sinan meydan diye yandaş mantıklı yazarın kitabıdır.
okuyup sektirmek için bizlere nedenler sunmuştur kendisi.
örnek olarak sektirme nedenleri aşşağıda sıralanmıştır:
kurtuluş savaşını başlamasında atatürk'ün etkisi yokmuş.
atatürk kurtuluş savaşına sonradan katılmış.
vahdettin yavşaa hain değil kahramanmış.
kurtuluş savaşı antiemperyalist bir mücadele değilmiş.
inönü savaşı olmamış sonrada uydurulmuş.
ingilizlerle savaşmamışız. bunları belgeliyormuş birde.
bende bu itneciklerin dedeleri savaşın korkusundan teslim olduklarını. kendileri askere çağrıldığında biz allah için dua ediyoruz dediklerini. nedense ingiliz damat hasreti çektikleri ni kanıtlamışlardır. bu kitapta kanıtıdır.
bir başka sözlükte yazdığım entry. o yüzden başka sözlükte görmüş olmanız mümkündür. hakları yine de bana aittir.
tarihe açıklık kavuşturan belgelerle kanıtlanan savunmaların bulunduğu kitaptır.
bu kitabın içinde ;
mevlanzade rıfat,
rıza nur,
said-i nursi,
kazım karabekir,
necip fazıl kısakürek,
nihal atsız,
kadir mısıroğlu,
sevan nişanyan,
yalçın küçük,
fikret başkaya,
idris küçükömer,
eric jan zürcher,
mehmet altan,
burhan bozgeyik,
mustafa müftüoğlu,
cemal kutay,
emre aköz,
atilla yayla,
halil berktay,
taner akçam,
cemil koçak,
mümtazer türköne,
engin ardıç,
mustafa armağan,
abdurrahman dilipak...
gibi isimlere belgelerle cevap veren kitaptır ayrıca bu kitabın içindeki konulara gelince ;
*kurtuluş savaşı'nın başlamasında atatürk'ün hiç bir etkisi yoktur. atatürk savaşa sonradan katılmıştır.
*vahdettin hain değil kahramandır.
*kurtuluş savaşı önemsizdir.
*kurtuluş savaşı antiemperyalist değildir. ingilizlerle savaşılmamıştır.
*güney anadolu'nun kurtarılmasında atatürk'ün hiç bir etkisi yoktur.
*çerkez ethem hain değil kahramandır.
*1.inönü savaşı olmamıştır sonradan uydurulmuştur.
*yazı ve dil devrimi türkiye'yi tarihinden koparmış , insanları bir gecede cahil bırakmıştır.
şimdi bunları kitabın içinden birebir okuyarak yazacağım...
kurtuluş savaşı'nın başlamasında atatürk'ün hiç bir etkisi yoktur. atatürk savaşa sonradan katılmıştır;
eric jan zürcher, 1915 yılında kurtuluş savaşını herkesten önce başlattığını iddia etmiştir. zürcher'e göre , itilaf devletleri 1915'te çanakkale'ye saldırdıklarında enver paşa çanakkale'nin geçileceğini düşünerek "işgal halinde anadolu'nun çeşitli yerlerinde yerel savunma örgütleri kurmaları için bazı subaylara talimatlar" yollamıştır.
eğer öyleyse ;
enver paşa , kısmi silah ve cephaneyi saklatmış olsun. peki o zaman kurtuluş savaşı başladığında bu silahlar neredeydi ? bilindiği gibi atatürk , türk ordusuna silah ve cephaneyi sovyet rusya'dan aldığı yardımlardan , istanbul'da işgal devletlerinin kontrolündeki cephaneliklerden anadolu'ya kaçırılan silahlardan ve italya'yla fransa anadolu'dan çekilirken geride bıraktıklarından sağlamıştır. enver paşanın 1915'te saklattığı silahlar nerdedir ?
enver paşa , osmanlı devletini 1.dünya savaşı'na sokarken öncelikli amacı almanyanın da desteğini alarak kafkaslar üzerinden orta asya'ya girmek ve orada bir turan imparatorluğu kurmaktır.
alman malı cihat fetvası yayınlatıp , orduyu alman generallere teslim edip , ordunun kafkas dağlarına ve arap çöllerine göndermiştir. yani 1.dünya savaşı sırasında enver paşa anadolu'yu unutmuştur. 1917 yılında atatürk , enver paşa'ya bu hayallerinden vazgeçip anadolu'yu savunması için iki tane rapor yollamıştır.
kurtuluş savaşı sırasında da enver paşa alman denizaltısıyla yurt dışına kaçmıştır.
