cumhuriyet çalışanlarına açık mektup

entry4 galeri0
    1.
  1. taraf gazetesi'nden kaliteli yazar yıldıray oğur'un ergenekon operasyonunu görmezden gelmeye çalışan cumhuriyet gazetesinin çalışanlarına seslendiği mektup;

    sevgili cumhuriyet gazetesi çalışanları,

    samimiyetinize ve iyiniyetinize güvenerek bu mektubu size yazıyorum. Çünkü dünyaya her ne kadar farklı pencerelerden baksak da aynı işi yapıyoruz. ben sizin genç ve yeni bir meslektaşınızım.

    siz türkiye'nin en eski, en köklü gazetesinde çalışıyorsunuz. arşivlerinde tüm cumhuriyet tarihinin bulunduğu bir gazetede. türkiye tarihindeki tüm olaylarla ilgili manşeti olan bir gazetede. pek çok gazetecinin yetiştiği bir gazetecilik okulunda. birkaç gün önce öldürülüşünün 15. yıldönümünde andığımız, türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin duayen isimlerinden uğur mumcu'nun yetiştiği gazetede. bu mektubu bu yüzden size yazıyorum. Çünkü ancak sizin bu konunun üzerine korkmadan, samimiyetle gidebileceğinizi düşünüyorum.

    biliyorsunuz Ümraniye'de basılan bir evden bir sürü bomba, bir yığın karanlık ilişki, plan ve belgeler çıktı. ve önceki gün bu soruşturma kapsamında susurluk'tan, hrant dink cinayetine, 301 davalarındaki linçlerden danıştay baskınına kadar adı pek çok karanlık işe karışmış, meclis'teki susurluk komisyonu'na bile getirilememiş ulusalcı paşa veli küçük tutuklandı.

    sizin gazetenizde çıkmadı. ama diğer gazetelerden okumuşsunuzdur. Ümraniye'deki evden çıkan bombalarla 2006'nın mayıs ayında sizin gazeteye atılan üç bomba aynı cins çıktı. yine biliyorsunuzdur hem size atılan hem de Ümraniye'deki evde bulunan bombalar mke yapımı ve kara kuvvetleri komutanlığı'na ait. yine biliyorsunuz cumhuriyet gazetesini para karşılığı, barda çalışan, sabıkalı kişilerin bombaladığı ortaya çıkmıştı. yani tehlikenin farkında mısınız? diye reklâmı yapılan 'şeriatçı bir kalkışma vardı' ama cumhuriyet'i bombalayacak iki 'şeriatçı' bulunamamıştı.

    detayları siz benden daha iyi biliyorsunuzdur. eminim tüm gelişmeleri ve ergenekon yapılanmasıyla ilgili soruşturmayı da hepimizden daha yakın takip ediyorsunuzdur. başta da söylediğim gibi bir gazetecilik okulunda çalışıyorsunuz. ayrıca en önemlisi siz davayla doğrudan ilişkilisiniz. o bombalar sizin gününüzün çok önemli bir kısmını geçirdiğiniz iş yerinize atıldı. yaşamlarınıza kast edildi. herhangi birininiz o sırada bombaların atıldığı yerde olabilirdiniz. en azından cam kırıklıkları birinizi yaralayabilirdi.

    yani bu dava sizi doğrudan ilgilendiriyor. en çok sizin sorumluları takip etmeniz, en çok sizin soruşturmanın savsaklanmaması için agresif bir yayın izlemeniz gerekir. köşe yazarlarınız sert ve iğneli kalemlerini hepinizin hayatına kast etmiş o bombacıları kimden emir aldıklarını sorgulamak için çalıştırmalılar.

    işte bu mektubun yazılmasının nedeni tam da bu. cumhuriyet gazetesi Ümraniye soruşturmasını yeterince görmüyor. bu soruşturmanın bir ayağının da cumhuriyet gazetesinin bombalanması, danıştay cinayeti olduğunu atlıyor. köşe yazarlarınız böyle bir şey olmamış gibi aynı türban yazılarını yazıp duruyorlar.

    peki, siz ne yapacaksınız? siz de "gerçekler işimize gelmiyor o halde sırtımızı dönelim, kendi gerçeklik dünyamızın huzurunu bozmayalım" mı diyeceksiniz?

    siz de "bizi bombalayanlar türban karşıtı, kemalist yayınlarımızdan rahatsız olan şeriatçı güçler değilmiş" deyip gerçeğe küsecek misiniz?

    muhtemelen gazetenizin okuyucusu olan, pek çok konuda gazeteyle benzer şeyler düşünen bir paşanın, kuvvacı derneklerin gazetenizin bombalanma emrini verenlerden olması ihtimalinin üzerine gitmeyecek misiniz? inanmasanız bile bugünlerde bir sürü tutuklanma olan bu ihtimalin yanlışlığından emin olmak istemez misiniz?

    evet, belki siz de türkiye'nin iran olmaya doğru gittiğini düşünüyorsunuz, akp iktidarından rahatsızsınız. ama bu iktidar savaşında, ulvi amaçlar uğruna sizin hayatlarınızın riske atılması karşısında sesinizi çıkarmayacak mısınız? bugün sizin hayatınızı tehlikeye atmakta sakınca görmeyen o ulvi amaçlara günün birinde ulaşıldığında bunun sizin için de bir zafer olacağını mı düşünüyorsunuz?

