Şehrin isyancı ruhunun bayrağı Livorno takımıysa, takımın bayrağı da Cristiano Lucarelli. 29 yaşındaki forvet, buralı bir liman işçisinin çocuğu. 12 yaşından beri Livorno tribünlerinin gediklisi. Torino, Lecce, Valencia, Atalanta gibi üst düzey takımlarda oynarken, sakat ya da cezalı olduğunda da, Livorno 'Kurva'sında yerini alıyordu. 2003'te, Torino'yu bırakıp, 100 bin avro aşağısına Livorno'ya gelmesi, onu büsbütün efsaneleştirdi. Menajeri, 'Milyonunuz Sizde Kalsın' adıyla kitaplaştırdı onun öyküsünü. Kitap şu cümleyle bitiyor: "Livorno herhangi bir takım değildir, italya futbolunu kurtaracak güçlerden biridir."
Lucarelli 25 golle, Livorno'nun Seria A'ya çıkışında büyük rol oynadı. Otonom Tugaylar taraftar grubunun kuruluş yılı olan 1999'a selamla, 99 sırt numarasını taşıyor. "Doğduğumdan beri komünistim" demişti bir beyanatında. 1996'da 21 yaşaltı milli takımda attığı ilk golde formasını sıyırıp Che Guevaralı tişörtünü göstermişti. Bir daha milli takıma çağrılmadı. Şimdi, 'rezerv' kadroda yer alıyor. Sol yumruğuyla 'komünist selâmı' verdiği için Di Canio'ya verilenin üç katı cezaya çarptırılmıştı. http://www.cristianolucarelli.it/
italya milli takımında şans verilmemesi üzerine yöneltilen soruya; benim asıl milli takımım livorno. orada zaten oynuyorum diyerek, gönülleri fethetmiş italyan futbolcu. *
sayın nilay yilmaz kendisi ile ilgili yazdığı satırlarda hislere tercüman olmuştur:
Madem ki yoksulların yanında durmuştur şerefi hak etmiştir der Jose Marti, insanlığın tanıdığı ilk büyük sakallı için. Bu sözü yeşil sahalarda etmek aklımızın ucundan geçmezdi; ama etmek farz oldu;
Uzak bir ülkenin, uzak bir köşesinde tutkuyla marşlar söyleyen taraftar kitlesinin inançlarıyla dövmelenmiş çocuğu. Reddedeni öğüten bir çarka yel değirmenlerine saldırır gibi bilenen.
insan ne kadar anlatsa da bazı şeyleri ifade edemiyor.
Bazen bağırmak gerekiyor: Forza Livorno, Avanti Lucarelli
gecen eylül ayinda tanisma serefine eristigim büyük futbolcu. sans eseri uefa kupasi icin bulundugum ülke avusturya ya gelmisti. beni italyan taraftarlardan biri sandi. ben arkadaslara fotografi söyle böyle cekin diye bagirirken bu ne dili diye sordu.ben de türkce dedim.o zaman cok sasirmisti bana birseyler sormak istedi ama hic ingilizcesi yoktu. sadece thank you turco friend dedi.sonra siradan bir taraftar gibi(o macta sakatti ona ragmen taraftarlarla maca gelmisti)maci izlemek icin tribüne gitti. onu sonra elinde livorno bayragi elde sallarken taraflarinin arasinda gördüm. heralde bu adama 200 milyon euro transfer parasi verseler yüzündeki o an ki gülümsemeyi saglayamazlardi.
luca toni'yi bayern münih'e satan fiorentina'nın bir sonraki sezon için büyük ölçüde anlaştığı futbolcu. son haftalarda isteksiz oynadığı için livorno taraftarlarınca protesto edilmiştir.
şöyle bir adam. (klibi sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederdim ama bu halk şarkısını yarıda bırakabilecek olanlarınız, izlemesin zaten) http://www.youtube.com/watch?v=S3K8NYw8U7c
shakhtar donetsk forması altında geçirdiği 6 aylık Ukrayna macerasının ardından Parma ile 3.5 yıllık sözleşme imzalayan futbolcudur. Parma'nın tecrübeli oyuncu için 5.7 milyon Euro bonservis ücreti ödediği belirtilmiştir.
