genel başkanının 29 Kasım 2002 tarihinde erdoğan'ın başbakanlık tartışmalarına son vermek için "rize'den gel" diye seslenerek, başbakanlığının yolunu açmanın formulünü "1 milletvekili kendini feda etsin yerine Erdoğan geçsin, yarın bu konudaki olası bir istismarı önlemek için seçim kararını üçte iki çoğunluğa bağlayalım. bu durumda en az milletvekili seçilen bir ilde, mesela rize'de ara seçim yapabiliriz. rize'de 3 milletvekilliğini de ak parti kazandı. yapacakları tek iş, 3 milletvekilini istifa ettirip bir arkadaşlarının kendisini genel başkanın seçilmesi için feda etmesidir. başbakanlığı çok istiyorlarsa bunu da artık yapsınlar canım. bu değişikliği yapalım 2 ay sonra başbakan yapalım." şeklinde açıkladığı siyasal parti.
an itibariyle diğer partilerden büyük bir farkı olmayan, sırf gelenekleri var diye oy atmanın* mantıksız olacağı parti.
türkiyenin çok partili düzene cumhuriyet kurulduğundan beri * geçiş yapamadığını da göz önünde bulundurursak, ülkeyi yaklaşık bir 50 yıldır içinde bulunduğu buhrandan kurtaracak parti olmadığını görmek zor olmayacaktır.
mevcut siyasi oluşumlar içinde de buna benzer bir durum olmadığı için oy verecek parti bulamama noktasına gelen vatandaşın aklından geçen tek çözüm ise devrim olmaktadır* , bu partinin kurucusunun da eğer sağ olsa idi bunu düşüneceğini gösteren söylevleri bolca mevcuttur.
(bkz: tek yol devrim)
(bkz: bursa nutku)
(bkz: oy verecek parti bulamayan secmen)
bir zamanlar içinde bulunmaktan ve çalışmaktan onur duyduğum ama son yıllarda çok uzaktan seyrettiğim ve " allahım bu nedir? " diye sayıklamama sebep olan parti.
zamanimizda muhalefetten baska bir is yapamayan ve muhalefetten gayri bir politikasi olmayan, fakat artik tum turkiye'nin bile gina gelip muhalefet oldugu partidir. sol kesimin sallana yuvarlana, sirf buyuk sag partilere karsi bir araya geldigi, hic bir tutarli siyaset anlayisi olmayan, ataturk'un partisi diye gecinip, ataturk ilkelerinden cok uzak olan, zavalli ve rezil bir partidir.
tavsiyem, ya chp'nin tamamen tasfiye edilip, gozden gecirilip, ataturk ilkeleri dogrultusunda guclu, egitimli, uzman ve guvenilir bir kadro ile yeniden ideallendirilmesi;
ya da sol kesimin solun tanimini, vizyonunu ve misyonunu tekrar belirleyip, baska bir isimle ve yapilanma ile yeni bir olusuma girmesidir. zira chp ismi artik kulaga hos gelmemektedir.
türkiye'nin şu anki siyasi konjonktüründe yerilmekten ziyade desteklenmesi gereken, mevcut partileri karşılaştırırsak kötünün en iyisi olarak ele alınabilecek parti..
onur oymen'in en kısa zamanda ağırlığını koyması ve partiyi hak ettiği yere getirmesi gerekmektedir. bugün bir açık oturum olsa tüm akp grubunu tek başına alt edebilecek bilgi birikimine ve zekaya sahiptir kendisi. ~http://www.onuroymen.com ~
ecevit'in iktidara geldiği 1999 seçimiden sonra büyük bir yenilgi yaşayan ve 22 mayıs 1999'da yapılan olağan üstü kurultayda Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş, Murat Karayalçın, Ertuğrul Günay, Hurşit Güneş arasında geçen başkanlık mücadelesinde altan öymen yerine 13 oyla kaybeden hasan fehmi güneş kazanmış olsaydı, bugün karşımızda bambaşka bir halk partisi olacaktı.
sadece 13 oyla kazandı altan öymen ve 2 yıl sonra hiç zorluk çıkarmadan deniz baykal'a bıraktı koltuğunu, zaten o gün yaşananlar, finali hazır bir gösteriye benziyordu.. büyük mağlubiyetin ardından deniz baykal bir süre ortalıktan çekilecek, sular durulunca tekrar gelecek, ve geldi..
peki o gün (22 mayıs 99) hasan fehmi güneş kazansaydı ne olurdu?
chp bugün "sol" adına sadece aydınlanma taraftarı. laiklik ve bölünmeye, etnik kimliğe karşı ulus devletten yana sanayi toplumuna özgü fikri hayata ve cumhuriyet'e bağlı bir parti konumunda. bunlarda haksız mı? pek tabii ki haklı. ancak sol sadece monarşi veya teokratik bir yöentim biçimine karşı cumhuriyetçi ve demokrat olmak değil. "sol" serbest ve ötesi piyasa koşullarda insan ihtiyaçlarının sadece özel sektörün "kar" marjının keyfine bırakılamayacağını ön gören, bunun engellenmesi için önemli sektörlerin, ağır sanayinin merkeziyetçi ve insanın temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ancak bu yolla tüm topluma ulaştırılabileceğinin uygun olan tek yol olduğunu belirten siyasi tercih, en azından sosyal demokrasi için (her ne kadar öyle olmasa dahi).
işte chp'de bugün eksik olan ekonomik anlamda "sol" söylem, eğer o kurultay hasan fehmi güneş tarafından kazanılmış olsaydı eksik kalmamış olacaktı. chp 99 seçimlerinde büyük bir yenilgi aldı, bu bir uyarıydı. ve uyarı o gün için (meclise girilememiş bile olsa) hayırlara vesile oldu diye sevinmemize neden olabilirdi, eğer altan öymen ve 13 oy olmasaydı. deniz baykal 2 yıl sonra geri döndü ve uyarı bir anlamda ve tam anlamıyla dikkate alınmamış oldu. bir sonraki seçimde medyanın da bir bölümünün desteğiyle %19'la tekrar meclise girdi, 2007'de daha da fazla oy alabilir. ama ne yapabilir?
sadece laiklik ve bölünmeye karşı duruşla sistem içinde işsizlik ve yoksulluk çeken halka ne kadar yardımcı olabilir, ne kadar hizmet edebilir. ihtiyaçlar hiyerarşisini ne zaman dikkate alacak acaba deniz baykal ve arkadaşları? insanın birey olamdan önce, kulluktan kurtulabilmesi için, kendine güvenen bir cumhuriyet vatandaşı olabilmesi için öncesinde başka ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğinin farkına ne zaman varacaklar?
urfa'da ırgatlık için kamyona doldurulan, istanbul'un her yanında amele pazarlarında satılmayı bekleyen, anadolu'da kahvelerde pinekleyen, işsiz kalmış, hayata tutanacak nedeni kalmamış insanlara laikliği anlatmanın mantığını açıklamalı deniz baykal. ha diyorsa "ben anadolu'yu, büyük şehirlerin yoksullarını bıraktım, ben şişli'yi, nişantaşı'nı, kadıköy'ü, çankaya'ı, büyük şehirlerin elitlerini 'küçük burjuvalarını' istiyorum, onlar bana yeter.." onlar zaten sana veriyorlar oylarını, ama bu kez erkan mumcu'ya dikkat etmelisin, en az senin kadar onlara benziyor..
deniz baykal, kimden yana olduğuna karar vermeli, chp silkinmeli ve ben kimin oyunu istiyorum diyebilmeli, akp'nin oylarının geldiği yoksul kesimlerin mi? yoksa; anap'ın %5 lik, dsp'nin %1'lik oyu mu?
eğer hasan fehmi güneş gelseydi o gün.. kim bilir, belki bambaşka olacaktı...
o günlerde bir kaplumbağam vardı, o kırılma noktasının yaşandığı 99'da, adı altan'dı.
hiç muhalefet yapmıyormuş gibi gösterilen partidir. verdikleri yüzlerce soru önergeleri hiçbir zaman basında yer bulmadı gen soru önergeleri "chp'nin verdiği gensoru önergesi meclis tarafından kabul edilmedi" dendi ve içeriği dahi açıklanmadan geçildi medya tarafından.
birileri medyayı elde tuttuğu sürece halk bu düzene inanmaya devam edecek ve gerçekleri göremeyecek.
sadece laikliği savunarak ülkeyi gelişmiş medeniyetler seviyesine sokacağını sanan partinin adıdır. halbuki bilmez misin bu ülkenin en az yüzde 75 i muhafazakar seçmenlerden oluşur ve bu insanlar sana hayat boyu oy vermeyeceklerdir. sen bir parti olarak bu yüzde 75 lik kesimin karşısında iktidar olacaksın ve sadece laik söylemle ülke yöneteceksin. mümkün müdür?
yaptığı muhalefeti sadece genel başkanının ağzından çıkan sözler sanılan, en köklü partidir.
Meclis içerisinde Tüm milletvekilleri ile çatır çatır muhalefet yapmaktadırlar ama kimse görmez bunları. Sen ağzından salya akarak magazin programı seyredeceğine açıp bir TRT 3 - meclis tv'ye bakacak olursan saat 22 lere kadar çatır çatır hükümetin çıkarmak istediği kanunlara, ali cengiz oyunlarına karşı belgeleriyle halkı ve işçileri savunduklarını göreceksin.
Genel başkanının vizyonunu artık tamamladığı ve atılım yapması için iplerini artık bırakması gerektiği partidir aynı zamanda.
Sen o ipleri bırakmadıkça meydan boşluğundan etrafa çalı, çörpü doluştu haberi yok başkanın.
muhalefet yapmak ile saçmalamak arasındaki farkı henüz kavrayamamış ismindeki halk sözcüğü haricinde halkla bir alakası olmayan birdahaki seçimlerde şimdiki milletvekili sayısını mumla arayacak hüsrana uğrayacak partidir.
deniz baykal yüzünden oy kaybeden partidir. chp'nin meclis'te yaptığı eleştirileri, karşı duruşları, önergeleri azımsanamaz. niye chp birşey yapmıyor diyenler bir an önce okudukları gazeteyi, izledikleri tv'yi değiştirsinler. zaman gazetesi veya cnntürk vermez bunları co. anla beni.
cumhuriyet halk partisi, mustafa kemal'in bize mirasıdır.
sayı olarak yeterli sayıda olmamasına rağmen aslanlar gibi muhalefetini yapan partidir. genel başkanı çok konuşmaktadır, koltuk hırsı vardır fasa fiso. en azından senin benim gibi bir adamdır o da. nerdeyse otuz yıllık siyaset hayatında (belki daha fazla da olabilir) bir kuruşluk yolsuzluğu olmamıştır, başkaları ilk fırsatta nerden voleyi vururumun peşindeyken. partiye gelecek olursak içinde kötü insanlar olabilir, ancak bunlar bir avuçu geçmeyecektir. öbür taraftan neresinden tutarsanız tutun bataklığa bulaşmış bir örnek vardır. bunlar yetmezmiş gibi birde rejimle kavgalıdırlar, yıllardır içlerine sindirememişlerdir, rahatlık batmaktadır. şimdi şu manzara varken yok chp ne yapıyor, ne icraatı oldu demek art niyetli bir yaklaşımdır. kaç sandalyesi var da ne icraatı yapacak. sen bunları yazacağına, oy verdiğin partin iktidara gelmiş, sana ne faydası oldu onu yaz.
akp nin kadrolaşması konusunda söz konusu partiye ağır eleştiriler yöneltmesine rağmen,kadrolaşmanın kitabını milli şef ismet paşa zamanında yazan ve akabinde bu kadrolarla bürokrasinin zaman zaman ağır işlemesine sebebiyet veren partidir.tek parti döneminde bir yerleşim biriminin mülki amiri,otomotikman oranın chp teşkilat başkanı olmaktaymış. her zaman kendi istediklerini milletin istekleri olarak lanse etmekte üstlerine yoktur,lakin görüşlerini toplumun yaklaşık %70 i paylaşmaz.başındaki deniz baykal kişisinin üstlerine bir musibet olarak gönderildiği konusunda çoğunluk hemfikirdir. akp sempatizanları ile deniz baykal arasındaki ilişki, fenerbahçe taraftarları ile özhan canaydın arasındaki ilişki ile büyük benzerlik göstermektedir. anayasanın amir hükmünü kendileri de bilseler ve sonucun ne olacağından emin olsalar dahi,spekülasyon yapmaktan ve türk milletine yattıkları çamuru sıçratmaktan kaçınmadıkları da gözlenmiştir. mustafa kemal atatürk ün kurduğu partinin, geçer akça atatürkçülük zihniyetindeki atatürk istismarcılarının yuvası olduğunu görmek,her türkün yüreğini cızettirmektedir...