recep tayyip erdoğan, kurmayları ile beyaz saray'a gitmekteyken uğradığı son bir kaç konak yerinde su bulamamışlar. sonunda bir kilise görmüş ve o yana yönelmişler. kiliseye varıp su istemişler.
kilisedekiler:
-10 mil uzakta su var.
recep tayyip erdoğan:
-oraya gitmeye gerek yok şurayı kazın!!
işaret edilen yer kazılmış. büyük bir taş ortaya çıkmış. uğraşıp, uğraşıp değil taşı kaldırmak oynatamamışlar bile.
sonra recep tayyip erdoğan gelmiş. mübârek parmaklarını taşın altına sokmuş, sanki bir tüy misali taş kalkmış. taşın kalkmasıyla beraber saf, tatlı ve soğuk bir su fışkırmış.(washington anıtı civarında oluyor olaylar) sevinç ve şükürle sular içilmiş, kurmayların coşkuları görülmeye değermiş doğrusu (özellikle binali yıldırım).
kilisenin başpapazı ve diğer kilisedekiler uzaktan onları seyretmekteymiş. durumu görünce, sevinç içinde recep tayyip erdoğan'ın huzuruna gelmiş ve sormuşlar:
-mesih misiniz? yoksa...
-hayır ben mesih değilim, ama tüm islam alemlerinin başıyım ve bir dünya lideriyim!!!!
papaz hemen kelime-i şehâdet getirerek müslüman olmuş.. şöyle demiş:
-"ey dünya lideri! bu kiliseyi, bu taşı kaldıran zâtı bekleyip görmek için yapmışlar zamanında. kitaplarımızda yazar, büyüklerimiz anlatırdı; burada bir kuyu var. üzerindeki taşı ancak ve ancak bir dünya lideri kaldırabilir. bu taşı sizin kaldırdığınızı görünce, yıllardır beklediğim arzuya kavuştuk. "
recep tayyip erdoğan da demiş ki:
-rabbimize hamd olsun!
ve rahip, oracıkta hayata gözlerini yummuş ve cennet ile ödüllendirilmiş...