hemen hemen filippo inzaghi kadar gol atmış olmasına rağmen inzaghi kadar tanınamamış efsane forvet. politik sebeplerle milli takımdan uzaklaştırılmıştır.
livorno 2003 yılında serie b'ye yükseldikten sonra torino fc'den ayrılarak kendi takımına dönmüş futbolcudur. bu transferle maaşında 500 bin avroluk bir düşüş yaşamıştır. hatta bu sebeple italyan basınında özgür iradesi olmadığı ve livorno'daki ailesi ne isterse onu yaptığı iddia edilmiştir.
fakat lucarelli livorno'da gol kralı olmuş ve takımını serie a'ya taşımıştır. sol koluna dövdürdüğü livorno dövmesiyle de iradesinin gayet özgür olduğunu belli etmiştir ele güne.
2006 yılında zenit'ten gelen astronomik teklifi "bazı futbolcular bir milyarla kendilerine ferrariler veya yatlar alır. bense paramla livorno formaları alırım. ve bu formaları almak için şu anki maaşım yeterli" diyerek reddetmiştir.
2007 yılındaysa yönetimle olan anlaşmazlıklar sonucu shakhtar'a transfer olmuştur. transferde en önemli rolü, kendi açıklamasına göre, yıllık alacağı 4 milyon garanti para olmuştur. bu paranın büyük kısmını livorno'da bir gazete açmak için kullanmıştır. amacı "iyi insanlara iş bulup iyi maaşlar ödemek ve onların diğer şirketler tarafından soyulmasını önlemek"tir.
italyan milli takımına alınmayınca benim milli takımım livorno demiş, ama iyi paralar karşılığında parma'sından shaktar'ına dolaşmış iki yüzlü oyuncu. bir komünist, bir şov adamı. başka da bir numarası yok zaten.
kolunda formasını giydiği aşık olduğu takımın* dövmesini taşıyan futbolcu. onu sahada gören spikerin sahaya bir taraftarın girdiğini söylemesi asla ve asla yadırganmamalıdır.
sözlükteki bir grup şakşakçıyı sikine takmayacak, çıkıp futbolunu oynayacak ve paranın bir taraflarına koyacak futbolcudur.
böyle zengin adamların sosyalizm, komünizm, faşizm, efendime söyleyeyim çükizm kukizm gibi şeylerle uğraşmaları şovdan başka bir şey değildir. yardım yapabilir, okul açabilir, bizzat kendisi eğitim çalışmalarına katılabilir, gazete çıkarttırabilir falan filan. insanlara yardım edip daha iyi bir dünya yaratmaya çalışmak zaten insanlık görevidir, sosyalizm nişanı değil. sosyalistse de sosyalisttir, millete şov yapmasın kimse.
gidin andre agassi'nin hayatını okuyun, neler yaptığına bakın. bana zerre faydası olmadı kendisinin ama ben bu adamı çok seviyorum arkadaş. işini ve insanlığını yapan, dört dörtlük mükemmel birisi. elimden gelse kendisine otel diker, altına da cip verirdim anasını satayım, zaten var; ama olsun, ben de böyle iyilik etmek istiyorum adama.
endüstriyel futbolmuş. işiniz gücünüz yok sahada sosyalist muhabbeti çevirirsiniz. çıkın oynayın, kaybolun gidin anasını satayım.
Otel odaları hakkında pek bilgili tayyip aşıklarının kaldığı odayı düşündüğü futbolcu. Dindar olduğunu söyleyen emre belözoğlu, hakan şükür gibi cemaatci isimler zaten gecekondularda yaşıyorlar, süper lüks arabalara binmiyorlar değil mi?*
edit; kaldığı otel odasını kendisi ayırtmamıştır. adam nereden bilecek lan karşıyaka'da bulunan otel odalarını?**
Kazandığı paranın büyük bölümü yoksul halkı için harcayan, babası bir liman işçisi olan, livorno'da halk için gazeteler çıkarttıran, boş zamanlarında ise okullarda yoksul çocuklara ders veren devrimci futbolcu. yaptıkları görmezden gelinerek, sözlükte tayyip erdoğan'ı ilah olarak kabul edenler tarafından eleştiriliyor, reklam yapmak ile suçlanıyor ki onlara gülmemek elde değil. Lucarelli'nin reklama hiç mi hiç ihtiyacı yoktur ki belki dünya üzerinde en sevilen futbolculardan birisidir. Ayrıca luca'nın hayatı ve yaptıkları hakkında zerre bilgi sahibi olmadan şu takıma transfer olmuş, bu takıma transfer gitmiş nasıl livorno aşığı diye eleştiren embesillere gerçekten gülünüz. onlar sırf solcu futbolcuymuş, eleştirelim mantığı ile saçmalayan canlılar çünkü. Devrimci, işçi çocuğu, livornolu olduğu kadar futbolcudur. yani başka bir takıma transfer olması gayet doğal ki başka takıma transferini eleştirenler fenerbahçe'ye kuruş para kazandırmadan avrupa'ya transfer olan tuncay şanlı'dan gururumuz, gerçek fenerbahçeli şeklinde bahseden insanlar. eee niye transfer oldu o zaman? yani sizin sığ mantığınıza böyle tarrak işte... Adam futbolcu ve kariyeri için elbet istediği takıma gider ki lucarelli'nin, livorno'ya olan bağlılığını eleştirmek sana kalmamıştır, düşmemiştir hacı. o kadar dönek, sahtekar, işe yaramaz olsaydı* livorno tribünleri hala onun üzerine bu kadar titremez, düşmezdi.
--spoiler--
2003-04 sezonunda Serie A'da gol kralı olan Lucarelli bir yol ayrımına geldi. Ya kendisine Rusya'nın Zenith takımı tarafından teklif edilen 3 milyon euroluk transfer teklifini kabul edecek ya da düşük bir ücret karşılığında Livorno'da oynamayı tercih edecekti. işte Lucarelli'yi Livorno taraftarlarının kalbine kazıyan da, bu teklifi şu cümleyle reddetmesi oldu:
"Bazı futbolcular yarım milyona bir Ferrari ya da güzel bir tekne alırlar. Ben o paraya sadece bir Livorno forması satın almak isterim. Tüm beklentim ve isteğim bu!
--spoiler--
gurbete çalışmaya gitmiş bir evin çocuğunu düşünün.. lucarelli o'dur işte.. TEkrardan evine dönmüş ve tüm ailesini fazlasıyla sevinmiştir. 99 en çok sana yakışıyor..
kardeşi alessandro lucarelli ile parma'da top koşturmaktadır.kazandığı parayla livorno'da gazete açıp,ırkçılık karşıtı anlatımlar için derslere giren furbolcudur.
fenerbahçeli kemalettin'i hatırlatır. bilen bilir ki kemalettin'de son demlerini diyarbakırspor'da geçirdi ve trübünlerden "solcu kemo" sloganlarıyla çokca bağra basıldı.
