mesele korunmak değil, mesele bir siyasetçinin "devlet" yerine konması. demokratik sistemlerde bu yanlıştır. birde "allahın cahilleri" diyor ya, kimin cahil olduğu gün gibi ortada abim. asdafsd.
atanın 5816 nolu kanununa sesini çıkarmayan zevatların zoruna giden durumdur. sanki rte ölümsüz baki kalacak onun yerine gelende aynı şekilde korunacak allahın cahilleri..
TCK Madde 299 Gerekçesine göre oldukça sıkıntılı baş ağrıtan cezalar bütünüdür.
Cumhurbaşkanının Devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak onun kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma Devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle bu madde kaleme alınmış ve Cumhurbaşkanına karşı hakaret müstakil bir suç hâline getirilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, cumhurbaşkanına hakaretin alenen ya da basın ve yayın yoluyla işlenmesi, bu suçun bir nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir.
Üçüncü fıkraya göre, bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznini gerektirmektedir. Hakaret suçlarının niteliği gereği, suçun böylece bir kovuşturma koşuluna bağlanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Konu o değil konu bağnazlık,bu ülkede ağzınla kuş tutsan yine eleştiri hakarete uğrarsın.niye çünkü ülkeyi yöneten partinden değildir.rakip partinin iyi iş yaptığını takdir edecek kadar uygar değiliz daha belki 590 yıl geçmesi lazım.
Atatürk’e hakaret suçundan çok daha hızlı ve emin adımlarla işler kendileri.
Düzeltme: Suçun işlenme hızı ve çokluğu değildir işleyen. Yargılanma hızıdır. Tam açıklayamamışız.
birkaç farklı biçimde değerlendirilebilir. şöyle ki;
1- ifâde özgürlüğü: doğrudan doğruya suça azmettirme içermediği sürece herkes herkese her ağzına geleni söyleyebilir.
dünyada çok az ülkede ifade özgürlüğü bu kadar kesin uygulanıyor.
2- devleti temsil: bilindiği üzere cumhurbaşkanı devlet başkanıdır ve devleti temsil eder. bir devletin bayrağına, marşına, başkanına hakaret edilmesi o devlete ve millete etmiş kabûl edilir.
3- tarafsızlık ilkesi: ikinci şıkkın devamı aslında bu. cumhurbaşkanı tarafsız değilse, belli bir zümrenin temsilcisi* işe ikinci şıktan feragât etmiş olur çünkü o artık milletin tümünün temsilcisi değildir.
4- eleştiri: malûm, siyasal islâmcıların derileri incedir; eleştiriye gelemezler. bunun da nedeni dünya görüşlerinin iler tutar yanı olmamasıdır. hâl böyleyken her türlü eleştiriye hakaret yaftası yapıştırırlar. son yıllarda cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle açılan soruşturma sayısı 100.000, dava 30.000'in üzerinde.
özet: demem o ki cumhurbaşkanı cumhurbaşkanı gibi davranmaz, aynı zamanda hem her şeyin sorumlusu hem de cezaî sorumsuzsa ortaya çıkan hilkât garibesi durumda "bıyığını beğenmiyorum" demek bile hakaret suçu ilân edilir.
Ruyanizda mı görüyorsunuz amk. Kimsenin küfür ettiği yok Erdoğan'a.
Biri küfür etse de mağduriyet kassak diye yalvariyorsunuz resmen.
Sizin de işiniz zor beya, bu gidişle önümüzdeki seçimlerde alacağınız oy tek haneli olacak ve troll maaşları kesilecek tabi.
Acilen mağduriyet bulmanız lazım.
Çomarların algılayamadığı , aslında algisalar da despotluktan yana tavır almalarından dolayı mala bağladıkları nokta; eleştiri nedir hakaret nedir. Beni yönetiyosa, karar mekanizlarinda aktifse ve bu sorumluluğundan dolayı benim hayatıma direkt etki ediyorsa en ağır elestirimi de yaparım yeri gelir küfür de ederim. Sigara 20 lira, benzin 7 lira, vergiler ebemizi zikerken bu tepkimizi kime gösterelim.
Bi insana hakaret bile, özgürlüğünden olma nedeni olamaz..birine hakaret edersin, manevi tazminata mahkum edilirsin. Bu kadar basit. Sen bana küfür etsen hapse mi gireceksin, yooo.
önce hakaretin tanımlanması önemli. mesela biri bana gelip 'türk' dese, hangi tonda söylerse söylesin bu hakaret değildir, tam tersi niyeti kötü bile olsa benim için güzel sözdür, övgüdür.
tecavüz suçundan yargılanıp mahkum olmuş birine 'tecavüzcü' demek hakaret değildir, ne kadarda tecavüzcü kelimesi aşşağılayıcı bir söz isede.
yani doğruyu söyledikten sonra kelimenin aşşagılayıcı olması onu hakaret yapmaz.
yani kimseye hakaret etmeyin mevkisi ne olursa olursa olsun.