yanlış bir şeydir.
din mekanında din yaşanır.
dini şeylerden bahsedilir.
iyilik aşılanır.
namaz kılınır.
dua edilir.
tekbir getirilir.
fakat siyaset yapılmaz.
çünkü siyasetin yeri, miting yeridir.
mesela müslümanlıkla ilgili şeyler herkese hitap eder.
çünkü oraya gelenlerin amacı islamı yaşamak zaten.
fakat siyasi propaganda orada olmaz.
çünkü oraya gelen herkes aynı görüşte değil.
sen de imamsın.
siyasi parti lideri değilsin.
bugünkü konusunu merak ile beklediğimiz mevzudur. yok aslında merak etmiyorum hükümetin gündeminde ne varsa onu dinleyeceğiz.. benim asıl merak ettiğim başkanlık mevzusunu ne zaman cesaret edip açacaklar bakalım..
Ak parti mitinglerinin cuma hutbesini aratmayan bir ağızla yapıldığının farkında olunmamasıdır. Siyasiler dini ağızla söylemlerde bulununca bazı imamlarda siyasi anlamda söylemlerde bulunmuş olabilirler.
yolsuzluk operasyonundan sonra neredeyse her cuma yapılandır. toplumun bilinçaltına verilen siyasi mesajlar ancak bunun farkında olanlar tarafından ayırt edilebilir. ancak bu aralar bilinçaltına da değil doğrudan bilince yönelik mesaj veriyorlar. elimizde bir cumamız kaldı onu da bu din satanlar yüzünden kaybedeceğiz diye korkuyorum.
Kanıksatılan iş. Uzun yıllardır zaman zaman içten içe yapılıyor. Müftüye ve imama haklı olunduğu halde çıkış yapılsa haklı iken haksız olarak anlaşılma durumundan çoğu insan susuyor. Din dogmatik diye dinle alâkası olmayan şeylerde bile susuluyor.
iğrençliktir.
yarın cumada aynı şey olursa camiyi terk edeceğim. içinden küfretttiğin imamın arkasında kılınan namazın kabul edileceğini sanmam. gider öğleni kılarım daha iyi.
an ditibariyle bugün yaşanmış olaydır. hoca hutbeyi bir hayli uzatı ve kardeşlikten o kadar uzun uzadıya bahsetti ki, inanın hutbeyi değil anlamak dinleyenlerin bile olduğunu zannetmiyorum. aslında bir ara cami çıkışında bekleyeyim ve cemaate "kardeşlikle alakalı okunan hadislerdn bir tenesini bana hatırlatır mısınız?" demeyi düşündüm. Fakat sadece düşüncede kalan bir eylem oldu. hoca hutbesini bitirdikten sonra bir de güzel dua ekledi allah (cc) o'ndan razı olsun. duamızda da komplolordan ülkemizi korumasını istedik yüce mevla'dan. çok şükür cuma namazından sonra kardeşler arasına fitne sokmamamız gerektiğini ve bunları barıştırmak için çaba sarfetmemiz gerektiğini öğrendik.
özellikle suriyeli olarak vurgulanmadı. zaman birlik beraberlik zamanı denildi. fakat bu suriyeliler bu kadar rahat olamaz, olmamalı. adamlar silahlarıyla geziyor.
birde bu heriflerin silahla dolaştığı yer koca devletin başkenti ankara. orda isetese tarayıp milleti öldürür. anca insanlar ölünce önlem alınır bizim memlekette.
şunuda söyleyeyim ki aynı olay bize olsa ve suriyeye sığınsak kesinlikle bize yardım edeceklerini sanmıyorum sınırı ve kapılarını kapatırlar. gelip geçeni vururlardı. emin olun. araplardan ne zaman bir hayır gördük ki ?!
Cuma hutbesinde hocanın Suriyeli kardeşlerimiz vurgusu, televizyonlardaki Suriyeli kardeşlerimiz vurgusu, sokaklardaki suriyeli kardeşlerimiz afişleri. Elbette din kardeşimize yardım etmek doğru bir şey, bunun inkar edilecek bir yanı yok ancak cevap aradığım sorular var bu konu ile ilgili.
Birincisi göçmenlik olayına göre bu yapılan doğru bir hareket değil. Avrupa'nın hiç bir yerinde bu tarz bir içselleştirme yok. Adamlar çat diye senin sokaklarında gezmeye başlayamaz, bir takım kuralları yerine getirmeleri gerekmektedir. Ancak bizdeki ülkece hakim olan amatör ruh yine kendini gösterdi ve sorgusuz sualsiz bu insanlar sokaklarda gezmeye başladı.
Geçen yaşadığım bir olayda suriyeli bir adam 10 kişi ile birlikte otobüse bindi ve kart basmadı. şoför bir şeyler söyledi ama dönüp bakmadı bile geçti gitti. Varın siz karar verin. Bunlar daha bu sürecin başı.
Bu amatör ve duygusal yollar yüzünden ne kadar sorun yaşayacağımızı zaman gösterecek. Umarım yanılırım.
