peygamber döneminde, küçük topluluklarda görülen 'doğrudan demokrasi'ye benzer bir şeriat sistemi uygulanırdı. yerel gündemle ilgili gelişmeler belirli aralıklarla toplanılarak değerlendirilir, bölgesel kararlar şeriata uygun bir şekilde bu toplantılarda alınırdı. bu toplantılar camide yapılır ve buralarda "salat'ı ikame ederlerdi".
not: bu salat'ın içine namaz da dahil olabilir. o kısmını din alimleri daha iyi bilir.
cuma suresi'nin 9-10. ayetleri bu sistemi o dönemin islam toplumuna getiren hükmü içerir. günümüzde aynı şekilde uygulanmak zorunda değildir.
--spoiler--
9- Ey iman edenler, cuma (toplantı) günü salat için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allahın zikrine (kuran'a) koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
10- Artık salatı ikame edince, yeryüzünde dağılın. Allahın fazlını isteyip-arayın ve Allahı çokça hatırlayın; umulur ki felaha kavuşmuş olursunuz.
--spoiler--
o dönemde toplantı günü olarak haftanın 6. günü (yevm-ul sit'a) seçilmiş ve o güne toplantı (cuma) günü denilmiştir. örneğin; her pazar halı sahada maç yapan insanlar, pazar günü yerine maç günü derler. bu da onun gibi bir şey. yüzlerce yıl içinde bu isim, zamanla asıl ismin yerini almıştır.
yani araplara göre haftanın 6, bize göre 5'inci günü olan 'cuma günü', bizzat vahiyle belirlenmiş bir gün değildir. değişen toplum yapısının ihtiyaçlarına göre başka bir gün de seçilebilir; birkaç haftada bir veya haftada birkaç kez de yapılabilir; hatta hiç yapılmaya da bilir.