cumhuriyetimizin kurulalı tam 86 yıl olduğunu ülkemizin 86 yıldır bölünmez bir bütün olduğunu belirten sözdür. cumhuriyetimizin daha nice 86 yıllara ulaşmasını temenni ederiz.
cumhuriyetimiz 86 yaşında. kuranların kemikleri sızlıyor mezarlarında. kaderi meçhul ellere düşmüş. demokrasinin anlamı unutulmuş. insanlar kamplaşmaya sevk edilmiş. nerden geldiği belli olmayan bi hastalığın aşısının alımı bile iktidarla muhalefetin kavgasına sebep olabiliyor. milliyetçilik faşistlikle aynı manaya geliyor artık. ülkenin bütünlüğü için iki kelime etmek sizi terörist ilan etmelerinin sebebi olabilir. gerçek teröristlerin elebaşıysa artık ülkemizin nasıl daha demokratik, nasıl daha özgür olacağını yol haritası adı altında açıklıyor. o açıklıyor çünkü ülkenin gerçek yöneticileri ağızlarını açıpta bu meseleyi nasıl halledecekleri konusunda bir kelime söylemekten yoksunlar. büyük atanın arkasından gereken yetersiz yöneticiler ve geldiğimiz nokta. cumhuriyet 86 yaşında kan ağlıyor. ve maalesef umut namına hiçbirşey yok.
ama hasta.. neden? çünkü cumhuriyetin sahiplenicliğini üstlenen tabaka, onu halka indirgemekte zorluk çekiyor. kutlanan cumhuriyet bayramlarındaki geçit alanına bakın. sadece devleti göreceksiniz. halk yok orada. devlet, halkı, elmas sandukada sakladığı cumhuriyet mefhumuna yaklaştırmıyor.neden? çünkü devlet ile halk arasındaki yönetim ilişkisinin prüzssüzleşmesini sağlayan ciddiyet elemanlarının, yönetici kesimin elinde kullanılmaya hazır şekilde tasarrufu lazım. devlet onlarca yıldır cumhuriyeti korumak mastarında tanımlıyor kendini. kimden koruyor? halkından mı? halk olanca muhabbetiyle cumhuriyete sarılmışsa, onu korumak niye? halkı, cumhuriyet elden gidiyor hastalığından koruması gereken devlet; cumhuriyeti, izah edemediği halkından korumaya çalışırsa iki odak arasında diyalektik asla kurulamayacaktır. halk denince akla gelen kitle, ekranlarda görülmesi, evimizin olağan hallerinden olan popülerlerden, yani güya aydın olanlardan daha özel bir alanda düşünecek olursak ve ekran doldurucuların halktan daha bilinçli olması gerekliğini hatırlamamız gerekirse, iki grup arasındaki çelişkiden yola çıkarak devletin üzerine düşen görevi yakından görebiliriz.
geçen seneki cumhuriyet kutlamalarında bengü adlı sanatçıyla yapılan röportajın sonunda sanatçının yaptığı cumhuriyet tanımı:
cumhuriyet, laik ve demokratik bir yönetim şeklidir.
yanlış okumadınız. demokratik ve laik olan yönetim şekline cumhuriyet diyormuşuz. mesela iran islam cumhuriyeti demokratik ve laik..
bu çarpık tanımı kaldırın altından devlet çıkacaktır. devlet, asabiyetini ve halkın üzerindeki kinetik siyasi topuz olma potansiyelini laiklik ve cumhuriyet gibi nötür ve masum kavramlarla kaim etmeye kalkmasaydı bu gün ne laiklik denince akla ordu; ne de cumhuriyet denince atatürkün siyah-beyaz fotoğrafları gelirdi. dini bayramlardaki manevi duyguların daha ağır bastığı evlerde, an itibariyle seküler icraatların yansıması şeklinde kutlanan resmi bayramlar da yer bulabilir ve esnafa zorla bayrak asmak gibi dandik bir uygulamayla bayram karşılanmazdı.
devlet bayram ederken millet seyirci kalıyor. neden?
hala 86 yıl öncesi şeriati isteyen dingoların olduğu gerçeğini bize hatırlatan cümledir... bütün çabalara rağmen bölünmezliğimizin ebedi olacağının önemli bir göstergesidir... daha nice 86-100-200-? yıllara dilememizi gerektirendir...