Radikal Yazıişleri Müdürü Ali Topuz tarafından yazılmış her detayıyla doğru yazı.
--spoiler--
cumhurbaşkanı, önüne gelmiş bir yasa için "hükümetle müzakere" edemez. Zaten yasaları "hükümet" yapmaz. Cumhurbaşkanı, "hukuken sakıncalı" gördüğü bir yasayı onaylayamaz. Yanlış bir kanun, yanlış bir kanunla düzelmez.
internet yasası neydi, şu torba yasa? Cumhurbaşkanı ne yaptı? Niye öyle yaptı? Başka ne yapabilirdi? Yasa onaylandıktan sonra hükümet ne yapmaya çalışıyor? Bu yazı bunu anlamayı deniyor, anlatmayı diyemiyorum, çünkü gerçekten hayretler içindeyim.
ANAYASA DER Ki
Önce anayasadaki kuralı hatırlatalım:
Kanunlar TBMM tarafından görüşülüp kabul edildikten sonra Cumhurbaşkanına yollanır. Cumhurbaşkanının önünde iki yol vardır:
Onaylar ve yayımlanması için başbakanlığa gönderir. Böylece yasa yayınlanır (yürürlük maddesindeki tarihte) yürürlüğe girer.
Cumhurbaşkanı yasayı hukuka uygun bulmaz, bir daha görüşülmesi için iade eder. TBMM, Cumhurbaşkanının işaret ettiği noktaları uygun bulup değiştirir, yasa tekrar gelir. Cumhurbaşkanı yapılanı beğenirse onaylar, yayınlar (Beğenmezse seçeneğine girmiyorum, bu kadarı yeterli Köşk-Hükümet-Meclis üçgenindeki internet trafiğindeki hukuki, siyasi ve bana göre etik sorunları anlayabilmek için.)
CUMHURBAŞKANI DER Ki
Şimdi Köşk-Hükümet-Parlamento arasındaki internet trafiğinin geçtiği yolu sondan başa alabiliriz:
Cumhurbaşkanı Gül, 6518 sayılı yasayı onayladı, yasa resmi gazetede yayınlandı. Yürürlük maddelerine göre internet düzenlemeleri kamilen yürürlüktedir.
Yani şu anda Telekominikasyon iletişim Başkanlığı (TiB) istediği internet sitesinin yayınını dört saat içinde kesebilir. Dört saat nereden başlıyor? Basit: ihbar edildiği andan, TiBin (başkanın bizzat, çalışanlarının herhangi bir anda, istihbarat teşkilatlarının mensuplarının gördüğü andan ve elbette ehli hükümetten birilerinin arzu ettiği andan itibaren.) TiB bir tepedgözdür artık. ifade özgürlüğünü yiyerek beslenecek yeni bir kamu ejderi.
Haberine iletişimi engellenen ne yapacak? 24 saat içinde mahkemeye gidecek. Mahkeme 48 saat içinde karar verecek.TiB, sakıncalı içeriğin erişimini engellerken, mahkeme gerek görürse tüm sitenin içeriğini engelleyebilecek.
Gelelim ikinci konuya.
Siteler trafiği arşivleyecekler. Yine TiB sitelerin trafiğini istediğinde alacak.
Cumhurbaşkanı Gül, rahatsız olduğunu defalarca ortaya koyduğu bu noktaları onayladı. Onay nedenini açıklarken de çok çok ilginç şeyler söyledi: "Bir süredir gündemdeki internet yasası hakkında yoğun mesajlar gönderiyorsunuz. Mesajlarınızda özellikle iki husus üzerinde itirazlar ilettiniz. Bu iki noktaya ilişkin sakıncaların esasen ben de farkındaydım. Nitekim, Hükümetimizle temasa geçip bu iki noktaya ilişkin düşüncelerimi paylaşmış ve bunların düzeltilmesini istemiştim.Memnuniyetle görüyorum ki iki maddeyle ilgili kaygılar yarın yeni bir yasal düzenlemeyle giderilecek. Bu düzenlemenin süratle gerçekleşmesine fırsat vermek için Macaristan'dan döner dönmez önümdeki yasayı onayladım."
BiR CÜMLE, BiR iŞLEM, BiNBiR DERT
Gülün sözlerindeki boldlar bana ait. Düzelmeden neyin kast edildiğini ve bir şeyin düzelip düzelmeyeceğini en sona bıraktım, bu açıklamanın kelime kelime not edilmesi gerek. Tarihi önemi var. Şaka, kinaye filan değil. Çünkü:
Bir cumhurbaşkanı, sakıncaların ben de farkındayım demiştir.