    Çok ciddi, somut iddialar ortalıkta dolaşıyorken en azından bu iddiaların üzerine yayınlarınızla neden gitmediğinize dair gazete yöneticilerinizden bir açıklama istemeyecek misiniz? uzun zamandır aynı şeyleri yazıp duran köşe yazarlarınıza neden bu konuyu es geçtiklerini sormayacak mısınız?

    ulvi amaçları için sizin hayatlarınızı kıymetsiz bulanlara kim olurlarsa olsunlar hesap sormayacak mısınız?

    bu mektubu sadece sizin adınıza endişelendiğim için yazdım. umarım samimiyetime inanırsınız. işinizi yapmaya çalıştığınız gazetenizin, bombaların, paşaların, çetelerin oyuncu olduğu bu karanlık oyunda bombalanınca siyasi dengelerin değiştirilebildiği açık bir hedef olması hiç adilane değil. hiçbiriniz böyle bir karanlık oyun içinde arada kalmayı hak etmiyorsunuz. filler tepişirken ezilen çimler muamelesini hak etmiyorsunuz.

    tam da bu yüzden hikmet-i hükümet zihniyetini soluğunda hissetmiş sizlerin bu karanlıkların aydınlanmasında önemli bir görev üstlenebileceğinizi düşünüyorum. en iyi gazeteciliği, en derin soruşturmayı siyasi olarak işimize gelir gelmez demeden, manipüle etmeden ancak siz yapabilirsiniz. Çünkü bu dava, aynı zamanda sizin şahsi davanız. buz dağının görünen kısmı ortaya çıktı. görünmeyen kısmını ortaya çıkarmak ise bu buzdağının varlığını araştırırken öldürülen uğur mumcu'nun size vasiyetidir.

    yildirayo@yahoo.com

    (bkz: körleştirici ulusalcılık paranoyası)
    2 ...
  2. 2.
  3. boşa yazılmış mektuptur, zira mektubun muhattabı gazete gerçekleri görmek yerine kendi gerçeklerine sarılıp uyumayı yeğlediği için kağıt israfıdır ama taraf gazetesinin de yayın hayatına atıldığı günden bu yana çıkardığı güzel işlerden biri olduğunu vurgulamamak ayıptır...
    2 ...
  4. 3.
  5. bir yıl önceyi akla getiren açık mektup;

    üretilmiş paranoyaların, şeriatın kapıda olduğu masallarının, bayrak mitinglerinin, 301 korkularının, hrant nefretlerinin, bu kış bölücülük gelecek, bu kış şeriat gelecek kandırmacalarının aslında gerçekten nasıl bir işe yaradığı anlaşıldı;

    meğerse arkasında ergenekon varmış ve cambaza bak numarasıyla alavere dalavere kürt memet nöbete taktiğiyle malı götürmeye hazırlanıyormuş. cumhuriyet gazetesi de işin medya ayağı olarak aslında tehlikenin farkında mısınız kampanyalarıyla arka plandaki ideolojik harcın karıcısıymış; şimdi biraz suçüstü yakalanmışlığın haliyle süreci sessiz atlatmaya çalışıyor; aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık durumları yani; yıldıray oğur'un manifestosu tarihe geçecek bir mektup olmuş; ironik diliyle, gerçeği saklamaya çalışanların gerçeğini açık ediyor ve iplikleri pazara dökülenlerin ipliklerine sahip çıkmaya çağırıyor onları. kızanlar çok olacak ona ama, cumhuriyet çalışanlarından, cumhuriyet okurlarından ve o dönemde bu kampanya konusunda azıcık da olsa kafası karışmış kişilerden sanırım destekçileri de olacaktır.

    gerçekleri o sırada da yazanların sakalı olmadığından bazıları ciddiye almamıştı ama bereket arşivler her şeyi saklıyor.
    2 ...
  6. 4.
  7. sevgili cumhuriyet çalışanları,

    cumhuriyet, ne yazık ki tehlikeyi yanlış yerde aramaya devam ediyor hala.

    (bkz: akp ye kapatma davası)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük