7 Nisan 1960'ta Demokrat Parti grubunda konuşan Reşat Akşemsettinoğlu adındaki milletvekili ilk işareti verir; "Halk Partisi... kapatılması gereken bir parti olmuştur" der.
DP'den Zeki Erataman, arkadaşının bıraktığı yerden devam eder:
"Yeşilhisar'ın tek bir anlamı vardır: Halk partisi isyan bayrağını açmıştır."
Böylesi bir ortamda Başbakan Adnan Menderes tansiyonu düşürmek yerine, gerginliği tırmandırmayı tercih eder; Erataman'ın konuşmasından sonra kürsüye çıkar, Demokrat Parti grubunu bir güzel kışkırtır:
"Açın bir Meclis tahkikatı, tespit edin bunları Meclis'te, düşünelim, konuşalım. Ahlaksızlar, namussuzlar sizi kapatıyoruz diye Büyük Millet Meclisi'nin kararı ile kapatalım..."
Menderes'in "ahlaksızlar, namussuzlar sizi kapatıyoruz" derken kastettiği, Cumhuriyet'i kuran parti, ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'dir. imam böyle derse, cemaat ne yapmaz! Nitekim Demokrat Parti harekete geçer.
Mazlum Kayalar ve Baha Akşid adlarındaki DP milletvekillerince verilen Tahkikat Komisyonu kurulması hakkındaki önerge, Meclis'in 18 Nisan 1960'taki oturumunda ele alınarak görüşülür...
iktidarı var gücü ile uyarmaya, girdiği yoldan geri çevirmeye çalışan CHP lideri inönü tarihi konuşmasını 18 Nisan 1960 günü Meclis'te yapar. Önergenin hangi amaçla hazırlandığını uzun uzadıya tahlil eden, şikâyet edilen siyasal kuruluşun Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna, iktidarın gerekli gördüğü her türlü önlemi almak için yetki istediğine dikkat çeken inönü bunun memleketi fiilen bir dehşet idaresinin kurulmasına götüreceğine dikkat çeker.
"Şartlar tamam olduğu zaman ihtilal meşru bir haktır" cümlesini o konuşmada kürsüde dile getiren inönü sözlerini şöyle tamamlar:
"Beni dinleyiniz. Biz böyle bir ihtilal içinde bulunmayız, bulunanlayız.
"Biz demokratik rejim dedik demokratik rejim kurulmuştur. Bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp baskı rejimine yönelmek tehlikeli bir şeydir.
"Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam."
Bu çok açık seçik uyarılara karşın iktidar geri adım atmaz, Tahkikat Komisyonu DP'lilerin oylarıyla kurulur. Yasa ile kurulan ve hepsi DP'den olan 15 kişilik komisyon ilk iş olarak üç şeyi yasaklar:
- Partilerin tüm etkinlikleri soruşturulacak (ancak yalnızca CHP'nin etkinlikleri soruşturma konusu yapıldı);
- Komisyonun etkinliklerinin yayımlanması yasaklandı;
- TBMM'de Komisyon'la ilgili görüşmeler yasaklandı.
Doğal olarak inönü'nün Meclis'te yaptığı konuşma da yasaklanır. Ancak Ulus ve Demokrat izmir konuşmayı aynen basarlar.
Komisyon birbiri ardına yayımladığı bildirilerle yasaklar rejimini hayata geçirmeye başlar. Hükümet bununla da yetinmeyerek bir "yetki yasası" çıkarmaya kalkışır. Amaç iktidarı "olağanüstü yetkilerle" donatmaktır.
TBMM 27 Nisan 1960'ta yetki yasa tasarısını görüşmeye başlar.
O günkü oturumda yeniden söz alan muhalefet lideri inönü, "Anayasa dışı gayrimeşru bir baskı rejiminin kurulmakta olduğuna" Meclisin dikkatini bir kez daha çektikten sonra, konuşmasını tarihe mal olan şu sözlerle tamamlar:
"Gayrimeşru baskı rejimine girmiş olan idarelerin hepsi böyle demişlerdir. .. .Siz de böyle diyorsunuz. Ama muvaffak olamayacaksınız.
"Sygman Rhee [Güney Kore diktatörü] kurtuldu mu? Niçin kurtulamadı?
"Üstelik onun ordusu elinde, polisi elinde, memuru elinde, bütün teşkilatı elinde idi. Sizin elinizde ne ordu var, ne memur, ne üniversite hatta ne de polis; böyle bir baskı rejimi muvaffak olur mu?... Bu tedbirlere teşebbüs eden baskı ter- tipçileri bilsinler ki Türk milleti Kore milletinden daha az haysiyetli değildir."
Suçlama ağırdır! inönü'nün sözleri DP milletvekillerinin şiddetli tepkileriyle karşılaşır. Sıra kapaklarının gürültüleri "yuuuh" seslerine karışır. CHP liderinin konuşmasının tutanaklardan çıkartılması ve inönü'ye 12 oturuma katılmama cezası verilmesi kararlaştırılır. Demokrat Parti, artık, demokrasiyi kuran adama Meclis'te tahammül edemez hale gelmiştir.
1954'ten itiraben adım adım tırmandırılan baskılar, görüldüğü gibi, Nisan 1960'ta bizzat ana muhalefet partisini ve onun tarihsel kişilikli liderini hedef almaya yönelir.