An itibari ile gelişmeler bölümünden zall'ın duyurduğu durum. Kendisi bu sabah dokuz itibari ile duruşmaya girecekmiş bu sebeble allah kolaylık versin.
abdullah gül'e bi insan neden hakaret eder anlamam. adam mutlak butlanla ölü doğmuş hatta yok hükmünde adeta.
edit: bilgilerimi isterlerse haber vermeyene küserim.
Akla şu soruyu da getirdi hakaret olarak algılanan söylemler eleştirel anlamda mı söylenmiştir yoksa gerçekten hakaret maiyeti taşıyormu. Malum bu hükümet eleştiriyi de hakaret boyutunda alabiliyor.
cumhurbaşkanına hakaret etmek suç ve bu suçu işleyeni tuttukları gibi hapse tıkıyorlar. peki bu ülkenin kurucusu ve 1. cumhurbaşkanı olan gazi mustafa kemal atatürk'e edilen hakaretler neden cezasız kalıyor? bu mudur eşitlik ve hoşgörü dinini savunanların adaleti? biri cephede savaşarak kurtarıp kuruyo. biri oyları topladım beni halk seçti diye böbürlenerek. biraz saygınız olsun ya.
Meclisten birinin duyması halinde direk mahkemeye sevkedilirsiniz fakat duyan bir chp'liyse mertebeniz yükselir ileride muhalefet partisi genel başkanı olabilirsiniz düşük bir ihtimal.
Daha geçen günde danimarka cumhurbaşkanına hakaretten bir çocuk 10 yıl hapis yedi.
Kusura bakmayın da bir ülkenin cumhurbaşkanına hakaret edilmez. eleştir tamam ama bu işin bir üslubu vardır.
istanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçunun anayasaya aykırı olduğunu karar verdi ve AYM'ye başvurulmasına karar verdi. buna göre tüm cumhurbaşkanına hakaret dosyaları kapanabilir.
Tck 299. Maddede düzenlenmektedir. Bu maddenin konulmasının altında yatan sebep cumhurbaşkanının milleti temsil etmesi ve cumhurbaşkanına yapılan hakaretin millete yapılan bir hakaret gibi görülmesidir.
-Cumhurbaşkanına hakaretin cezası olmalı mıdır?
+Elbette olmalıdır. Ancak bu şekilde olmamalıdır.
Ceza hukukunda önemli ilkeler vardır. Meselea Bunlardan iki tanesi:
+ "suçta ve cezada orantılılık ilkesi"
+ "son çare ilkesi"
Maddede öngörülen yaptırım 1 yıldan 4 yıla kadar hapis... Bu madde yukarıda söylediğim iki ilkeyle de açık bir şekilde çelişiyor.
Sıradan bir vatandaşa hakaret etmenin cezası manevi tazminat ve özür diletme iken neden cumhurbaşkanına hakaret eden kişi 4 yıl boyunca özgürlüğünden mahrum bırakılıyor?
Üstelik aihm diyor ki "göz önünde bulunanlar ve siyasilerin sert eleştrilere tahammülleri daha fazla olmalıdır." Ama aihm kim ki? Bizim iç hukukumuz varken neden aihm'i takalım değil mi?
Şunu da hatırlatayım: usulüne göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmelerde "temel hak ve özgürlükleri düzenleyen maddeler" kanunlardan daha üstündür.
Neyse ne diyorduk, "suçta be cezada orantılılık ilkesi." Yahu her gün haberlerde görüyoruz, tecavüzcüler bile 4 yıl hapis yatmıyor bu ülkede. Nerede kaldı orantılılık?
Gelelim ikinci ilkeye: "son çare."
Ceza kanunu son çaredir. Yani ceza kanunu kişilerin özgürlüklerini bağlayıcı ağır yaptırımlar içerdiğinden her zaman uzlaştırıcı çözümlerin iyice düşünülüp tüketilmiş olması gerekir.
iyi halden indirim, tecavüzcünün mağdurla evlendirilmesi, dayakçı kocanın çiçek alarak özür dilemesi gibi saçma sapan uzlaşımcı tutuma sahip hukuk sistemimiz nedense cumhurbaşkanına hakaret edildiğinde hiçbir uzlaşımcı tutum sergilemeksizin hakime 1-4 yıl hapis cezası vermesi gerektiğini söylüyor.
Hukuku falan bi kenara bıraktım. Basitçe düşünelim. Şu anki cumhurbaşkanının sert söylemlerini bilmeyen yok. Bunlardan bazıları rahatlıkla hakaret sınıfına sokulabilir. (Afedersiniz ermeni, kız mıdır kadın mıdır bilmem, bunlar terörist bunlar vatan haini vsvsvs.) sıradan bir vatandaş cumhurbaşkanının bu söylemlerine karşı ne yapabilir? Hiçbir şey. Ama sıradan vatandaş bunlardan birini cumhurbaşkanına söylerse geçmiş olsun 1-4 yıl hapis cezası.
