Normalde sevmediğim bir aktivite ama çalıştığım firma cumartesi günü çalışan beyaz yakaya da mesai ödediği için bir tık cazip geliyor, e üstüne ramazan, öyle crazy friday night-saturday night da yapmıyorum, en güzeli mesaiye gitmek...
cumartesi pazar iş olmaz şuan günümüzde işçicileri kan emici vampirler gibi sömürüyorlar
sabah 10 aksam 10 olmak uzere hem cumartesi hem pazar günleri çalıştırıyorlar
çalışan adama baksan evde coluk cocugu vardır eşi ailesi vardır sesini çıkaramaz
her işveren cebini düşünüyor çalışanın sosyal hayatı kımın umrunda gırersiniz bekleyın sız avrupaya..
Beyaz yakaysanız ve mesai ücreti alarak çalışıyorsanız gayet normal durumdur. Bunca işsizin olduğu yerde sesini çıkarırsan yeni yerler arayabilir konuma düşebilirsin.
Aslına bu içinden çıkılamaz durumlardan biri bu ülkenin çalışma sisteminde. Şöyle ki zaten full time çalışan biriyseniz tüm hafta içi günlerinde köpek gibi çalışma durumunuz oluyor ve tüm hafta, haftasonunun hayalini kuruyorsunuz. Haftasonu geliyor, hemen o hafta çok özlediğiniz arkadaşlarınızla kahvaltı etmek için bir yerlere gidiyorsunuz, ve oradaki insanlar size hizmet ediyorlar.
Size de yazık bir şekilde, köpek gibi çalıştırılmışsınız ve aynı zamanda o kişiye de yazık.
ben bir ara para biriktirmeye çalıştığım zamanlarda hem cumartesi hem pazar günleri çalışıyordum. Salı mı perşembe mi işte hafta içi bir gün tatilim vardı. Bu da onların çalışma sistemiydi yanı parara biriktirmek için ben seçmemiştim bu sistemi. Ki biriktirilmiyordu da verdikleri paralarla. ne yemek ne yol karşılanıyordu ki, sadece sigorta vardı ve günlüğü 85 tl ye geliyordu. Bu da devlete bağlı olan milli saraylardan birinde personel olduğum zamanlardan. Ne kötüydü. Hiç bir yerin süsüne, püsüne, havasına aldanmayın. En çok bu süslü yerler çalışanlarını eziyor. Ha bu arada çay içtiğiniz bardaklara da dikkat edin.. zira bu insanlar ucuzundan insan çalıştıracağım diye alıyor işini bilmeyenleri ya da iş ahlakına sahip olmayanları, sonra sizler başkasının çay içtiği ve sadece içine su vurulup çay konulduğu bardaklardan çay içiyorsunuz. Ya da size hazırladıkları yemeklerde hiç de hijyen konularına dikkat etmiyorlar, bu gözler neler gördü neler.
Edit: Bu arada bazen hassas, çevresine duyarlı müşteriler gelip, tabağını bitiremediklerini ama çöpe de gitmesini istemediğini söylerlerdi. Hemen aşçı ya da müdür gelir ve bir kırıntının bile ziyan olmadığı yalanını sallarlardı. Arkadaş bir düşünün, Sizce bizim kurumlarımızda, iş yerlerimizde dedikleri gibi bie kırıntı bile ziyan olmasaydı biz bu durumda olur muyduk? Adam camı açsa, ya da kafeteryadan dışarı adımını atsa martı, kedi, sincap.. Ama adam bir ekmeği de martılara veriyim ziyan olmasın demiyor. Çalışan olarak ne aram vardı ne başka bir şeyim ama ben bir zamanını bulup ekmekleri ve etleri biriktirip hayvanlara verirdim. Hatta ayrılmaya yakın bir zamanda bir kenarda yine biriktirdiğim yemekleri birileri çöpe atıvermiş, ne üzülmüştüm. insanlardaki empati yeteneği arada gözlerimi doldurmuyor değil. Neyse konu nerden nereye geldi ama bilin bunları.
arada bir güzel olan ama her zaman olursa sıkan çalışma günüdür.
yaptığım gözlemlere göre çalışan bir insanın dinlenmesi için 1 güne, eğlenmesi için de 1 güne ihtiyacı vardır.
Çok yoğun çalışanların - yoğunluğu şöyle tnaımlayalım : günde yarım saatten fazla dedikodu yapabiliyorsanız siz yoğun çalışmıyorsunuzdur- hafta 3 gün tatil yapması gerektiğini savunuyorum.
özel sektör çalışanının her zamanki kabusu. onca uzun çalışma saatleri, süreli iş baskıları, hedefler vs. yetmiyormuş gibi bir de cumartesi çalışırsınız. yarım günmüş, tam günmüş fark etmez. çalışılmasa da bütün işler nizami şekilde yürüyeceği halde o eziyet çekilir işte.
Hele yarım gün olduğu zaman daha beter. Bunun için mi geldik dedirtiyor insana. Zaten sözlükte takılıyoruz kardeşim tatil yapsanız hiçbir iş aksamaz yahu.
Ofisin cumartesi fazla yoğun olmamasından dolayı iş arkadaşlarımla sırayla çalıştığımız gündür. Genelde öğleden sonra telefonda dizi-belgesel izleyerek geçer.