Ukrayna'da forma giyen ilk italyan futbolcu olan Lucarelli, Shakhtar Donetsk ile çıktığı 12 lig maçında 4, Şampiyonlar Ligi'nde ise forma giydiği 9 maçta 4 gol kaydetmişti.
bu sezon devre arası transferinde parma takımına transfer olarak ülkesine dönen bayrak futbolcudur. bunun da sebebi avrupa şampiyonasında milli takımda oynama istediğidir. yani bir çeşit azgın teke sendromu da diyebiliriz. çünkü lucarelli için tek ve ideal takım livorno'dur. kolunda dövmesini taşıdığı futbol takımına değilde parma'ya gitmiş olması livorno halkını epey bir kızdırsa da emekliliğini liorno'da yapacağına herkes kesin gözüyle bakmaktadır.
parma kendisini 2m euro vererek yarım sezonluğuna almıştır. eğer kalmasını isterlerse sezon sonu 3.5m euro daha vermesi gerekmektedir. shaktar bu transferden epey kar etmiştir, tebrikler lucescu.
fenerbahçeli kemalettin'i hatırlatır. bilen bilir ki kemalettin'de son demlerini diyarbakırspor'da geçirdi ve trübünlerden "solcu kemo" sloganlarıyla çokca bağra basıldı.
kardeşi alessandro lucarelli ile parma'da top koşturmaktadır.kazandığı parayla livorno'da gazete açıp,ırkçılık karşıtı anlatımlar için derslere giren furbolcudur.
gurbete çalışmaya gitmiş bir evin çocuğunu düşünün.. lucarelli o'dur işte.. TEkrardan evine dönmüş ve tüm ailesini fazlasıyla sevinmiştir. 99 en çok sana yakışıyor..
Kazandığı paranın büyük bölümü yoksul halkı için harcayan, babası bir liman işçisi olan, livorno'da halk için gazeteler çıkarttıran, boş zamanlarında ise okullarda yoksul çocuklara ders veren devrimci futbolcu. yaptıkları görmezden gelinerek, sözlükte tayyip erdoğan'ı ilah olarak kabul edenler tarafından eleştiriliyor, reklam yapmak ile suçlanıyor ki onlara gülmemek elde değil. Lucarelli'nin reklama hiç mi hiç ihtiyacı yoktur ki belki dünya üzerinde en sevilen futbolculardan birisidir. Ayrıca luca'nın hayatı ve yaptıkları hakkında zerre bilgi sahibi olmadan şu takıma transfer olmuş, bu takıma transfer gitmiş nasıl livorno aşığı diye eleştiren embesillere gerçekten gülünüz. onlar sırf solcu futbolcuymuş, eleştirelim mantığı ile saçmalayan canlılar çünkü. Devrimci, işçi çocuğu, livornolu olduğu kadar futbolcudur. yani başka bir takıma transfer olması gayet doğal ki başka takıma transferini eleştirenler fenerbahçe'ye kuruş para kazandırmadan avrupa'ya transfer olan tuncay şanlı'dan gururumuz, gerçek fenerbahçeli şeklinde bahseden insanlar. eee niye transfer oldu o zaman? yani sizin sığ mantığınıza böyle tarrak işte... Adam futbolcu ve kariyeri için elbet istediği takıma gider ki lucarelli'nin, livorno'ya olan bağlılığını eleştirmek sana kalmamıştır, düşmemiştir hacı. o kadar dönek, sahtekar, işe yaramaz olsaydı* livorno tribünleri hala onun üzerine bu kadar titremez, düşmezdi.
--spoiler--
2003-04 sezonunda Serie A'da gol kralı olan Lucarelli bir yol ayrımına geldi. Ya kendisine Rusya'nın Zenith takımı tarafından teklif edilen 3 milyon euroluk transfer teklifini kabul edecek ya da düşük bir ücret karşılığında Livorno'da oynamayı tercih edecekti. işte Lucarelli'yi Livorno taraftarlarının kalbine kazıyan da, bu teklifi şu cümleyle reddetmesi oldu:
"Bazı futbolcular yarım milyona bir Ferrari ya da güzel bir tekne alırlar. Ben o paraya sadece bir Livorno forması satın almak isterim. Tüm beklentim ve isteğim bu!
--spoiler--
Otel odaları hakkında pek bilgili tayyip aşıklarının kaldığı odayı düşündüğü futbolcu. Dindar olduğunu söyleyen emre belözoğlu, hakan şükür gibi cemaatci isimler zaten gecekondularda yaşıyorlar, süper lüks arabalara binmiyorlar değil mi?*
edit; kaldığı otel odasını kendisi ayırtmamıştır. adam nereden bilecek lan karşıyaka'da bulunan otel odalarını?**