yeni cumhurbaşkanının vakit gazetesiyle bir tuttuğu gazetedir. "sizin için vakit ne anlam ifade ediyorsa, bizim için de cumhuriyet gazetesi aynı anlamı ifade ediyor." demiştir.
Kalbimin orta yerinde bu nasıl bi cumhuriyet...
Senin ki nasıl bir hakimiyet...
Ben anlamadım...
Sustum sustum sonunda dayanamadım...
Aşkmısın dertmisin yoksa canına susamak mı benim ki...
Hayatı kovalamak mı dörtnala bu evden...
Uyudum uyandım hala anlamadım...
Aşktan adam misali...
Acıdan nefes alamazken...
Önümde günler geçiyor...
Sen hala aynı yerde...
Sarılmak anlamlanmıştı...
Seninle hayat oyalanmıştı...
Ne gündüzün gecenin farkında...
Şimdi hepsini geri verin bana...
Kalbimin orta yerinde bu nasıl bi cumhuriyet...
Senin ki nasıl bir hakimiyet...
Ben anlamadım...
Sustum sustum sonunda dayanamadım...
Aşkmısın dertmisin yoksa canına susamak mı benim ki...
Hayatı kovalamak mı dörtnala bu evden...
Uyudum uyandım hala anlamadım...
ulke icinde duzgun ve akli selim bir yasam stilinin serbest kalabilmesi icin cok da gerekli olmayan yonetim sistemidir. ayni zamanda bir yerde bulunmasi, orada demokrasi bulundugunu da gostermez. zira, ingiliz veya isvec kraliyeti, irak cumhuriyetinden daha ozgurlukcu ve daha demokratiktir.
kurtuluş filminin kadrosuyla çekilmiş,1923'ten başlayarak yeni cumhuriyetin kurulma ve gelişim aşamalarını özetleyen lise tarih kitabı tadındaki ziya öztan filmi. filmi basmakalıp olmaktan çıkaranlar sadece rutkay aziz ve savaş dinçel oluyor.tabi bi de sonunda çalan izmir marşı... *
faşist başladıgı yazın hayatına, (hitler dönemi, hitlercidir, nazımın resmini, yüzüne tükürün bu adamın, alt başlıgı ile tam sayfa yayınlamışlardır o dönemde), kominist devam eden, sonra holdingci olan (kapitalizme gecen), daha sonra ulusalcılıgı benimsemiş, son dönemdede, başyazarı aracılıgı ile şerii hükümler vermeye başlamış, kafası karşık, derin neocon amerikan çizgisinde, ülkenin içerden bazı durumlara hazırlanmasına yardım eden, (danıştay katillerinin, cumhuriyet gazetesini bombalayanlar oldugu açıklandıgında, bombaların adli incelenmesine mahkemede karşı çıkmışlardır.) türkiyede yayınlanan bir gazetedir.
diğer gazetelerden hiçbir farkı, hiçbir değişik lafı olmayan laf u güzaf gazetesi.
tek farkı akp'ye karşı oluşu. bu karşı duruşu bile sallantıda, zira son seçimlerde; "mhp, chp elele mutlu bir geleceğe" gibi abik bir sav ve gubik bir bakış ile ortaya çıkmıştır. hele ki bu görüşün bayraktarlığını ilhan selçuk gibi bir duayenin yapması ise en hafif tabir ile hazindir.
savaş karşıtlığı ve barış solun mihenk taşlarıdır. her kim yaparsa ya da nerede gelirse gelsin şiddete karşıdır. ama tabii ki bu avanak bir şekilde "gel abi vur, ben barışçılım" demek değildir. solun görüşü akılcı olmaktır. şiddet, yapısı itibarı ile çözüm değil sorundur. şiddetin çok yoğun yaşandığı bu dönemde, her ne koşulla olursa olsun şiddetin yanında yer alamaz.
kan dökmeden bazı şeyleri çözmek olanaksız mı görünüyor? olanaksız elbet zaman alır.
türkiye 50'den bu yana sağ ile yönetiliyor. bu anlayış konumsal bakar her şeye, ilkeler önemli değildir onlar için. kan mı dökülüyor? kan dökmeli, kısasa kısas. ama sol ilkeleri doğrultusunda karar verir, konumsal davranamaz.
el nihaye, ana ilkesi; "tsk ne eylerse güzel, akp ne eylerse kötü eyler" olan bu gazeteye sol demek ayıptır.
tersi için
(bkz: birgün)
haşiye : söylenenleri test etmek kolay, sıra ile okuyun bu iki gazeteyi o kadar, farkı görürsünüz. savaş karşıtlığı solun mihenk taşı değildir diyorsanız o zaman hiç bir lafım olmaz.
günümüz apolitik gençliğinin çamur atmayı sevdiği gazete. hakkında yorum yapanların gazeteyi kısa bir süre de olsa takip ettikleri görülmemiştir. bilmeden konuşmak cehalet tamam ama bu kadarını da tanımlayacak bir terim bulamıyorum.
tiraj üzerinden kalite ve okunurluk değerlendirmesi yapanları yanlışa sürükleyen gazetedir. 800 000 beleşçi kişi ile 70.000 kaliteli insanı karşılaştırmak elbette ki absürttür. ilkokul matematiği değil de sosyoloji okumak lazım ki okuyucu profiline dair ufak da olsa bilgi kırıntısı elde edilsin.
hakim ve savcıların alayının odasına her sabah gidiyormus bu gazete. sadece bu değil tabi bütün gazeteler gidiyormus. üniversite kütüphanelerinde bu gazeteden baskasını bulmak imkansız. trajın yetmiş bin oldugunu düsününce akla su yukardaki cümle geliyor.
kimi zaman dogru haber ve yazilari karsimiza gelen fena olmayan bir yazar kadrosuna sahip okumak icin alinmasi lazim gelen gazetelerden biridir. yalniz kendi tabiri ile dinci seriatcilara karsi tutumu cok serttir nedense. insan haklari özgürlükler konusunda kendi kurallari olup ayrimciligin babasini yapmaktadirlar. söylenecekleri bir kere söylersin tamam da bunu sürekli dile getirmen (ki okuyucu kesin zaten bellidir) kendinden sogutuyor söyleyeyim dedim.