Yani sakıncalı bir yasanın kendi önüne yollandığını açıklamıştır. Sonra, hükümetle temasa geçip düzeltme istemiş. Şunu bilmiyoruz, yasa Meclisteyken mi temasa geçti, Meclise geçmeden mi, Mecliste onaylanıp önüne geldikten sonra mı? Her aşaması ayrı sorun ama yasa Meclisten geçip önüne geldikten sonra yapacağı şeyler bellidir. Anayasada yazılıdır. Girişte yazdık: Sakıncalı bir yasayı iade eder, sakıncasız bir yasayı onaylar. Burada öncelikle bir cumhurbaşkanının sakıncalı olduğunu bildiği bir yasayı onayladığı itirafı var.
MECLiSE NE OLDU PEKi?
Bununla bitmiyor: Cumhurbaşkanı, hükümetimizle neyin temasına geçiyor? Önüne gelmiş sakıncalı bir yasanın! E yasaları hükümet mi yapıyor? Pratik öyle tamam da Meclis ne? Cumhurbaşkanı, onay ve itirafıyla kendisini olduğu kadar Meclisi de silmiş görünüyor. Sadece hükümetle temas değil mesele, devam cümlesi de var: Kaygılar yeni bir yasal düzenlemeyle giderilecek.
Yani? Şöyle demiş olmuyor mu sayın Cumhurbaşkanı: Bizde yasaları hükümet yapar. Hükümet bozar. Kamuoyu bastırdı. Avrupa Birliği laf ediyor. Köşk hukukçuları da baktı. Konuştuk, anlaştık hükümetle. Biliyorsunuz, Meclis zaten önemsiz. E ben şimdi eski arkadaşları zora mı sokayım?
PEKi NE DÜZELTiLECEK?
Hükümet şuna hazırlanıyor: Trafik kayıtları mahkeme kararı olmadan alınamayacak. Ve TiBin şu dört saat içinde resen (paşa gönlüne göre. ilerde bir gün bu Paralel gönlüne göre halini alırsa şaşar mıyız) engelleme yetkisi aynen kalacak. TiB iletişimi engelledikten sonra bizzat mahkemeye gidecek. Ne anladık biz bu işten? Mahkeme kararı olmadan engelleme yetkisi aynen duruyor, engele devam kararını alma görevi ekleniyor sadece milli panoptikon (Tepegöz) kurumumuza.
Bunlar mı iyileştirme? işin ruhu, yasada açıkça tanımlanmış nedenler olmadan ve yargı kararı bulunmadan ifade özgürlüğünün engellenmemesidir; karar sonra gelse olur mu abi ruhu, kanunların ruhuna tuz ruhundan daha zararlıdır.
Şimdi, hem yeni gelecek düzenleme sadra şifa değil, hem bulunduğumuz an itibarıyla başka bir çözümsüzlük var:
Basit, Meclise iade, yeniden düzenleme yolu yerine, hiç olmayan bir usule girişilince şu hale geldik: Şu anda yürürlükteki yasadaki yetkileri TiB uygulamaya geçmiş olmalı. Yani çıkaranların, onaylayanların, arzulayanların, herkesin kabul ettiği hukuksuzluk yürürlükte. Bu durumda Kanun koyucu abesle iştigal etmez kuralı artık abesten başkasıyla iştigal etmez olarak değişmiş sayılır. Zaten kanun koyucu artık Mecliste değil, gördük ve Köşk de zaten artık beğenmediği yasaların da onay mercii!
Madem bu abes yol yürünüyor, daha iyisi var: Çekiverin şu kanunu! Bu yanlış oldu, hata yaptık, paralellere kızınca şarteller attı filan deyin. Hani HSYK değiştirilirken demiştiniz ya: O zaman doğru sandık, yanıldık diye. Şimdi hep beraber diyorsunuz ki: Bu yanlış. Vazgeçin, yol yakınken.
DAHA BUNUN YÖNETMELiĞi VAR
Bir süre önce çıkan, Gül yasayı veto edebilir söylentilerinden sonra hükümet kanadından şu bilgiler yayıldı: Yasa çıksın, sorunlu yanları yönetmelikle düzeltiriz.
E anayasadan üstün yönetmeliklerimiz olduğuna göre, yasayı düzelten yönetmelik de olur bal gibi. Fakat bu olmadı. Sonra Gülün Mecliste onaylanıp önüne gelen yasa konusunda bir tür müzakere yürüttüğünü, bir tür kulis içinde olduğunu anladık. Şimdi, bu yönetmeliğe de dikkat etmek gerekir, yasadan daha vahim işlerle gelebilir tepemize.
E tüm olan bitenden bir de pay çıkaralım kendimize: Hayret edebiliyorsak hâlâ, bir şansımız var demektir, en azından algımızın köseleleşmediğiyle avunuruz biz de. insanız, bize de bir avuntu lazım
Ha, bir de Erdoğan'a karşı Gül'den medet umanlar varsa, onlara da selam olsun...
--spoiler--