kolejde okumuştur. çocukken mutlaka baleyle, keman ya da piyanoyla ilgilenmiştir. ingilterede master yaparken start aplara merak sanmıştır. aksi gibi de çok eğlenmiştiri melis. o yüzden yurda döndüğünde mezun olduğu ekonometri alanında çalışmak -çalışmak dediysek babasının holdinginde masa işgal etmek- yerine start aplara kafa yormuştur. babası, melis'in yanında 3-5 tane parlak çocuk yerleştirmiştir.
bu parlak çocuklar, illa bir fikir bulurlar. birkaç başka parlak çocuk da yazar bu fikri. sonra melis, babasının başka bir arkadaşına satar fikri. en sonunda çıkar melis, şurda şunu yaptım, burda bunu yaptım, sonra şu fikri buldum, sonra şuna sattım diye konuşur mikrofonlara. aaa türkiye'de ne beyinler var deriz biz de.
servet düşmanıyım amına koyim! anası babası memur olan, yazları bağda bahçede çalışırken yazlıkta yiyişen melisleri görüp servet düşmanı olmayan/olmamayı başaran bir barzoyla karşılaştınız mı hiç?
fırsat eşitliği diye bir şey yok arkadaşlar. bu hayatta en fazla melislerin maaşlı, zeki adamları/kadınları olabilirsiniz ancak. hindistan'ın adı çıkmış. kast sistemi, memleketin en katı anayasasıdır. değiştirilemez, değiştirilmesini teklif edenlerin ağzını, burnunu sikerler.
patitisli poğaçayla kahvaltıya devam. krediler düşerse, inşallah 25 yıllık bir borç altına girip 2+1 ev alıcam. yazları tatile gitmesek nolur hem?