atatürk anadolu'ya geçer geçmez kuvayi milliye'nin güçlenmesi için yoğun çaba harcamıştır. havza da 28 mayıs 1919'da müdafaa-i hukuk cemiyeti kurdurmuştur. yine havza'da 7 haziran 1919'da el koyduğu silah ve cephaneleri halka dağıtmıştır.
vahdettin hain değil kahramandır;
damat ferit paşa hükümetini 5 defa ülkenin başına getirerek ne kadar kahraman (!) olduğunu zaten bize göstermiştir.
kendisi ingiltere'ye mektuplar yollayarak mandacılığı kabul etmiş , hayatından endişe duyduğu için korunma talebinde bulunmuştur. halifelik ordusu kurdurtmuş ve milli hareketi yok etmek için fetva yayınlamıştır.
kurtuluş savaşı önemsizdir;
ne yalan söyleyeyim bunu kitapta bulamadım. kendi fikirlerimle de açıklamak istemiyorum "objektif" olmasını göstermek için.
kurtuluş savaşı antiemperyalist değildir. ingilizlerle savaşılmamıştır;
atatürk'ün raporları, "ingilizlere karşı silahla karşı koymak"
atatürk, adana'dan sadrazam ahmet izzet paşa'ya gönderdiği telgraflarda ülkenin içine düşürüldüğü durumları anlatmış ve kafasındaki silahlı direniş düşüncesinden söz etmiştir.
*cevat abbas (gürer) bu raporlara tanık olmuş ve "cepheden meclise büyük önder ile 24 yıl" adlı kitapta buna yer vermiştir.
güney anadolu'nun kurtarılmasında atatürk'ün hiç bir etkisi yoktur;
doğan avcıoğlu "milli kurtuluş tarihi" adlı kitabının 3.cildinde "güney direnişini mustafa kemal örgütler" başlığı altında , urfa , maraş ve antep'teki direnişin örgütlenmesinde atatürk'ün çok önemli katkıları olduğunu belgelerle anlatmıştır.
sivas kongresinde alınan kararlar;
1. bölgeden türkler göç etmeyecektir.
2. arazi ve emlak yalnızca türklere satılacaktır.
3. milli amaçlar uğruna herkes maddi ve manevi yardımlara hazır olacaktır.
4. alışverişler türkler arasında yapılacaktır. yabancılar boykot edilecektir.
5. jandarma ve polis olacaklar türklerden seçilecektir.
6. direniş liderlerinin güvenle çalışması sağlanacak , milli direnişe karşı çıkanlar etkisizleştirilecektir.
7.bölgede milli ordu kurulacaktır.
kurulacak birlik için atatürk bazı subayları buraya yollamıştır;
bu kişilerin adları değiştirilmiştir;
kılıç ali (üsteğmen asaf)
yörük selim (yüzbaşı salim)
kozanoğlu doğan (binbaşı doğan)
aydınoğlu tufan (yüzbaşı osman nuri)
polat paşa (yüzbaşı kamil)
tekelioğlu sinan (yüzbaşı ratıp)
nutuk'tan bir alıntı ;
"maraş ve antep'e kılıç ali beyi ve kilikya mıntıkasına da topçu binbaşı kemal ve yüzbaşı osman tayfun beyleri göndererek ciddi teşkilat ve teşebbüsata geçtik" demektedir.
çerkez ethem hain değil kahramandır;
kendisi bazı atatürk ve cumhuriyet karşıtları tarafından sosyalist , halkın içinden olduğu şeklinde gösterilmesine rağman kendi hayatını anlatmasıyla bu özellikler çürümüştür. "emlak ve arazi sahibi mesut ve müferrih yaşayan bir ailenin çocuğudur"
kendisi normal bir asker olarak başlamış ve astsubaylığa kadar yükselebilmiştir. eşkıyalık günlerinde , izmir'de cumaovası yakınlarında bir çiftliği basmıştır , fidye alan , para için çocuk kaçıran , mekan basan biridir. izmir valisinin çocuğunu kaçırıp ardından 50.000 altın karşılığında geri teslim etmiştir.
1.inönü savaşı olmamıştır sonradan uydurulmuştur;
donanma istihbarat raporu'nun , "yunanlıların 54 ölü ve 142 yaralısı i türklerin 100 ölüsü vardır" diyerek , sayıları azaltarak kabul etmesine rağmen , yalçın küçük'ün ; 1.inönü savaşının olmadığını kanıtladım" demesi oldukça büyük bir yalandır.
ayrıca ;
kitapta 3 adet bu savaşla ilgili fotoğraf bulunmakta.
sıra geldi son yalanın yatsı namazını kılmaya...
yazı ve dil devrimi türkiye'yi tarihinden koparmış , insanları bir gecede cahil bırakmıştır;
latince , avrupalılara ait diye kıyamet kopartılıyor. peki o zamanlar kullanılan dilin kökeni neresiydi ? arapça. arapçadan önce unutulan bir çok türkçe dilleri vardı. sırayla ;
açıktaş alfabesi,
esik yazısı,
göktürk alfabesi,
uygur alfabesi.
