bilindiği üzere marketler, dükkanlar, mağazalar açılışlarını "hizmete başlamak" olarak tanımlarlar.
yani dükkanlar bir nevi kamu görevi yaparlar, yalnız klasik maaşlı çalışan memurların yerine, yapacağı kara odaklanan patronlar, tacirler tarafından işletilirler.
bu noktada geçen yaşadığım -ki bir çoğunuz benzeri şeyler yaşamışsınızdır- bir olayı nakledeyim müsaadenizle.
geçen gün ben, erkek arkadaşım, serap ve berke okulu kırmış bizim evde dvd izliyorduk. evdeki doritos stokları bu aç gözlü kalabalığa kafi gelmeyince, yeteri miktarda doritos temin etmek için sitenin girişindeki bakkala gittim lakin unuttuğum bir şey vardı, bugün cumaydı ve bakkal kapalıydı. bir beş dakika bekleyip sonra sinirle iki sokaka ötedeki migros'a gittim.
şimdi asıl konumuza dönersek, amacı kamuya hizmet etmek olan bir bakkalın, halkı mağdur etmek pahasına günün ortasında dükkanı kapatıp cumaya gitmesini nasıl değerlendireceğiz?
tanrı insanları mağdur eden böyle bir insanı iki rekat secde kıldı diye cennete mi sokacak?
ya da en can alıcı soruyu sorarsak, ihtiyacın olduğu anda dükkanı kapatıp seni mağdur eden bir kişiden alışveriş yapmak ne derece doğru
(bkz: bim)
- birleşik islam marketleri bu teyze ordan alışveriş yapma.
teyzemi bu cümleyle kandırmıştım. halbuki bilmiyordum bile. teyzem saftı, kandırıp eğleniyoduk. böyle bir şeydi bu da.
ama bir cuma günü ne göreyim? semtimizdeki bim cuma namazı nedeniyle kapalıydı.
evet orası birleşik bir islam marketiydi.
allah kabul etsindi.
serbest piyasa ekonomisinde herkesin istediği sikimi yiyebileceğini bilmeyen;bunun üstüne sosyalist ve insan merkezli bir tavırla yaklaşıp, insan tercihlerini yargılayarak çelişkiler içinde olduğunu ve saçmaladığını gösteren birinin kafasını takacağı konudur ancak.ah benim cicim..