gelişmiş ülkelerde 12:00 - 13:30 arası öğle yemeği olur , insanlar istedikleri yerlerde yemeklerini yerler .bu tarz ülkelerde öğle yemeği genelde şirket içinde olur 20-25 dakikayı geçmez.
işteyken sözlükte hala "cumartesi bile çalışıyorum:((" diye yakınanların olduğu ülkedir. çalışmadıktan sonra nasıl kalkınsın ülke? sözlüğe girmişsin birde.
türk mesai anlayışı karşısında anlaşılabilir durum.
türk mesai sistemi:
-09:30 - işyerine geliş
-09:45 - başağrısı ve uykusuzluk hakkındaki şikâyetlerin mesai arkadaşlarıyla paylaşılmasının ardından çay ocağından sıcak içeceğin ısmarlanması.
-10.30 - kahvaltının bitirilip, masa üzerinde birikmiş evraklara yönelinmesi.
-11.00 - sigara içmek üzere dışarı çıkılması
-11.30 - sigaradan dönüş
-12.00 - 2 saatlik (!!!) öğle öncesi mesainin bitirilerek son yarım saatin değerlendirilmesi üzere pc'de free cell, solitaire gibi oyunların oynanmaya başlanması.
-12.30 - öğle yemeğine çıkış.
-13.30 - öğle yemeğinin ardından bankaya, çocuğun okuluna veya herhangi bir mazur karşılanacak kuruma gidiş.
-15.00 - öğleden sonrası çalışması için evraklara yönelinmesi.
-16.00 - sigara içmek üzere kapı önüne çıkılması
-16.50 - sigaradan dönüş.
-17.00 - bir mesai gününü de üstün başarıyla sonuçlandırarak eve dönmek üzere servise biniş.
bu çalışma temposuyla hedef kalkınma tahmini süresi = sittin sene (altmış yıl demektir, o yüzden siksti sene de diyebiliriz frenk jargonuyla, amma ve lâkin bu mecazdan öteye geçmeyecektir.)
Halk çalışır, patron yer.
Halkın emeği sömürülür ve halkın hakkı, parası olanın cebindedir çünkü.
Bu ülke niye kalkınamıyor?
Bu ülkenin hırsızları aslında itibarı var diye sanılan adamlardan geçilmiyor ve halk uyutuluyor.
memurumuz aç gelir işe. 9a kadar kahvaltıyla geçer. 11.30 oldu mu bir bakarız öğlen yemek muhabbetiyle iş durur. öğlen paydosundan sonra çay muhabbeti olmadan işe başlanmaz. 16.30 denildiğinde ise zaten eve dönüş zamanı gelmiştir. yeni bir dosyaya başlanılmasına gerek yoktur, yarına kalabilir. sonuç olarak 3 günde rahat bitecek işler bir haftada tamamlanamaz. sonra da az maaş alıyoruz çok çalışıyoruz. Allah'tan korkun...
sömürebileceği değerli altın gümüş zümrüt elmas petrol ve benzeri yada alakası olmayan değerli madenler olmadığından sözkonusu ülke türkiye'dir. halk diliyle bu salaklığa devam edip ona buna yardım etmeye devam ederse ilerki yıllarda pazar günü de çalışırız ama bi mok olmaz.
kendi aksiyonlarını ve dinamiklerini yaratmaktan ziyade başkalarına taşeronluk yaparak kalkınmaya çalışan ülkedir. yabancı markaların maliyeti azaltmak için türkiye'de kurduğu fabrikalarda üretilen malları, vatandaşlarımızın kendi ürünü sanması ile eşdeğer bir kavramdır.
kısacası kendi için değil, başkalarının kalkınmasını sağlamak için çalışan ülkelerin başına gelen akıbettir.