*kişisel yorumum ;
madem türk kültürünü yaşatmak istiyorduk neden uygur alfabesi yerine arapça'dan gelen bir dili kullandığımızı merak ediyorum açıkçası. bunun islamiyet ile bağdaştırmak da yanlış bence. çünkü bildiğim kadarıyla kuran arapça değil tam olarak. burada söz konusu olan islama bağlı arap milliyetçiliğidir.
benden bu kadar. gözlerinizi ve beyninizi yordum kusura bakmayın. gözleriniz için poşet çay öneririm çünkü ben şu an öyle yapacağım. beyniniz için önerim mi ? teşekkür edebilirsiniz bence. ehe.
arka kapağı okuyup okumuş gibi yapanlar ile gerçekten okuyanları deneysel bir yolla test eden bir yazara sahip kitapmış.
bunca yıllık cumhuriyet tarihinde neyin yalan olup olmadığı ise başlı başına grifit bir konudur zira günümüze kadar uzanan süreçte at izi ile it izi birbirine çoktan karışmış olup; hakimiyetin el değiştirmesiyle zamanın kahramanları yavaş yavaş yalancı olarak nitelendirilmeye başlamıştır.
yani anlayacağınız doğru veya yanlış yoktur sadece popüler görüşler varıdr.bunun sonucu olarak rte nin popüliritesi yüzünden bir takım değerlerin(ki bunlar cumhuriyetin temel taşlarıdır) artık yalanlanmasını doğurmuştur.
kitap okumadan bok atan kemalist gençleri görmemizi sağlamış kitaptır.
ulan google' den kitabın adını yaz, yorumlara bak salla. kitabı bi oku da sonra gel yorumunu sil, toplatma işi yakındır zaten. fakat bu kitap toplatılırken seni de alsalar ne güzel olurdu be.
Bedevi sevici hainlerin Cumhuriyeti kinlerini kustuğu bir örnek.
Bu yobazların elinden 4. karı seçeneğini aldığı için düşmanlar. Hadi yobaz erkekleri anladık ta Köle pazarlarında satılacak, 4 eş olacak Kadınları anlamıyorum. Bu kadar Özeniyor musunuz Afganistan örneklerine.
islamcı ve muhafazakar tayfa bu yalanların nedense sadece atatürk ve kurtuluş savaşıyla olan kısmıyla ilgilenir, evet bu anlatılarda da abartma vardır belki çarpıtma ve yalan da, ama asıl yalan ve abartı cevheri osmanlı tarihindedir.
Hali hazırda islamcıların cumhuriyeti karalamak için kullandığı argümanların çoğu resmi tarih anlatısının yalanıdır.
Mesela sağcı- solcu hemen hemen herkesin üzerinde hemfikir oluştuğu fatih; çağı açıp kapatmamıştır. Dünyada bunu sadece türkiyede duyarsınız ve zaten yoktur böyle bir şey. Asıl eşik rönesans hareketleridir çünkü. Geçelim; 7 dil bildiği şaibelidir, kütüphanesinde 7 dilde kitap olduğu için böyle söylenir ama padişahlar kitap okumaz bir perdenin arkasından padişaha okurlar kitabı. Geçelim; özellikle balkanlarda ordularının ve bizzat kendisinin uğradığı bozgunlar vardır. (iskender bey, vlad tepeş), istanbul'un fethi de abartılı anlatılır oysa ki kenti 5-10k bizans askeri savunuyordu osmanlı mevcudu ise bunun min. 10 katıydı ve tam donanımlıydı. Burada da bariz bir bizans kahramanlığı veya sonuca rağmen başarisız bir harekat olduğunu görürüz. Gemileri karadan yürüttüğü de dalkavuk tarihçi kritovulos'un yağcılığından çıkmadır. Ek olarak bu tarihçi osmanoğullarının türk değil persleşmiş(doğululaşmış) rum olduğunu söyler.
Bunlar sadece fatih dönemi ve benim aklıma anlık gelen örnekler. Buzdağını düşünelim.
En iyisi herkes önünden yemeli, eleştirilerinde makul olmalı , açtırma kutuyu söyletme kötüyü demişler.