dalkavuklukta sınır tanımaz fanatik partizan ifadesidir. milletin kutlu mücadelesini sulandırma çabasının tezahhürüdür.
"lan troll oğlu troll yanında bacına kalkışacaklar ve sen ölmeyip, öldürmeyip izleyecekmisin gavat pezevenk" denilesidir.
"kendi fantazi dünyanı kendi içinde yaşa, milletin miğdesini bulundırma" tavsiyesi verilir.
15 temmuz'dan bu yana yaşadığımız çalkantılı süreçte kıymetini bir kez daha anladığımız, denizin buz gibi sularından gelen kılıcını cuntacı alçakların tepesine indirmiş, devletin içine sızmış ne kadar örgüt, çete, terörist, hain ibne varsa topunun kökünü kazımış, dünya devletlerinin artık daha fazla mücadele edemeyip uzun boyunun gölgesinde serinlediği, yapıcı, birleştirici ve toplayıcı vasıflarıyla koskoca bir milleti yeniden uyandırmış, zuzula, el ebyaz, hanzep, semum, musabbar vs. gibi adamın afedersiniz götünden kan alabilecek tarzda çeşitli güçlere sahip cin kabilelerinin bile arada sırada saygılarını sunmak için külliyesini ziyaret ettiği başkomutan, alemlerin nuru, garibanların sığınacak manevi yurdu, aile babası sayın recep tayyip erdoğan'ın; "eğer başımızda olmasaydı kim bilir ne belalar dolanırdı boynumuza" sorusunun bir cevabı niteliğinde ve de aynı zamanda her ağabeyin kederinden intihar etmesine vesile olabilecek vahamete ve derinliğe sahip olaydır...
evet sevgili arkadaşlar, hepimiz gördük ki bu cuntacı hainlerin dini imanı yok, vicdanları da yok... çok düşündüm, hala da dehşet içinde düşünmeye devam ediyorum; acaba diyorum o gece cumhurbaşkanımız, başkomutan sıfatıyla ani bir canlı yayın yapmasaydı ve millet sokaklara çağrılmasaydı halimiz ne olurdu? düşünsenize; belki de şu an bacılarımız beton gibi kasları olan sert bakışlı albayların kucağında dans ediyordu veya kurtlar sofrasında barbunya pilaki muamelesi görüyorlardı. kim bilir belki de ellerinde silahlarla zorla evlere girip hemen yandaki odada gözümüzden bile sakındığımız bacılarımıza kalkışacaklardı, üstüne bi de sigara içip suratınıza üfleyip evden öylece rahat rahat çıkacaklardı. çünkü bir şey de yapamazsınız yani, düşünün ki darbe olsa, asker a'dan z'ye yönetime el koysa, sonra bi akşam şak diye iki tane kısa boylu ama kaslı kıdemli yüzbaşı kapıyı kırsa, ağzınıza tokadı vurup kız kardeşinizi kolundan tuttukları gibi mutfak tezgahına yatırsalar... ay yarabbim. insan sesini çıkaramaz ki...
işte tüm bunları düşününce bir kez daha anladım ki cumhurbaşkanımız başımızda olmasa hepimizi götten cuntalarlardı. samimi söylüyorum, verilmiş sadakamız varmış milletçe. suriyelileri bağrımıza basmamızın mükafatını allah verdi...
--spoiler--
hani cinlerden bir ifrit şöyle demişti: "şayet dilersen, sen yerinden kalkıncaya kadar ben halkı sokağa dökerim". sonra katımızdan ilim öğrettiğimiz kişi de bunun üzerine şöyle demişti: "ben ise siz gözünüzü açıp kapayıncaya kadar telefondan herkesi sokağa dökerim". işte o adam recep tayyip erdoğan'dı. (et'u-ül nurani / cilt 4. / sayfa 192)
--spoiler--