Neyse ki istanbul'da görev yapan bir hakim önüne gelen cb ye hakaret davasında durumu görüyor. Maddenin eşitlik ilkesine aykırı olması sebebiyle anayasa mahkemesine dava açıyor. Herkes Anayasa mahkemesinin davayı şekilden reddetmesini beklerken dava kabul ediliyor. Aym davayı esas açısından inceleme aşamasına geçiyor. Bakalım ne olacak.. Bekliyoruz.
her gün haberlerde görmeye başladım ''cumhurbaşkanına hakaretten göz altına alındı.'' haberlerini. hatta öyle bir hal almış ki herif birisini öldürüyor, cinayetten yırtmak için de ''cumhurbaşkanıma hakaret etti.'' diyor. şu ülkede her gün mustafa kemal'e hakaret ediliyor, üstelik kanunu olmasına rağmen. ancak bir kişinin bile göz altına alındığını görmedim. yakında tayyip erdoğan'ı koruma kanunu da çıkarsa şaşırmam. hoş şuan ak kefenliler kısıklı da nöbet tutuyordu.
suç olmaması gereken şeydir. yani yeni geçtiğimiz sistemde suç olmamalıdır.
eskiden cumhurbaşkanını meclis seçerdi, meclisi tüm halk seçerdi, cumhurbaşkanı tüm halkın onaylayacağı bir isim olurdu diyebiliriz. meclis içindeki gruplaşmaların fikir farklılıkları olsa da bu dikkate alınmazdı. şu parti bu parti değil, "meclis" seçmiş olurdu cumhurbaşkanını. cumhurbaşkanının görevleri de meclisin kendisine getirdiği yasaları onaylamak veya veto etmekti. kanunlar üzerinde değil doğrudan, dolaylı bir etkisi bile yoktu.
şu anda ise cumhurbaşkanı bir partiye dahil. o partinin vereceği yasa tekliflerini bizzat hazırlayabilir. yasama faaliyetlerini yürütenleri bizzat atayabilir.
bizzat yaptığı faaliyetler ülkenin bir kesiminin hoşuna gideceği gibi diğer kesiminin hoşuna gitmeyecektir. ülkenin cumhurbaşkanı kağıt üstünde herkesin cumhurbaşkanı olsa da pratikte herkesin cumhurbaşkanı olmayacaktır.
cumhurbaşkanına hakaret suçunun özünde ise "cumhurbaşkanının ülkenin birleştirici gücü olması" saklıdır. cumhurbaşkanına hakaret eden kişi türkiye cumhuriyetine hakaret etmiş kabul edilir(di). ancak yeni sistemde %50,01 almış kişi sadece %50,01'i temsil eder. geri kalan %49,99'un "istemediği" kişi ülkenin tek yöneticisi olur. oranlar önemli değil, isterse 70-30 olsun. sonuçta azınlık kesim yok sayılacaktır. azınlık dediğim de 20 milyon kişi falan.
cumhurbaşkanlığı ülkenin birleştirici gücü olmaktan tamamen çıkıp ülkenin fikirsel ayrışmasına zemin hazırlayan yeni bir makam haline büründü. dolayısıyla bu yasanın ruhu ortadan kalktı. artık cumhurbaşkanına hakaret eden kişi türkiye cumhuriyetine değil, rakip partisinin liderine hakaret ediyor olacaktır. karşı fikri savunan kişiye karşı hakaret ediyor olacaktır.
bana kalırsa bu yasa ilga edilmelidir. cumhurbaşkanına edilen hakaretler de herhangi bir hakaret suçu olarak değerlendirilmelidir.
Insan devlet için değildir. Devletin varlık amacı insanların huzurunu, güvenini, refahını vs tesis etmek ve korumak içindir. O yüzden varlık amacı insan olmayan tüm devletlerin de o devletlerin tüm cumhurbaşkanlarının da anuna koyim. Yarası olan gocunsun üstüne alsın.
cumhurbaşkanına hakaretten ziyade cumhurbaşkanlığı makamına hakarettir.o sebeple seversiniz sevmezsiniz o makama saygı duymak zorundasınızdır hee arapsever dincilerin ülkemizin ve cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder atatürk'e hakaretleri de bu bağlamda dikkate alınıp işlem yapılmalı ama nedense fesli soytarılar her gün atamıza hakaret etmesine rağmen nasıl herhangi bir şey yapılamıyor çok enteresan.