik güldürü" lerin ustası Jean Paul Rappeneau belki de en iyi "Cyrano" uyarlamasını gerçekleştiriyor, ama her şeyden önce bir Depardieu filmi. Hantal bedeni, çirkin suratı ve iri burnuyla o doğuştan Cyrano idi. Belki de öteki filmleri hep bu rolün bir alıştırmasıydı. iri burnun simgelediği aşağılık duygusunu yenemeyen adam, günümüz insanına ne kadar da tanıdık geliyor.

    Cyrano, güzel ama gerizekalı yeğenine umutsuzca aşıktır. Çirkin olduğunu düşündüğü için duygularını itiraf etmeye çekinmektedir.
    Aşkını açıklamak için yakışıklı ama boş Christian'ı kullanır. Roxanne, Christian'ın ağzından duyduğu sözcüklerin ve ondan gelen mektupların aslında Cyrano'ya ait olduğunu öğrenecektir, ama neden sonra. Genç kız, sonunda Christian'da sevdiği şeyin, Cyrano'nun kişiliği olduğunu anlayacaktır.

    Yönetmen : Jean Paul Rappeneau
    Senaryo : Jean - Claude Carrierre
    Görüntü Yönetmeni : Pierre Lhomme
    Oyuncular : Gerard Depardieu, Anne Brochet, Vincent perez, Jacques weber

    1990 Fransa Yapımı, 135 dakika
    4 ...
  9. 7.
  10. istanbuldt' de bülent emin yarar' ın oynadığını bildiğim efsanevi karakter.

    tek başına 100 kişiyi öldürür, sıcak şavaşın ortasında ateş çemberini delerek aşkına mektuplar taşır, burnuyla alay ettirmez!

    gerekirse kendisi eder, ama kimseye ettirmez!
    4 ...
  11. 11.
  12. "- Ne yapmak gerek peki?
    Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
    Onu mu bellemeliyim?
    Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
    Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
    Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
    istemem!
    Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
    Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
    Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
    Taklalar mı atmalıyım?
    istemem! Eksik olsun!
    Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
    Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
    Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
    istemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
    Eksik olsun!
    Ciğeri beş para etmezlere mi "yetenekli" demeli?
    Eleştiriden mi çekinmeli?
    "Adım Mercuré dergisinde geçse" diye mi sayıklamalı?
    istemem!
    istemem! Eksik olsun!
    Korkmak, tükenmek, bitmek...
    Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
    Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
    istemem! Eksik olsun!
    istemem! Eksik olsun!
    Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
    Tek başına...
    Özgür olmak...
    Dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
    Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
    Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
    Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
    isteyince Ay'a bile gidebilmek.
    Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

    Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
    Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
    Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

    - Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini.
    - Sus..."

    Cyrano De Bergerac'tan... Unutulmaz "istemem eksik olsun" tiradı.
    Edmond Rostand
    3 ...
  13. 20.
  14. insanın beynine beynine işleyen cümlelerle dolu filmdir.
    Bir çok sahneden durdurup durdurup tekrar izledim söylediklerini daha iyi anlayabilmek için.
    Haa bi de filmi izledikten sonra çirkin olası geliyor insanın

    **

    Roxane: hayatını beyhude tehlikeye atmasın söz verin bana.
    Cyrano: deneyeceğim.
    Roxane: O korkunç yerde kendini üşütmesin
    Cyrano: Elimden geleni yapacağım.
    Roxane: Sadık kalsın bana.
    Cyrano: Süphesiz..
    Roxane: Sık sık yazsın bana.
    Cyrano: işte bunun için söz veririm size.

    **

    (bkz: gururum)
    3 ...
  15. 2.
  16. Devlet Tiyatrolarında 8 yıl boyunca oynanmış oyundur. Taner birsel oynamıştır.
    3 ...
  17. 6.
  18. gerçekten de yaşamış bir karakter. fransız ordusuyla cepheden cepheye koşan, ordudaki boş zamanlarını şiir ve kısa yazılar yazarak geçirendir. aşırı büyük burnuna rağmen, entelektüel birikimi ile görüntüsünün önüne geçmeyi bilmiştir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük