ilerde çocuklarımın, yeğenlerimin üç tanesini bileceği kişilerdir... 1.si belli zaten, 2.si kabuğumuzu kırmamıza vesile olan turgut özal, 3.sü de çankaya'nın gülen yüzü abdullah gül olacaktır, diğerlerini de salla gitsin zaten, darbecileri mi anlatayım, babaya getirenleri mı anlatayım, ya da yüzyılın suratsızlarını mı anlatayım, ne anlatayım...
önceleri asker kökenli halktan kopuk isimlerden oluşmuş, turgut özal sonrasında (ahmet necdet sezer hariç) daha sivil bir yapıya bürünmüş isimlerdir.
Mustafa kemal atatürk ün onlardan "her konuda" ayrıldığı diğer asker kökenli isimler, ya ordu içindeki cuntanın desteğiyle ya da darbelerle göreve gelmişlerdir.
Bu durum türkiye cumhuriyeti tarihinde demokrasinin ancak 1983 sonrası işlemeye başladığını göstermekle birlikte, ülkenin neredeyse "50 yıl" iç çekişmeler, siyasi kavgalar ve darbelerle yerinde saydığını ortaya koymaktadır.
Atatürk ün cumhuriyetin kurulmasının akabinde en önemli gördüğü meselelerden biri olan, askerlerin siyasetten uzak durması yönündeki çabalarının ve çalışmalarının, ne derece önemli bir durum teşkil ettiği, 1983 e kadarki demokrasi süreci incelendiğinde görülecektir.
Ama ne yazık ki atatürk ün bu yöndeki çabaları, ismet inönü tarafından baltalanmış ve 1930 dan itibaren ülke yönetiminde inönü nün ve askerin etkinliği git gide artmıştır.