hiç şaşılmaması gereken bir durum .
çünkü bizim ülkede;
başbakan:rte
cumhurbaşkanı:rte
yargı:rte
....
durum böyleyken sırf laf olsun diye kararları bekletmenin anlamı yok yani.
tek bir yasa, o da "şike yasası" veto edilmiştir. onun da nedeni erdoğan'ın ameliyatı dolayısıyla ortaya çıkan siyasi belirsizlikte, gül'ün cemaat tarafında tutum almasıdır. erdoğan'ın duruma sert tepkisinden sonra şike yasası kuzu kuzu yürürlüğe girmiştir. bu olay dışında gül'ün veto ettiği hiçbir yasa yoktur. siyasetin bu kadar göbeğinde bulunan akp kökenli bir cumhurbaşkanından tarafsızlık beklenemez. gül, kendisine sunulan makam hediyesi karşılığında gerekli vefayı, şike yasası haricinde göstermiştir ve erdoğan gücünü koruduğu müddetçe de her zaman gösterecektir.
ülke meselelerine hassasiyetten kaynaklanan durumdur. öncekisi gibi vurdumduymaz, memleket meselelerini kişisel ihtiraslarının arkasında gören, yasaları onbeşinci günün son saniyesine kadar bekletmekten zevk alan, bir insan değildir kendisi. çalışkanmış demek ki, okuyor inceliyor onaylıyor. bizim kemocanlara yaranılmıyor arkadaş. c.başkanı iki hafta bekletse de onaylasa mutlu olcaklar, hey allam nelerle uğraşıyoruz.
Düzgün işleyen Demokrasilerde Cumhurbaşkanı iktidarı ele geçirip mecliste Çogunluğu sağlayan kişilerin, partilerin çoğunluluguna güvenerek halkın aleyhine çıkartabileceği yasalar karşısında bir emniyet sibobu görevindedir. ama maalesef ülkemizde cumhurbaşkanlık makamı mevcut iktidar döneminde bu özelliiginden kaybetmiş olup imzamatik rolüne bürünmüştür.
cumhurbaşkanı veto sayıları
--spoiler--
Sayın Cemal Gürsel 2 yasayı,
Sayın Cevdet Sunay 18 yasayı,
Sayın Fahri Korutürk 13 yasayı,
Sayın Kenan Evren 26 yasayı,
Sayın Turgut Özal 18 yasayı,
Sayın Süleyman Demirel 14 yasayı,
Sayın Ahmet Necdet Sezer 34 yasayı,
--spoiler--
Sayın Ahmet necdet Sezerin döneminde ne kadar zorlandığını ve milletini ne kadar korumaya çalıştığına ayrıca dikkat çekmek isterim.
Abdullah gül göstermelik de olsa sadece 4 yasayı veto etmiştir. (benim bildiğim)
bunlar;
-Serbest Muhasebecilik,
-iş Kanunu, işsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
-Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
-Elektronik Haberleşme Kanunu
not bunların altında yatan farklı çıkarlar olduğu düşünülmektedir.
kendi tercihi olan işlemdir. mecliste yüzlerce vekil bir yasayı kabul etmişken c.başkanının tek başına bu olmaz veto ediyorum demesi zaten abes. böyle demokrasi mi olur. necdet sezer döneminde gördük ki c.başkanı dünya görüşü nedeniyle iktidarın çıkardığı yasaları çoğu kez veto etti, bundan memnun olan tayfa kemalist tayfa. başka yok. bu mudur yani. c.başkanlığının temsil dışında hiç bir yetkisinin olmaması gerekir normal bir ülkede. 400 tane vekilin tamam dediği şeye sen olmaz dersen olmaz zaten.
yetkisi dahilinde yaptığıdır. önceki cumhurbaşkanı da bundan farklı değildi, akp'nin hazzetmeyeceği türdeki tüm yasaları onaylardı, hatta 1 oy almış adayı ilk defa rektör seçen de şimdikinden öncekidir.
sorun ne biliyor musunuz, o zamanlarda "bravo", "süper", "işte devlet adamı bu" diyen tiplerin şimdilerde sızım sızım sızlanması. ülen o zaman yandaşlık siz ediyordunuz, şimdi başkalarına laf ediyorsunuz yandaş diye. demek ki sorun yandaşlık etmek değil, yandaşlık edilecek mecranın sizin mecranız olmamasıymış.
liyakata, hakka, hukuka değil de ideolojiyi üste çıkarırsanız sonucu bu olur. rüzgarı ektiniz, biçeceğiniz fırtına değil de ya ne olacağıdı?
yandaşlık edilecek kurum atatürk ilke ve devrimleriyse ve anayasal statüde uygunluğu varsa yaşasındır ahmet necdet sezer büyüksündür.
yok 2002 den önce meydanlarda şeriat gelecek diyen 24 aralık 1995 seçimlerinden 2 gün sonra seçimleri refah partisi kazanınca ingiliz gazetelerine cumhuriyet rejiminin sonu geldi diye mülakat verebiliyorsan ozaman tabikide sana öfke kusacağım.
ahmet necdet sezer'in yandaşlık ettiği, atatürk ilke ve devrimleri değil, onun kemalist yorumu idi. hani deniliyor ya, şimdiki akp'nin, islam bazlı önermelerine "ama o islam'ın kendi dayattığı yorumu, aslında islam öyle değil" aynen onun gibi.
anayasa'ya gelince, anayasa değişir ne olacak ki? 12 eylül 2010'da anayasa değişti, yarın yeniden değişebilir, orada bugün sizin sevdiğiniz şeyler yazar, yarın da sizin sevmediğiniz şeyler. o zaman ne diyeceksiniz? anayasa bu anlamda doğru bir referans değil, çünkü yeterli gücü olan değiştirebiliyor.
son olarak da, 1923 ile kurulan cumhuriyet rejimi zaten çoktan bitti. ne zaman mı, 27 mayıs 1960'da. ondan sonra cümleten ikinci cumhuriyete geçtik. zira atatürk'ün cumhuriyetinde ne senato, ne de mesela anayasa mahkemesi vardı.