alinan mizah dergileri, kisik bir sesle televizyon, alkollu, alkolsuz icecekler.
Daha ne isterim lan.
Pardon beni seven bi kadin da olsaydi?
Ne bu pislik at bunlari demeyen hatundan bahsedilmistir.
yer istanbul/beşiktaş, yaz ayı, saat 16:00 - 17:00. maaşın çekildiği ilk hafta sonu.
balkonda bir büyüğümüz, yanımızda bir dost ve bize eşlik eden zeki müren. mutfaktan gelen balık kokusu. roka, göbek, peynir, zeytinyağlılar, haydari...
(bkz: beer beer) şu tarih için finallerden önceki en güzel akşam. gidilip biraların tokuşturulması muhabbetlere gark olunması lazımdır. tabi şu an benim burada bu entryi girip hala sözlükte olmam bir çelişki yaratabilir. *
istanbul için ya istiklal ya ölüm*
şaka şaka, cumartesi gecesi istiklal'e çıkmak zaten ölümdür. oturun evde mis gibi, maaş gününün gelmesini bekleyin. bok mu var dışarıda parasız pulsuz...
elde kahve, bir yandan internete bir yandan dergilere yeni evin için mobilya, eşya, ıvır zıvıra bakarken arkadan gelen kısık televizyon sesine aldırmadan aile fertleriyle çok gereksiz şeyler istememden dolayı küçük tartışmaya girmek. *
yine dolapta bekletilmiş martini bianco , bardağa doldurulur (tercihen kendi bardağı olması tavsiye edilir.). içine bir kürdana saplanmış iki adet kokteyl zeytin atılır. bir adet buzla beraber tercihe göre ince bir dilim limonda atılabilir. ders çalışırken süper gidiyor gerçekten.
evden çıkamıyorsanız, benim şu an yaptığım gibi 90ların başında o sık sık dinlediğiniz, dinlediğinizi inkar etmediğiniz yabancı pop şarkılarını yüksek sesle dinleyip söyleyebilirsiniz.
kendiniz için en iyisi öğrenci iseniz finallere çalışmaktır. onun dışında arkadaşlar eşliğinde bu soğuk havada iç ısıtan bir şişe şarap ve az sigara, biraz çerez, akabinde sohbet falan hiç fena olmaz.